Ufuk KARADAVUT
Kaçak Zeytinyağı Yerli Zeytinyağı Savaşı
26/11/2019 Zeytinyağı kökeni binlerce yıla dayanan önemli bir yağdır. Faydaları saymakla bitmez. Dünya üretimi olarak yaklaşık olarak 3 milyon ton civarındadır. Avrupa Birliği ülkelerinde ise üretim miktarı 700 bin ton'a ulaşmıştır. Son yıllarda yaşanan iklimsel sorunlar nedeniyle bir miktar düşüş yaşansa bile önemini halen daha kaybetmemiştir. İtalya bu bakımdan 300 bin tona yakın üretim ile Avrupa'da lider ülke konumundadır. Bunu Yunanistan 125 bin ton ve İspanya 115 bin ton ile izlemektedir. Ülkemizde ise zeytin yağı üretimi 200 bin tonun biraz üzerindedir. Miktar olarak dünya zeytinyağı üretiminde ön sıralarda yer almaktayız. Dönemsel olarak değişmekle birlikte üretim bakımından ilk beş sırada yer almaktayız. Zeytinyağı üretiminin yanında bir de tüketimleri değişkenlik göstermektedir. Dünya genelinde zeytinyağı tüketiminde almalar gözlenmektedir. Dünya zeytinyağı tüketim miktarı %8 kadar bir azalma gösterirken, dünya genelinde ise %15'lik azalma gözlenmiştir. Aynı dönem içinde ise ülkemizde zeytin yağı tüketimi %30 kadar artmıştır. Zeytinyağı kullanımının artması sevindirici bir gelişmedir. Çünkü bu yağın vereceği sağlığı hiçbir yağ veremez. Ancak artışın neden kaynaklandığının tam olarak bilinmesi gerekir. Halkımız gerçekten tüketiyor mu yoksa tüketiyor gibi mi yapıyor. Ülkemizde yaşayanların özellikle de ülkemizi vatan olarak değil de satılacak toprak parçası olarak görenlerin bunu farklı noktalara taşıyabildiklerini görmekteyiz. Zeytin ağacı bakımından da ülkemizde sürekli olarak artış göstermektedir. 20 yıl önce 100 milyon civarında olan zeytin ağacı sayısı günümüzde 175 milyon adete kadar yükselmiştir. Zeytin üretimi miktarı ise 2 milyon tan kadardır. Ancak ağaç sayısındaki artışa paralel şekilde artış gerçekleşmemiştir. Sebebi araştırıldığında "zeytin sineği" olarak ifade edilen Bactrocera olea isimli zararlının etkisinin büyük olduğu görülür. Bu zararlı larva döneminde ve zeytinin meyvesinde zarar yapmaktadır. Larva gelişim döneminde zeytinin çekirdeği civarında galeriler açarak beslenmesini sürdürür. Böylece meyvelerin içten içe çürüyerek dökülmesine neden olur. Dökülmeyen meyvelerin ise ait miktarları çok yükseleceğinden kalite sorunlarına neden olmaktadır. Belirtilen zararlının zarar oranı her yıl ortalama %20-25 arasındadır. Bazen bu seviyenin biraz altına düştüğü gibi bazen de bir miktar üzerine çıkabilmektedir. Ancak mücadele edilmediği taktirde zarar seviyesi %100 olarak gerçekleşir. Mücadelesi ise oldukça pahaldır. Her ilaçlama ürün maliyetini biraz daha artırmaktadır. Zeytin üretiminde maliyet sorunu her zaman için vardı. Ancak son zamanlarda bu ciddi boyutlara ulaştı. Son bir yılda üretim maliyetlerinin yaklaşık olarak %40 civarında artmış olduğu tespit edilmiştir. Fiyatların aynı ölçüde artmadığını görmekteyiz. Zeytin sineğine uygulanan ilaçların tamamına yakını yurt dışından ithal edilmektedir. Döviz kurularındaki hızlı değişimler bunlarında fiyatlarını artırmıştır. İşçilik fiyatları, gübre fiyatları ve yakıt fiyatlarının