• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

ilkeliyazilar

Hoş geldiniz!

Üyelik Girişi
Site Haritası
Takvim
Ufuk KARADAVUT
Yoksulluk Araştırması-1
23/07/2016

Her canlı yaşamını sürdürebilmek için günlük ihtiyaçlarını karşılamak ister. Bunun içinde içerikleri farklılık gösterse bile çalışma içinde bulunur. Yapmaya çalışılan ya da bir şekilde ısrarla yapılmaması düşünülen hemen her gayret sonuçta hayatın daha rahat idame ettirilmesi içindir. Bu uğraşlar yapılırken uğraşlarımızın başarıya ulaşmasına yönelik olarak karşılaşacağımız pek çok olay bizim için bir tehdit olarak algılanır. Bunun üstesinden gelmek başarımızın ölçütleri arasındadır. Bu engellerin en başında ise yoksulluk riski yer almaktadır. İnsanlarımızın tamamına yakını yoksul olmak ve yoksul kalmaktan çekinir. Bunun içinde her türlü gayreti gösterirler.

Yoksulluğun ilk aşaması ve temeli “gıda yoksulluğu” olarak tanımlanan ve kişilerin ihtiyaç duydukları günlük kalorilerini karşılayabilecek gelire sahip olamamalarıdır. Buna bazı yerlerde “mutlak yoksulluk” ta denilmektedir. Her ne denirse densin ama önemli olan kişilerin günlük temel ihtiyaçlarını karşılamamalarıdır.

Elbette çözüm arayanların bazı gerekçeleri olacaktır. Bunların çözümlenmesi durumunda fakirlik ve yoksulluğun engellenebileceği şeklinde açıklamalarda bulunacaklardır. Nüfusun fazla olması, yatırımların yetersizliği, işe katılım oranlarının düşüklüğü, gelir dağılımındaki düzensizlik, sosyal yapıdaki geriye dönüşsüz kopmalar, lüks ve yüksek standartlarda yaşama ihtiyacı gibi davranışlar birer sorun olarak görülür. Hatta bazıları biraz daha ileri giderek, eğit m seviyesindeki yetersizlikler ile çevredeki aşırı kirlenmenin buna neden olabileceğini belirtir. Bunların içinde gerçekten etkili olan ve ön planda yer alması gereken sorunlar vardır. Ancak hepsini buna bağlamak ne kadar doğru olur? Bu sorunun cevaplanması gerekir. Sadece yardım almaya artık kendisini odaklamış olan yığınların ne konuşmaya nede eleştirmeye haklarının olmadığı açıktır. Eleştiremez, çünkü eleştirdiklerinin verdikleri vergiler ile ayakta kalmaktadır.

Yoksulluk bazen hükümetlerin bir politikası olarak ta karşımız çıkar. Yoksullaştırılan ve yaşamlarını sürdürebilmek için birilerine bağlı olan insanların sayılarının artması beraberinde bu kişilerin daha kolay bir şekilde yönlendirilebilmelerini de beraberinde getirecektir. Her istediği şekle giren ve her şeyi yapan bir topluluk hükümetler açısından istenen bir şeydir. Bunların sayıları arttıkça hükümetlerin daha uzun süre ayakta kalabilmeleri mümkün olabilecektir. Hatta bazı ülkelerde bu açıkça teşvik edilir. Bu çok iyi bilir. Ancak kimse çıkıp ta buna karşı gelmez. Nedeni ise açıktır. Yardımı alan yoksullar çalışmadan ve üretmeden günlük ihtiyaçlarını rahat bir şekilde karşılamaktadırlar. Yardımı yapanlar ise her istedikleri zaman istedikleri gibi davranabilen kalabalıkların olması ve onları desteklemeleri yeterlidir. Bunun karşısında olan ve sistemi eleştirenler ise ya “hain” ilan edilirler, yada sisteme karşı olarak hazırlanan planlar ile devre dışı bırakılırlar.

Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, yoksulluğun sebepleri ile sonuçları arasında yüksek oranda ilişkiler vardır. Kişilerin yoksul kalmalarına neden olan faktörlerin ortadan kaldırılması aynı zamanda o kişilerin yoksulluktan kurtulmalarının da en önemli sebepleridir.

Şu asla unutulmamalıdır ki, yoksulluğun sebebi ne olursa olsun mutlaka üstesinden gelinmesi gereken çok ciddi bir sorundur. Yoksulluk hem sosyal meselelerin artmasına neden olurken, aynı zamanda sağlıklı bir yaşamın sürdürülmesine de engel olarak karşımıza çıkar. Aslında devletin ve o ülkede yaşayan halkın vergileri yoksulluğun kaldırılmasında kullanılmaktansa sosyal yardım olarak harcanır. Bu da insanların daha fazla toplumdan kopmasına, ayrışmasına ve kutuplaşmasına neden olur.

Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de yoksulluk önemli bir konudur. Uzun yıllardan beri bütün hükümetler yoksulluğun önüne geçmek için politikalar üretmişlerdir. Başarlı oldukları alanlar olduğu gibi başarısız oldukları alanlarda olmuştur. Ancak ülkemizde halen resmi rakamlara göre 13 milyona yakın insanımızın yardım alıyor olması halen daha bu konuda başarılı bir sonucun alınmadığını bize göstermektedir.

Bu sosyal olgu hayatımızın bir gerçeğidir. Bu nedenle bu gerçeği daha yakından ve daha somut bir şekilde anlamak ve ortaya koymak gerekmektedir. Bu çalışmada yardımı alanlar başta olmak üzere yardımı yapanlar ve aracı olanların görüşleri dikkate alınarak bir sonuca gidilmiştir. 



1203 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Virüs fırtınasından sonra Enfeksiyon saldırısı - 26/12/2022
Virüs fırtınasından sonra Enfeksiyon saldırısı
Sıfır Emisyon Mümkün mü? - 14/12/2021
Sıfır Emisyon Mümkün mü?
Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi - 01/07/2021
Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi
Salgın Hastalıkların Kısa Tarihi - 15/06/2021
Salgın Hastalıkların Kısa Tarihi
Kitlesel Yokoluşlar Üzerine - 02/06/2020
Kitlesel Yokoluşlar Üzerine
Yoksulluk Algısı Araştırması-3 - 09/01/2020
Yoksulluk Algısı Araştırması-3
Tarım Kredi Raporu - 16/12/2019
Tarım Kredi Raporu
Kaçak Zeytinyağı Yerli Zeytinyağı Savaşı - 26/11/2019
Kaçak Zeytinyağı Yerli Zeytinyağı Savaşı
Tarımsal Alandaki İddialara Dair... - 26/11/2019
Tarımsal Alandaki İddialara Dair...
 Devamı
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar35.037435.1778
Euro36.390736.5365
Hava Durumu
Saat