Ufuk KARADAVUT
Salgın Hastalıkların Kısa Tarihi
15/06/2021 Dünya tarihi sürekli olarak değişim ve dönüşüm göstererek günümüze kadar gelmiştir. Ancak insanoğlunun yaratılmasıyla birlikte yaşanılan değişimlerin hem içerikleri hem de şekillerinde değişiklikler görülmeye başlanmıştır. Köklü değişimler yaşanabildiği gibi yüzeysel değişimler de gözlenmiştir. Köklü değişimlerin oluşmasına sebep olan temelde iki farklı gelişme olmuştur. Bunlardan birinci milyonlarca kişinin ölmesine sebep olan savaşlar ve yine milyonca kişinin ölümüne neden olan salgın hastalıklardır. Savaşlarda ölenleri burada değerlendirmeyeceğiz. Ancak salgın hastalıklar için yazacağız. Salgın hatalıklar aynı zamanda bulaşıcı hastalıklardır. Salgın hastalık tanım olarak belli bir kitleyi belli bir zaman diliminde etkileyen ve ölüm dahil büyük ölçüde olumsuz şekilde etkileyecek hastalıklardır. Bazı bulaşıcı hastalıklar kendiliğinden iyileşir ve ciddi bir tahribat yapmazken, bazıları ise insan vücudunda ciddi tahribatlar yapabilmektedir. Tahribatları yapanlar ise insanların vücuduna giren mikroorganizmalardır. Bulaşıcı hastalıklara bakteriler, virüsler, mantarlar ve parazitler sebep olabilir. Günümüzde yaşadığımız Coronovirüs daha yaygın kullanılan Covid 19 viral bir hastalıktır. Salgın hastalıklar dünya tarihi boyunca yaşanmış ve büyük çaplı ölümler görülmesine sebep olunmuştur. Bu hastalıkların üstesinden gelmek zaman almıştır. Ancak mücadele hem uzun sürmekte hem de oldukça büyük maliyetlere sebep olmaktadır. En büyük hastalıklara bakıldığında “Anttoninis vebası” yaklaşık olarak 5 milyon insanın ölümüne yol açarak tarihe geçmiştir. “Justinianus veba” salgını ise daha büyük bir yıkıma sebep olarak 40 milyon civarında insanın ölümüne sebep olmuştur. Daha sonraları ise “kara ölüm” olarak bilinen veba salgını baş göstermiş ve Avrupa nüfusunun yarısının (yaklaşık 90 milyon) yok olmasına sebep olmuştur. Meksika’da yaşanan “1576 kanamalı ateş salgını” ise 20 milyon kişiyi, “Büyük Londra vebası” 100 binin üzerinde insanı etkilemiştir. Bunların arasında yine salgınlar olmuş ancak bu kadar yıkıcı olmamış ve daha yerel kayıplar yaşanmıştır. Dikkat edilirse hastalıkların genel olarak veba olduğu görülür. 19. yüzyıla gelindiğinde ise hastalıklarda çeşitlenmeler görülmeye başlanmıştır. 19 yüzyılın ilk çeyreğinde Avrupa ve Asya’da 100 binden daha fazla kişinin hayatını kaybettiği ve “ilk kolera pandemisi” olarak tarihe geçen “kolera hastalığı” yaşanmıştır. İkinci çeyrekte ise ikinci kolera pandemisi gerçekleşmiş ve bu dönemde de yine 100 binin üzerinde insan hayatını kaybetmiştir. Bu dönemde ayrıca “çiçek hastalığı” salgını başlamış ve onbinlerce kişinin hayatına mal olmuştur. Bu yüzyılın ortalarında ise Kanada’da başlayan “tifüs salgını” yine büyük çaplı nüfusu yok etmiştir. Yüzyılın üçüncü çeyreğinde ise Rusya’da üçünü kolare pandemisi yaşanmış ve bir milyondan daha fazla kişi hayatını kaybetmiştir. Yüzyılın sonunda ise “grip salgını” olmuş ve yine bir milyondan fazla kişi etkilenmiştir. 