artması da aynı şekilde maliyetleri artırmıştır. Maliyetlerdeki bu artışa rağmen fiyatların istenilen şekilde artmadığını söyleyebiliriz. Elbette bu üreticileri zora sokmakta ve üretimden çekilmek gibi yanlış tercihlere zorlayabilmektedir. Bütün bu maliyet artışlarının yanında bir de dışarıdan kaçak olarak getirilen zeytin yağları vardır. Dışarıdan getirilen zeytin yağlarının veya zeytinyağı olarak satılanların gerçekte ne yağı oldukları bilinmemektedir. Ancak bu ürünler her durumda zeytin yağı üreticilerini ciddi olarak zora sokmaktadır. Zaten oldukça zor olan koşulların daha da zorlaşmasını teşvik eder hale almıştır. Suriye'nin Afrin kendinde üretildiği söylenen yıllık 30 bin ton zeytinyağının da doğrunda ülkemize geldiği belirtilmektedir. Bunun dışında İran ve Irak'tan da kaçak olarak ifade edilen yollar ile zeytinyağı girişi olmaktadır. Bütün bunları üst üste koyduğumuzda yerli zeytin üreticilerinin ciddi olarak sıkıntılar yaşadığını söyleyebiliriz. Kaçak zeytinyağı miktarları kontrol edilemediği taktirde ülkemizdeki zeytin yağı fiyatları üretim maliyetlerini karşılayamaz noktaya taşınabilecektir. Çünkü enflasyon oranında artış yapılamamaktadır. İç piyasaya yağ veren aracılar dışarıdan kaçak yağ geldikçe fiyatları geriye çekmeye başladılar. Hatta fiyat olarak 10 liraya kadar geriledi. Normal şartlar altında 17-18 liraya satmaları gereken yağı çok düşük fiyata satan üreticiler ise çok zor durumda kaldılar. Suriye savaşı hemen her alanda ülkemizde zarar verdiği ve vermeye devam ettiği gibi aynı zamanda zeytin ve zeytin yağı üretimine de ciddi zararlar vermeye devam etmektedir. Yerli zeytin yağı üreticileri kaçak gelen zeytin yağına yenik düşürülmüştür. Eğer bu bilinçli yapılıyorsa ülkeye ihanet ediliyor demektir. Ancak bilinçli değilse uyarı görevini yapıyor ve en kısa zamanda bu hatadan dönülmesi gerektiğini söylüyoruz. Eğer gerekli tedbirler alınmaz ise yakın gelecekte zeytin bahçelerinin elden çıkarak sanayi tesislerine, tatil köylerine veya Suriye ve Afganistan'dan nasıl geldikleri bir türlü açıklanmayan sığınmacılar ve kaçakların eline geçeceğini söylemek yanlış olmayacaktır. Ancak sonuçta ülke kaybedecektir. Ülkenin kaybetmesi demek Türk halkının kaybetmesi demektir. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Virüs fırtınasından sonra Enfeksiyon saldırısı - 26/12/2022 |
Virüs fırtınasından sonra Enfeksiyon saldırısı |
Sıfır Emisyon Mümkün mü? - 14/12/2021 |
Sıfır Emisyon Mümkün mü? |
Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi - 01/07/2021 |
Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi |
Salgın Hastalıkların Kısa Tarihi - 15/06/2021 |
Salgın Hastalıkların Kısa Tarihi |
Kitlesel Yokoluşlar Üzerine - 02/06/2020 |
Kitlesel Yokoluşlar Üzerine |
Yoksulluk Algısı Araştırması-3 - 09/01/2020 |
Yoksulluk Algısı Araştırması-3 |
Tarım Kredi Raporu - 16/12/2019 |
Tarım Kredi Raporu |
Tarımsal Alandaki İddialara Dair... - 26/11/2019 |
Tarımsal Alandaki İddialara Dair... |
Biyogüvenlik yasası ve GDO’lu Ürünler - 17/10/2019 |
Biyogüvenlik yasası ve GDO’lu Ürünler |
Devamı |