• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

ilkeliyazilar

Hoş geldiniz!

Üyelik Girişi
Site Haritası
Takvim
Ufuk KARADAVUT
Bayram Değil Seyran Değil…
04/04/2016

Son günlerde bir darbe söylentisi yayıldı. Nedendir bilinmez ama sanki kimsenin işi gücü kalmamış gibi her kes bunu söylüyor ve bunda bahsediyor. Elbette amaçlı bir şekilde ses tonları da yükseltiliyor. Bunun asıl sebebinin birilerini iktidarda tutmak için yapılan algı çalışmalar olduğunu tahmin ediyoruz. Zaten darbe bu şekilde bağıra bağıra da gelmez. Geldiğinde çok ağır ve sessiz gelir ki kimse geldiğini anlamasın.

Herkesine geldiğini beklediği ve anladığı bir darbe darbe olmaktan 
çıkıp millete eğlence olur. Ama bizim ülkemizde böyle olmuyor. Gevşemeye başlayan, bize bir şey olmaz, biz ne yaparsak yapalım haklıyız, peygamber hata yapar ama biz yapmayız diyenlerin arasından sızıntı ve gevşeme başlayınca safları yeniden sıkılaştırmak için uydurulan bir olay gibi görüyorum.

Darbe olduğunda özel emirle özel mahkemeler kurulur. Adalet ölür ve kişiye göre önceden belirlenmiş adalet devreye girer. Özel mahkemelere özel savcılar ve özel hâkimler atanır. Aslında bu mahkemeler semboliktir. Zaten sonuç bellidir. Mahkeme sizi suçlu bulmuştur. Ama olsun adaletin olduğunu her kese gösterilmesi gerekir. Suçsuzda olsanız üzerine bir çamur atılır. Yıllarca temizlemeye çalışırsınız. Yıllarca sucunuzu dahi bilmeden hapislerde yatarsınız. Daha sonrada ıslah olduğunuz düşünülerek kusura bakmayın aldatılmışsız denir.

Darbe olduğunda Rektörleri darbe taraftarlı oluşturur, hastane başhekimlerinden tutun bütün idari kadrolara, bürokraside etkin olan ya da olmayan kademelere sendika başkanlarına, sivil toplum örgütlerinin başkanlarına hep darbe yandaşları ve alkışçıları getirilir. Ele geçiremedikleri yerler olursa bir suç isnat edilerek içeri atılır. Bu şekilde ele geçirilir. Liyakat esas alınmaktadır denir. Doğrudur en yalaka ve en çok darbeyi alkışlayanlar göreve getirilirler. Liyakat tan anlaşılan darbeyi en çok öven ve en çok alkışlayanlardır. Elbette darbeyi en çok alkışlayanlarda bu sistemden en çok rant elde edenlerdir.

Buda yetmez önemli bir sorun hala durmaktadır. O da basındır. Yazılı ve görsel basının bir şekilde susturulması gerekir. Bunun içinde gazete patronlarının kulakları çekilir. Uslanmıyorlarsa, vergi memurları gönderilerek kulakları çekilmeye çalışılır. Yüklü para cezaları verilir. Böylece altından kalkamayacakları yükün altına sokularak bir tehdit unsursu olarak kullanırlar. Eğer hala daha hidayete eremediyseler bu durumda da gazete ve televizyonlara el konulur ya da kayyum atanarak iflas etmeleri sağlanır. Bu şekilde ıslah olmaları sağlanır.

Anayasa diye bir şey kalmaz. Zaten darbeci anayasayı tanımaz. Ben yeni sistem geliştirdim. Fiili bir durum yarattım der. Sistemi bana uydurun diye emir verir. Emri altındakilerde buna göre sistemi uydurmaya çalışırlar. Buna engel olabileceğini düşündükleri yada olanları da bir şekilde adaletin yüceliği ile ya da başka karamlalar ile bir şekilde saf dışı bırakırlar. Bırakamadıklarını da itibarsızlaştırmak isterler. Bunun için her türlü gayret gösterirler.

