• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

ilkeliyazilar

Hoş geldiniz!

Üyelik Girişi
Site Haritası
Takvim
Ufuk KARADAVUT
Kırmızı Et Nereye Gidiyor
13/11/2017

Et üretimi olarak her geçen gün biraz daha gerilere gittiğimizi artık bilmeyenimiz yok. Özellikle son zamanlarda yapılan ithalat ile bu daha da netleşti. İthal etin İslami olarak kesilip kesilmediği, hijyenik olup olmadığı, içindeki et oranı ve içindeki su oranı gibi konuların konuşulmadığı ve buna rağmen ithalata devam edildiği görülüyor. Ama aslı sorunun bunun ötesinde ne yapmak gerekiyor ve et fiyatları neden yükseliyor. Neden buna müdahale edilemiyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre Türkiye'nin toplam kırmızı et üretimi, yılın üçüncü çeyreğinde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 23,6 azalışla 301 bin 331 ton olarak gerçekleşmiş. Sığır eti üretimi ise %29.4 oranında azalış göstermiş. İşin sevindirici yanı ise koyun küçük baş hayvanlardan elşde edilen et miktarında görülen %39.9’luk artıştır. Ancak küçük baş hayvanlarda görülen artışın kırmızı et konusunda ciddi bir faydasının olmayacağı açıktır. Çünkü 1 ton ağırlığında olan bir hayvandan %55 oranında et alınsa ve yaklaşık 550 kg et demektir. Ancak en iyi koyun 60 kg gelir. Bunun %45’ini et olarak alırsak, 27 kg eder. Buna göre bir sığırdan elde edilen kırmızı eti sağlayabilmek için yaklaşık 20 adet koyun kesmek gerekecektir. Bu ise çok ekonomik değildir.

Burada üzerinde durulması gereken önemli bir konu bulunmaktadır. Et fiyatlarının artmasını sadece üreticiye bağlama doğru değildir. Piyasa çok faktörlü bir piyasadır ve üretici bu yapının en altında yer alır. En çok sömürüleni de zaten üreticilerdir. Üreticiden başlayan yolculuk,  et sanayicisi, aracı, toptancı, market olmak üzere çok sayıda aşamadan geçerek son tüketiciye ulaşır. Görüleceği gibi fiyat ayarlamasında üreticinin etkisi çok düşük seviyededir. Çünkü et fiyatını önemli ölçüde sanayici ve aracılar belirlemektedirler. Özellikle dönmesel yaşanan fiyat artışları konusunda üreticinin katkısı hemen hemen yok gibidir. Ancak ne hikmetse hayvansal ürünlerde (et ve et ürünleri ile süt ve süt ürünleri) artış olduğunda hemen birileri yönlerini üreticiye doğru yönlendirmektedir. Aslında yapılan bir tür hedef saptırmaktır. Ama buna özellikle basınımız bilerek ya da bilmeyerek alet olurlar. Sonuçta olan üreticiye olur. Moraller bozulur ve hevesler kırılır. Bu psikolojik baskı zaman içerisinde üreticilerin üretimden çekilmelerine kadar gidebilir. Üreticilerin üzerine bütün yükü yüklemek ve acımasızda onlara saldırmanın saplıklı bir davranış ve iyi niyetli bi şey olmayacağını söylemek yanıltıcı olmayacaktır. Son zamanlarda bazı ithalci lobilerin böylesi kampanyalar ile yerli üretimi ve yerli üreticiyi bitirme yönünde çalışmalar yaptıkları yönünde duyumlar almaktayız. Ne derece doğru bilmiyoruz nacak bunu araştırmak bakanlık yetkililerinin işidir.

Diğer yanda ise özellikle hayvansal üretimde maliyetin yaklaşık %60’ını yem girdileri oluşturmaktadır. Yem üretimi yetersiz olduğunda işletme dışından alınmaktadır. Saman dahi ithal ettiğimiz bir dönemde yem fiyatlarının ucuz olmasını beklemek mümkün değildir.  Yem bulunsa bile kaliteli yem bulunamadığından et verimi ve kalitesi düşmektedir. Sonuçta üretici emeğinin karşılığı alamamaktadır. Bunun yanında mazot, gübre ve işçilik gibi pek çok faktöre ve bunlardaki artış eklenince üretici oldukça zorlanmaktadır. Hemen herkes zararını üreticinin aleyhine doğru kullanmaktadır. Artış olmaması için üretim girdi maliyetlerinin düşmesi ya da sabit kalması gerekir ki bunun günümüz şartlarında mümkün olmayacağı açıktır.

