• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

ilkeliyazilar

Hoş geldiniz!

Üyelik Girişi
Site Haritası
Takvim
Ufuk KARADAVUT
Bilim Nedir?
30/10/2018

Bilim kavramı hayatımızın her alanında yer etmiştir. İçerik olarak tam bilmesek bile bilimin bilimsel üretimin daha sağlıklı ve güvenli üretim olduğu konusunda hemfikirizdir. Bu nedenle de her zaman için bilimi savunuruz. Bazı istisnalar çıkarak bunun tam tersini bizlere söyleyebilir. Hatta daha ileri giderek bilimsel bazı gerçekleri bir hikâye olarak gördüklerini de söyleyebilirler. Bu tipler maalesef çevremizde halen daha var. Ancak onları kendi hallerine bırakarak yolumuza devam edeceğiz.  Bilim bir gerçekliktir ve bu gerçekliğin ortaya çıkarılması için gayret ve sabır gerektirmektedir. Bu iki bileşenin temel hareket noktası meraktır. İnsan önce merak etmektedir. Daha sonra ise merakını gidermek için konu hakkında bilgiler toplamakta ve karara varmaktadır. Bunların sonucunda ise bilimsel bilgiler gelişmektedir.

İnsanlar yaratıldıkları günden bu yana çevrelerinde olan biteni anlamaya gayret sarf etmişlerdir. Anlamadıklarının ya da bilmediklerinin bildiklerinin çok ötesinde olduğunu öğrendikçe daha çok meraklanmışlar ve daha çok çalışmaya başlamışlardır. Aslında bu belli bir süre sonra açmaza doğru gitmiştir. Bilmek için daha çok çalışmak ve çalıştıkça daha çok bilmediğini anlamak. Bizler bilim olarak çevremizde olduğunu gördüğümüz ya da göremediğimiz çok sayıda olayı anlamak için yapılan gayret ve çalışmaların sistemli ve disiplinli bir hale gelmesine “Bilim” diyoruz. Bilimle uğraşanlara ise “Bilim İnsanı” demekteyiz. Türk Dil Kurumu sözlüğünde ise şu şekilde tanımlanmıştır: “Evrenin veya olayların bir bölümünü konu olarak seçen, deneye dayanan yöntemler ve gerçeklikten yararlanarak sonuç çıkarmaya çalışan düzenli bilgi.”

Bilim bilimsel çaba ile birlikte değerlendirilmelidir. Tek başına bilim olmaz. Bilim tesadüfler ile açıklanamaz. Mutlaka bilimsel bilgiye ulaşabilmek için bir çabaya ihtiyaç vardır. Bilimsel bilgiye ulaşabilmek için yapılan gayretler üç kısımda incelenmektedir. Bunlar;

a)    Öncelikle incelenmek istenen konunun anlaşılması,

b)     Daha sonra ise araştırılan konuya bağlı olarak gerekli çalışmaların yapılarak gerekli istenilenin bulunması,

c)      Daha sonra ise inceleme sonucunda bulunanların belli bir doğrulamadan geçirilmesidir.

            Elbette bunlar yapılırken bilginin edinme yollarının da bilinmesi gerekir. Doğru bilgi ancak doğru bir şekilde yapılacak çalışmalar ile elde edilebilir. Doğru bilgi edinmenin temelde dört yolu vardır. Bunlar;

 

