• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

ilkeliyazilar

Hoş geldiniz!

Üyelik Girişi
Site Haritası
Takvim
Ufuk KARADAVUT
Anlamak İstemeyen Toplum
09/05/2016

Olaylar olayları doğuruyor. Her olay aslında insanoğlu için birer ders niteliğinde. Elbette anlayana ya da anlamak isteyene. Türkiye’de resmen ilan edilmemiş bir savaş yürütülüyor. Hem de tek bir cephede değil. Pek çok cepheler açılmış ve savaş devam ediyor. Hemen her gün cephelerden şehit haberleri geliyor. Sadece son bir ayda 30 kadar şehidimiz var. Son on ayda sayı 500’e yaklaştı. Kimseler umursamasa da kimseler görmek istemeseler de ateş düştüğü yeri yakıyor ve analar ve babalar ağlıyor. Eşler ve evlatları ağlıyor. Bu ağıtları ve dökülen göz yaşlarını ne duyan ne de gören var. Ancak unutulmasın ki bunların ahı ağır olur ve bizden bir şekilde çıkar. Hepimiz bu ahların altında kalırız.

Ülkemizin düşmanları çok. Hem içerde hem de dışarıda tahmin dahi edilemeyecek hızda işbirliği içinde çalışmalar devam ediyor. İçerideki işbirlikçileri dışarıdakilerden daha yoğun bir şekilde ülkenin dönüşmesi için çalışıyor. Ancak bizleri asıl kahreden, içimizdeki işbirlikçiler ve onların beslediği içi boş kalabalıklardır.

Evet, ülkemiz savaşıyor diyoruz. Türkiye’nin savaşı ülke dışında gerçekleşen bir savaş değil. Ülke içinde kendi topraklarında gerçekleşiyor. Hatta öyle bir vaziyetteyiz ki, kendi toprağımıza ayak bastığımızda bayrak çekiyor ve “şuraya bayrak çektik” diyerek övünmeye bile kalkıyoruz. Teröristler istedikleri gibi eylemler yaparak istediklerini elde edebilirlerken, ülkeyi savunanların aynı rahatlığı gösteremediklerini görmek bizleri yaralıyor.

Düşmanlar ülkenin hemen her köşesinde hendekler kazarken kimsenin sesi çıkmamış, siperler kazarken görmezden gelinmiş, yollara bombalar yerleştirilirken de boş verilmiştir. Evler arasında metrelerce tüneller kazılmış, evler adeta cephaneliğe döndürülmüş ve yapılanların hemen hepsi açık bir şekilde yapılmıştır. Ancak günümüzde işte en hafif tabirle bu boş vermişliğin cezasını Mehmetçiklerimiz Hayatları ile ödüyor. Ancak teröristlere göz yumanlar ve onlara ses çıkarmayanlar ise her zamanki pişkinlik ile konuşmaya devam ediyorlar. Yaptıklarından zerre kadar pişmanlık duymadan ölen askerlerimiz için sahte gözyaşı bile dökmeden gündelik hayatlarına devam ediyorlar.

Açılan tünelleri ve kazılan hendekleri mit, milletvekilleri, valiler, polisler, askerler ve kısaca herkes biliyor. Bilmemeleri mümkün değildir. Akan kanda burada görevli olan ve görevini layıkıyla yapmayan herkesin vebali vardır. Gördüler ama görmez gibi davrandılar. Duydular ama duymaz gibi yaptılar. Dahası ülkeyi yönetilemez bir hale getirerek içinden çıkılmaz bir hale gelemsine neden oldular.

Baksanıza bugün yerin dibine geçiriliyormuş gibi yapılan PYD düne kadar en büyük dostumuzdu. Hatta utanılacak bir şey ama Süleyman Şah türbesini bile IŞİD’ten izin alarak ve PYD’nin kontrolünde adeta kaçırdık. Hatta PYD’nin liderini Ankara’da kırmızı halılar ile karşıladık. Devlet protokolü uyguladık. Açılım adı altında yapılan saçma sapa çalışmalar sonucunda ülke adeta bölünmenin eşiğine geldi. Halk içinde gönül bağı denen kavram yok oldu. Gönül’ün yerini para aldı. Kime para verirseniz onu elinizde tutabilirdiniz.

Şimdilerde ne hikmetse bir terörle mücadele hırsı aldı başını gidiyor. Her kes terörle ve teröristle savaşıyor. Peki, sonuçta ne oluyor. Hiçbir şey. Teröristle mücadele eder görüntüsünün dışında ve ölen onca şehidin ötesinde bir şey olmuyor. TSK haber ajansı internet sitesinden yayın yapıyor. Şu kadar terörist etkisiz hale getirildi diye. Öldürüldü bile diyemiyorlar. Çünkü ölündürülmüyorlar. Hoş gerçi öldürseler ne olacak ölen onca Mehmet’in canı geri mi gelecek diyenleriniz var. Belki gelmeyecekler ama en azından geride kalanların yürekleri bir miktar soğuyacaktır.

Daha dün haberlerde dinledim. Deniz Kuvvetleri Komutanlığınca Deniz Arslan’ı 2016 tatbikatı düzenlenmiş. Haberlerde spiker sayıyor şu yapıldı, bu kurtarıldı vs vs. Allah aşkına ege denizinde 17 adet adamız fiilen Yunan işgalinde iken onlarca kayalığımız elimizden fiilen alınmışken neyin tatbikatını yaparlar. Oldukça garip bir durum var. Sonuçta şunu söyleyebiliriz ki, halkımız içine girdiği sessizlik girdabında boğulmak üzeredir. Eğer ciddi bir çalışma yapılıp bu girdaptan kurtarılamazsa yarın için bir şeyler söylemek imkânımız olmayacaktır. 



750 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Virüs fırtınasından sonra Enfeksiyon saldırısı - 26/12/2022
Virüs fırtınasından sonra Enfeksiyon saldırısı
Sıfır Emisyon Mümkün mü? - 14/12/2021
Sıfır Emisyon Mümkün mü?
Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi - 01/07/2021
Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi
Salgın Hastalıkların Kısa Tarihi - 15/06/2021
Salgın Hastalıkların Kısa Tarihi
Kitlesel Yokoluşlar Üzerine - 02/06/2020
Kitlesel Yokoluşlar Üzerine
Yoksulluk Algısı Araştırması-3 - 09/01/2020
Yoksulluk Algısı Araştırması-3
Tarım Kredi Raporu - 16/12/2019
Tarım Kredi Raporu
Kaçak Zeytinyağı Yerli Zeytinyağı Savaşı - 26/11/2019
Kaçak Zeytinyağı Yerli Zeytinyağı Savaşı
Tarımsal Alandaki İddialara Dair... - 26/11/2019
Tarımsal Alandaki İddialara Dair...
 Devamı
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar35.037435.1778
Euro36.390736.5365
Hava Durumu
Saat