Aslına bakılırsa darbecilerin özellikleri çok şeyi bizlere hatırlatıyor. Hatırlatmalı da. Herkes içinde yaşadığı dönemi dikkatle incelediğinde aslında darbe her zaman oluyor. Ancak bizler bunun farkına bir türlü varamıyoruz. Güçlü olanlara güçlerini perçinlemek için gayret sarf ediyorlar. Bunları yaparken de kimi dini kullanıyor, kimi milliyeti, kimi cumhuriyeti ve kimi de laikliği kullanıyor. 

Sonuçta her kes amacına ulaşmak için bir şeyleri kullanıyor. Kullanılan ise halk oluyor. Ama ya kullanıldığının farkına varmıyor ya da kullanılmak hoşuna gidiyor. Şimdi sorumuz şu Genel Kurmay Başkanı durup dururken neden bu şekilde açıklama yaptığıdır. Bir yerlere mesaj vermek istiyor olabilir. Ama bu mesajın halka verilmek istenmediği açıktır.  

Darbe ile ilgili olarak Rıfat Serdaroğlu ilk-kurşun sitesinde Genel Kurmay Başkanına bir mektup yazmış. Bu mektup çok ilgi çekici ve okunması gerektiğini düşünerek yazıma ekledim.
Sayın Orgeneral Hulusi Akar, siz Türk Devletinin 29. Genelkurmay Başkanısınız. Türk Milleti sizden evvel 28 evladına bu görevi verdi. Onların görev sürelerini, yaptıkları hizmetleri, katlandıkları fedakârlıkları ve yapılan hataları, Türk Milletinin iradesine karşı çıkışları çok iyi okumalısınız.Yeter mi? Elbette ki yetmez!

Türk Kara Kuvvetlerinin kuruluş tarihi olarak, Büyük Hun İmparatoru Mete Han’ın tahta çıkışının tarihi olan M.Ö 209 yılı alınmıştır. Bugün dünyaya hükmettiğini sanan devletlerin hiçbiri dünya yüzünde yokken, düzenli orduya geçmesini başarmış Türk Milleti, ordusuna bu tarihi boşuna vermemiştir. Binlerce yıllık devlet hafızasının emanetçisi şimdi sizsiniz. Nöbet sizde! Gelin sizinle birlikte ülkemizin
durumuna bir bakalım

-T:C Anayasası yürürlükte midir? Devleti yönetenler Anayasa’ya uymaktalar mı?
-Yasama-Yürütme-Yargı arasında kuvvetler ayrılığı ilkesi yürürlükte midir?
-Hukuk Devleti ilkesi yürürlükte midir?
-Ülkede can ve mal güvenliği tam  olarak sağlanmış mıdır?
Bunları bir düşünün Paşa, sonra sizden ne isteyeceğimize bakarız!

Komutanızdaki Türk Ordusu tarihinde ilk kez, kendi yurdunda bazı İl İlçelere ve mahallelere tanklarla toplarla girip kamu düzenini sağlamaya çalışıyor.

Her gün tonlarca bomba patlatılıyor, keskin nişancılar yavrularımızı şehit ediyor.

Akar Paşa, bu kadar bomba, on binlerce uzun namlulu ağır silah, çoğu yabancı olan binlerce militan ülkeye sokulurken siz neredeydiniz?

Mahallelerde kilometrelerce beton barikatlar, tüneller kazılırken, PKK militanları yol kesip dağa adam kaldırırken, PKK’ya eleman toplayıp esnaftan haraç toplarken siz neredeydiniz?

Bu ihmaller sonucu şimdiye kadar size emanet edilen 355 (Bu sayı şimdilerde 400'ü geçti) vatan evlâdı şehit oldu, binlercesi yaralandı! Daha da ne kadar şehit vereceğimiz belli değil.
Bu olanlar karşısında sessiz kalarak, verdiğimiz şehitler ve yaralanan çocuklarımız için hiç sorumluluk, vicdan azabı duyuyor musunuz?

Akar Paşa; Yazının başında sizden önceki Genelkurmay Başkanlarını iyi okuyun, inceleyin demiştim! “Efendim, ben bunları Başbakan ve Cumhurbaşkanına rapor ettim, onları uyardım, beni dinlemediler, ne yapabilirdim ki” demeyin.