a)  Deneyim: Buna tecrübe de diyebiliriz. İnsanlar doğar ve büyürler. Büyürken çevrelerindeki olaylardan farklı şekillerde etkilenirler. Olayın içeriği bir tarafa bireyler bu olaylara verdikleri tepkileri ya kendileri belirlerler ya da daha önce bu şekilde bir olayla karşılaşmış kişilerden yardım alırlar. Bireyin yaşamları boyunca karşılaştıklar bu olaylara verdikleri olumlu ya da olumsuz tepkiler hep deneyim olarak karşımıza çıkmaktadır. Deneyimlerin azlığı ya da çokluğu önemli değildir. Önemli olan deneyimlerin bireyi nasıl yönlendirdiğidir. Birey eğer aynı yanlışları yeniden yapmıyor ise deneyim işe yaramıştır. Eğer yapıyor ise deneyim sahibi olmuştur denir. Ya da yolunda ilerleme bakımından nereden, ne zaman, nasıl ve kiminle gideceğini bilmek, karşılaşılan sorunları çözebilme yeteneğine sahip olmak, olayları kavrama yeteneğinin gelişmiş olması deneyimin sonuçlarıdır.  Deneyim farkında olunarak kazanılan bir özellik değildir. Çoğu zaman yaşanılarak kazanılır.

 

b)  Danışman Yardımı: İnsanlar hayatları boyunca çok farklı olaylar ve insanlar ile karşılaşabilirler. Her olayı tek başlarına çözme ve kavrama yeteneğine sahip olmaları beklenmez. Bu mümkün olmadığı gibi gerekli de değildir. Bunun için bazı durumlarda konu uzmanlarından yardım alınması gerekir. Buna danışman yardımı ya da uzman görüşü diyebiliriz. Uzman görüşü almaktan çekinmemek gerekir. Ancak konu hakkında bilgi alacağımız ve uzman olarak nitelediğimiz kişilerin tarafsız olduğundan emin olmak gerekir. Tarafsızlık bilimsel bilginin güvenirliğinin temel ölçülerinden birisi olacağından dikkat etmek gerekir. Taraflı görüşler bizleri yanlış yönlere sevk edeceğinden alınan sonuçların güvenirliği de tartışmalı olacaktır.

 

c)  Akla Yatkınlık: Bu özelliğe mantık yaklaşımı da denilmektedir. Bazı araştırmacılar mantıklılık ya da rasyonel yol demektedirler. Ne denirse densin akla yatkınlığın esasını, bireylerin araştırma yaparken aklın ve bilimin ışığından uzaklaşmamaları gerekliliği yatmaktadır. Bilimden uzaklaşarak farklı alanlarda gerçeği aramaya kalkışmak ve onların arka planında bilim dışı gerçeklikler aramak bizi bilimden uzaklaştırır. Dünyanın yaratılması ve günümüzde kadar gelmesi esnasında yaşanan akıl içi ya da akıl dışı bütün olayların bilimsel bir açıklaması mutlaka vardır. Ancak bunu açıklayamamak veya bilimsel temelde açıklayamamak bizlerin yetersizliğidir. Çünkü Allah (CC) “Biz her şeyi bir hesapla yarattık…” derken evrenin bir düzeni olduğunu ve her şeyinde bu düzen içinde bilimsel temelleri olduğunu bize bildirdiğini düşündürmektedir. Ancak bunu kavramak ve bulmak ancak bizlerin gayretleri ile olacaktır. Yine Allah (CC) “İlmi isteyene veririm…” derken yine bizi aslında doğruyu bulmak ve hayatı anlamak için ilimden ayrılmayın diyerek bizi yanlış yollara gitmekten sakınmamız gerektiğini düşündürmektedir.

 

d)  Deneme Yapmak: Üzerinde çalışılan konunun daha anlaşılabilmesi ve sağlam temellere oturtulabilmesi için ve daha da önemlisi elde edilen verilerin orijinal birincil veriler olabilmesi için deneme yapılması gerekir. Deneme kurmak ve bunların sonucunda veri elde etmek her zaman için değerlidir. Elde edilen veriler de kıymetlidir. Bu özelik yukarıda verilen bütün özelliklerin içinde en önemlisidir. Ancak denemenin düzenlenmesi, kurulması, yürütülmesi, analiz edilmesi ve sonuçlandırılması aşamalarında mümkün olan en büyük dikkatin ve özenin gösterilmesi önemlidir. Bu aşamalardan bir tanesinde gözlenecek olan eksiklikler çalışmanın güvenirliğini zedeleyecektir. Deneme kurmak oldukça ciddi ve bir o kadar da sabır istemektedir.