20. yüzyıla gelindiğinde de yine benzer şekilde salgınlar devam etmiştir. Yüzyılın başında 6. Kolare pandemisi ve 3. Veba salgını yaşanmıştır. Burada da yine yüzbinlerce insan ölürken, 1918-1920 tarihleri arasında yaşanan “İspanyol gribi” ise salgın tarihinde ayrı bir yer edinmiştir. İki yıl içinde dünya genelinde 75 milyondan fazla insan hayatını kaybetmiştir. 1957-1958 yıllarında “Asya gribi” 2 milyondan fazla insanı, 1968-1969 yıllarında Hong Kong gribi” bir milyondan fazla, 1960’larda başlayan HIV/AIDS salgını 30 milyondan fazla insanın hayatını yitirmesine sebep olmuştur. Bu yüzyılın hastalıklarına dikkat edilirse genel olarak içerik değiştirmeye başladığı ve daha çok viral kaynaklı hastalıkların görülmeye başladığı anlaşılmaktadır. Elbette bunda antibakteriyel ilaçların kullanımlarının artması bakteri kaynaklı salgınların azalmasında etkili olduklarını düşündürmektedir. 21. yüzyıla gelindiğinde ise yine hastalıklarda değişimler görülmüş ancak ölümcül etkilerinin daha sınırlı olmuştur. 2002 yılında görülen SARS, Pakistan, Hindistan, Bolivya ve Singapur Deng hummaları, 2007 ve 2009 Irak ve Zimbabve kolera salgınları, 2012 yılında yeni SARS vakaları 100 bin civarında ve 2019 yılında görülmeye başlanan ve halen daha etkisini artırarak devam eden Covid 19 pandemisi 23 mart 2021 tarihi itibariyle 23 milyon insanın ölümüne sebep olmuştur. Burada anlatılmaya çalışılan salgın hastalıklar ile milyonlarca insan hayatını kaybetmiş ve halen daha kaybetmeye devam etmektedir. Eğer savaşlarda ölenleri de burada verirsek çok daha büyük rakamlar görecektir. Ayrıca hayatını kaybedenlere aslında dünya genelinde çok daha yaygın olarak görülen alerjik nedenler ile ölenler ve kalp hastalıkları burada verişmemiştir. Hastalıkların kökenleri araştırıldığında hemen hepsinin temelinde insanların yapmış olduğu hataların olduğu görülür. İnsanların aç gözlülüğü ve doymak bilmez hırslarını karşılanması için yapılan çabalar nedeniyle hastalıklarda büyük artışların olduğunu görüyoruz. Eğer insanlık aklını başına almaz ve kendilerini kontrol edemezlerse çok daha farklı içirikli ve belki de daha ölümcül hastalıklarla karşılaşılması mümkün olacaktır. Allah sonumuz hayreylesin insalarımızın akıllarını başlarından almasın… |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Virüs fırtınasından sonra Enfeksiyon saldırısı - 26/12/2022 |
Virüs fırtınasından sonra Enfeksiyon saldırısı |
Sıfır Emisyon Mümkün mü? - 14/12/2021 |
Sıfır Emisyon Mümkün mü? |
Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi - 01/07/2021 |
Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi |
Kitlesel Yokoluşlar Üzerine - 02/06/2020 |
Kitlesel Yokoluşlar Üzerine |
Yoksulluk Algısı Araştırması-3 - 09/01/2020 |
Yoksulluk Algısı Araştırması-3 |
Tarım Kredi Raporu - 16/12/2019 |
Tarım Kredi Raporu |
Tarımsal Alandaki İddialara Dair... - 26/11/2019 |
Tarımsal Alandaki İddialara Dair... |
Kaçak Zeytinyağı Yerli Zeytinyağı Savaşı - 26/11/2019 |
Kaçak Zeytinyağı Yerli Zeytinyağı Savaşı |
Biyogüvenlik yasası ve GDO’lu Ürünler - 17/10/2019 |
Biyogüvenlik yasası ve GDO’lu Ürünler |
Devamı |