Sizden ne isteyeceğimizi ve ne yapabileceğinizi söyleyeyim;

-Milli Güvenlik Kurulunda söz alıp, “Defalarca uyarmamıza rağmen, hatada ısrar ediliyor. Bu davranış hata olmaktan çıkıp, ihanet haline dönüşmektedir. Sorumluluk kabul etmiyorum ve bu durumu, her şeyin gerçek sahibi Türk Milleti ile paylaşacağım” diyebilirdiniz!

-Ya da her şerefli asker gibi, gerekçelerini Türk Milletine açıklayıp istifa edebilirdiniz!

Amma hiç birini yapmadınız. İhanete varan hatalar karşısında susmayı, yani koltuk uğruna Mehmetçiklerin ölümünü seyretmeye devam ettiniz…

Akar Paşa; Sizin, MİT Müsteşarı ve Emniyet Genel Müdürü için suç duyurusunda bulundum. Sizin ve MİT Müsteşarının dosyaları Başbakanlığa gönderildi. Savcılık Emniyet Genel Müdürü için yaptığım suç duyurusunu, delil yetersizliği sebebiyle iade etti. Siyasi iktidarın ve onun yanlış icraatlarına ortak olan sizlerin gerçek delil dediğiniz nedir? Ölen 355 genç, sanal âlemde mi öldüler? Bu yavrularımız birer bilgisayar oyunu mudur? Kimse size darbe yapın demiyor.
Türk Milleti darbe dönemlerini de yaşadı, asla darbe istemiyor. Darbe yapmayacaksınız ama Türk Milletine- Demokratik Rejime karşı yapılmakta olan Cemaat-Tarikat darbesine engel olacaksınız. Atatürk büstlerinin
kırılmasına izin vermeyeceksiniz. Türk Bayrağını yaktırmayacaksınız. Türk adına ve Ne Mutlu Türküm Diyene ilkesine sahip çıkacaksınız. Bunlara saldıranlara, yasalar çerçevesinde hadlerini bildireceksiniz.

En önemlisi nedir biliyor musunuz Paşa; Üzerinde taşıdığınız o şerefli üniformanın tam 2225 yıllık olduğunu hiç unutmayacaksınız. Her hareketinizin Türk Tarihi tarafından kayıt altına alındığını biliyorsunuz, değil mi?

Not: Yaa Akar Paşa, yazıyı bitirirken 10 Şehit 30 yaralı haberi geldi! Türkiye’ye girerken görmediğiniz bombalar hala can almaya devam ediyor. Haberiniz var değil mi? Ama üzülmeyin, yapılırken kimsenin görmediği 1883 adet barikat kaldırılmış! Hadi alın sağınıza MİT Müsteşarını, solunuza da Emniyet Genel Müdürünü “Barikat Kaldırma” başarınızı kutlayın… Sağlık ve başarı dileklerimle 



897 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Virüs fırtınasından sonra Enfeksiyon saldırısı - 26/12/2022
Virüs fırtınasından sonra Enfeksiyon saldırısı
Sıfır Emisyon Mümkün mü? - 14/12/2021
Sıfır Emisyon Mümkün mü?
Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi - 01/07/2021
Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi
Salgın Hastalıkların Kısa Tarihi - 15/06/2021
Salgın Hastalıkların Kısa Tarihi
Kitlesel Yokoluşlar Üzerine - 02/06/2020
Kitlesel Yokoluşlar Üzerine
Yoksulluk Algısı Araştırması-3 - 09/01/2020
Yoksulluk Algısı Araştırması-3
Tarım Kredi Raporu - 16/12/2019
Tarım Kredi Raporu
Kaçak Zeytinyağı Yerli Zeytinyağı Savaşı - 26/11/2019
Kaçak Zeytinyağı Yerli Zeytinyağı Savaşı
Tarımsal Alandaki İddialara Dair... - 26/11/2019
Tarımsal Alandaki İddialara Dair...
 Devamı
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar35.037435.1778
Euro36.390736.5365
Hava Durumu
Saat