 

Yukarıda verilen özellikler yolu ile elde edilen bilgilerin bazı özelliklerinin olması anların değerini artırır. Bunlar; test edilebilirlik, tekrar edilebilirlik, genelleştirilebilirlik, paylaşılabilir, güncellenebilir ve anlaşılabilir olması gerekir. Şimdi bu özellikleri tek tek kısaca inceleyelim.

a)  Test edilebilirlik: Yapılan çalışmalardan elde edilen sonuçların test edilebilir olması gerekir. Elde edilen sonuçların uygulanabilir ya da kullanılabilir olması açısından gereklidir. Test edilmekten korkmamak gerekir. Çünkü yapılan çalışmanın güvenirliğinin en önemli göstergelerinden birisidir.

b)  Tekrar edilebilirlik: Yapılan çalışmada uygulanan deneme deseninin tekrar kurulması halinde benzer sonuçların alınıp alınmayacağıdır. Denemeyi kuran kişi yeniden bu denemeyi kurduğunda aynı sonuçları alamıyorsa çalışma tekrar edilebilirlik özelliğini sağlamıyor demektir. Bu nedenle yapılan çalışmanın en baştan sağlam temellere oturması ve deneme desenlerinin en uygununun tespit edilmesi önemlidir. Tekrar edilebilen bir çalışma aynı zamanda başarılı bir çalışmadır.

c)  Genelleştirilebilirlik: Bu özellik yapılan çalışmanın geniş alanlarda uygulama bulması anlamını taşımaktadır. Sizin yapmış olduğunu herhangi bir çalışmayı bir başkası aynı materyal ve metot ile başka yerde yapabiliyor ve benzer ya da aynı sonuçları alıyor ise çalışma genelleştirilebilirlik özelliği taşıyor demektir.

d)  Paylaşılabilirlik: Yapılan çalışma sonuçları itibariyle paylaşılabilir olmalıdır. Eğer paylaşılamıyorsa çalışma en baştan sorunludur denir. Ancak paylaşılabilirlikten yaptığınız bütün çalışmayı en ince yarıntıları ile açıklamanız gerekir şeklinde anlaşılmamalıdır. Çünkü araştırma ve deneme yapmak uzun emek ister. Genel bilgiler verilerek bilgilendirme yapılması yeterlidir. Özellikle yeni geliştirilen bir ilacın nasıl yapıldığı elbette bu paylaşımın içinde yer almaz. Bunun için emek, zaman ve ciddi paralar aktarılmaktadır.

e)  Güncellenebilirlik: Ne tür çalışma yapılırsa yapılsın çalışmanın güncellenebilir özelliğe sahip olması önemlidir. Bu özellik yapılan çalışmaların farklı özellikler kazandırılarak günün şartlarına cevap verebilir hale getirilmesidir. Güncelleme ile yapılan çalışmaların geçerlik süreleri de uzatılmış olur.

f)   Anlaşılabilirlik: Son olarak ta yapılan çalışmaların sonuçları itibariyle anlaşılabilir olması gerekir. Anlaşılır olmayan çalışmaların geçerli olması beklenmez. Anlaşılabilirlik arttıkça çalışmanın güvenirliği de artar. Bireyler anlayabildiklerini ancak değerlendirmeye alabilirler. Anlayamadıklarını ise asla dikkate almazlar ya da bundan kaçınmaya çalışırlar. Elbette şu gerçeği göz ardı etmemek gerekir ki; bireylerin anlama kapasiteleri ancak onların bilgi, görgü, deneyimleri ve kavrama kapasiteleri ile sınırlı olacaktır. Anlaşılabilirlik derken yapılan bilimsel çalışmanın sonuçlarını herkesin anlaması anlaşılmamalıdır. Konu ile çalışan uzmanlar ile bundan sonuç çıkararak çalışmayı daha ileriye götürebilecekleri ve daha sonra ise bunu uygulamaya aktarabilecekler kastedilmektedir. Yoksa hiç ilgisi ve bilgisi olmayanlar değil.