Kırmızı et konusunda ülkemizde önemli bir görev üstlenen Et ve Süt Kurumu’nun yeterince çalıştırılmadığı da dikkati çekmektedir. Piyasaya sürekli olarak karar alıcı olarak girmesi gereken kurum neredeyse hiçbir konuda piyasaya müdahale etmemektedir. Müdahale edilmesi gereken yerlerde müdahale edilmeyince de spekülatör olarak tanımlanan fırsatçıklara gün doğmakta ve piyasayı istedikleri gibi yönlendirebilmektedirler. Elbette şunu da bilmek gerekir ki, et ve süt kurumunun gücü ne kadardır ve sınırları nerede başlayıp nerede bitmektedir. Bu sınırları kimler çizmiştir ve neye göre çizmiştir. Bunun gibi çok sayıda soruyu sorabiliriz. Ancak cevap alabileceğimizi beklemiyorum. Bunu da buradan söylemek gerekir. Ayrıca ürün konseyleri denen bir yapı oluşturulmuştur. Ancak konseylerin çalıştıklarını duymuyoruz. Konseyler daha etkin ve verimli olarak çalışırlarsa sonuçta başarılı olabilir.

Yerli üretim ya da ithalat seçeneğinin hangisini tercih ederseniz edin, kırmızı et piyasasındaki fiyatların ayarlanmasında yetki kullanımı yerine getirilmedikçe bu tür tartışmalarında artacağını söylemek yanlış olmayacaktır. Et piyasasında iyi niyetli olmayan bazı aracı, stokçu, perakendecinin dikkatli bir şekilde ele alınması ve gerekirse gereken cezaların verilmesi gerekir. Bu konuda devletin en sert şekilde davranması kamu yararı açısından gereklidir. Serbest piyasa diyerek hem üreticilerin ve hem de tüketicilerin zarar görmesi engellenmelidir.

Ülkemizde yetiştirilen ve kırmızı etin kaynağı olarak bilinen koyun, keçi ve sığırların aynı zamanda süt ve süt ürünlerinin de kaynağı olduğu bilmek gerekir. Buradan gelmek istediğim şey; sadece kırmız et için politika üretmek yeterli olmayacaktır. Uygun ve gerçekçi politikalar ile et ve süt üretimini birlikte düşünmek gerekecektir. Günümüzde üreticiler çiğ sütü 1,1 TL civarına, kilogram karkas ağırlığını ise 25 TL civarına mal etmektedirler. Buna göre üreticilerimiz hayvan başına ürettikleri sütün veya besideki sığır başına ürettikleri karkasın bir bölümünü masrafları için kullanmaktadırlar. Ürün fiyatının düşmesi ya da girdi maliyetlerinde meydana gelen artışlar, hayvan başına masraflar için kullanılması gereken ürün miktarını da arttırmaktadır. Bu gelişme işletmenin üretimdeki sürekliliğini zora sokmaktadır. Süreklilik önemlidir. Süreklilik varsa et stoku oluşur. Et stokunun oluşması ve bunun korunması için özellikle küçük işletmeciliğin desteklenmesi gerekir.



563 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Virüs fırtınasından sonra Enfeksiyon saldırısı - 26/12/2022
Virüs fırtınasından sonra Enfeksiyon saldırısı
Sıfır Emisyon Mümkün mü? - 14/12/2021
Sıfır Emisyon Mümkün mü?
Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi - 01/07/2021
Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi
Salgın Hastalıkların Kısa Tarihi - 15/06/2021
Salgın Hastalıkların Kısa Tarihi
Kitlesel Yokoluşlar Üzerine - 02/06/2020
Kitlesel Yokoluşlar Üzerine
Yoksulluk Algısı Araştırması-3 - 09/01/2020
Yoksulluk Algısı Araştırması-3
Tarım Kredi Raporu - 16/12/2019
Tarım Kredi Raporu
Kaçak Zeytinyağı Yerli Zeytinyağı Savaşı - 26/11/2019
Kaçak Zeytinyağı Yerli Zeytinyağı Savaşı
Tarımsal Alandaki İddialara Dair... - 26/11/2019
Tarımsal Alandaki İddialara Dair...
 Devamı
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar35.037435.1778
Euro36.390736.5365
Hava Durumu
Saat