Bilgi anlatılırken “hangi bilgi?” sorusunun cevabının verilmesi gerekir. Bilgi tanımlama olarak kendi içerisinde farklılıkları barındırır. Bu farklılıklar bilginin türlerini gösterir. Bilginin 5 farklı türü vardır ve bunlar şu şekildedir;

a)  Gündelik Bilgi: Bu bilgi türü günlük yaşantımızın her anında kullandığımız ya da kullanabildiğimiz, uygulama açısından bizlere yarar sağladığına inandığımız ve gündelik pek çok sorunu kısaca çözmeye yarayan bilgilerdir. Gündelik bilgilerin bilimsel olup olmaması önemli değildir. Buna kesinlikle bakılmaz. Bu bilgilerin nereden geldiği ve nasıl kazanıldığı da önemli değildir. Önemli olan bilginin kullanılması ve bireylere yol göstermesidir. Bu tür bilgiler zaman içerisinde yaşayarak öğrenilir. Bunları öğrenmek için özel bir metodolojiye gerek yoktur. Basit anlamda örnek vermek gerekirse; havanın kapalı olması durumunda yağmurun yağacağını düşünerek yanımız şemsiye almak gündelik bilgidir. Sabah kalktığımızda elerin çatıların çiğ’in ya da kırağı’nın düşmüş olması havanın gece çok soğuduğunu bizlere gösterir. Havanın sıcaklık durumunda göre nasıl giyinmemiz gerektiğine karar verebiliriz. Hava kararmaya başladığında akşam olacağını ya da kışın ince giyindiğimizde üşüyeceğimiz gibi bilgiler bu türdendir.

 

b)  Teknik Bilgi: Gündelik bilgiden oldukça farklıdır. Temelini tamamen bilimsel gerçekliklerden alan bilgilerdir. Bilimsel gerçekler uygulamaya aktarılarak bireylerin hayatlarını kolaylaştırmaya yararlar. Teknik kelimesi anlam olarak bilimde, sanatta, teknolojik alanda ve eğitimin her aşamasında kısaca hayatımızın her alanında kullandığımız yöntemlerdir. Bir bilginin teknik bilgi olabilmesi için; insanların gündelik yaşamlarını kolaylaştırıcı özelliklere sahip olması gerekir. Teknik bilgiler insanların anlayabileceği ve kullanabileceği şekilde olmalıdır. Diğer bir deyişle beş duyu organımızla onu hissedebilmeliyiz. Somut olmalıdır. Daha da önemlisi teknik bilgi kişiye göre değişmez (Öznel değildir) herkes için aynıdır (Nesneldir). Örnek vermek gerekirse, elimizde kullandığımız telefonun bulunması teknik bilgidir. Daha basitini söylemek gerekirse su içerken kullandığımız bardağın üretilmesi teknik bilgidir. Arabalar, bilgisayarlar ve benzeri akla gelen her şey teknik bilginin yansımaları olarak karşımıza çıkar.

 

c)  Dini Bilgi: Dini bilginin ne olduğunu açıklamadan önce din kavramının ne olduğunu kısaca açıklamakta fayda vardır. Din (hangi din olursa olsun genel olarak) Allah’ı ya da kimlerine göre Tanrı’yı, toplumsal yapı ve insanı, insanların yaşadıkları kâinatı açıklayan inanç sistemi olarak tanımlayabiliriz. Dini bilgiler yayılış olarak oldukça geniş alanda kendini gösterir. Bireylerin hem içsel yaşamlarını ve hem de toplumsal olarak ne yapmaları gerektiğini söyleyerek bireyleri yönlendirir. Dini bilginin kaynağı ilahidir. Yüce yaratıcının insanlar arasından seçtiği elçiler vasıtasıyla (bu elçiler Peygamber ya da Resul olarak tanımlanmaktadır) insanlara verdiği bilgilere dayanır. Bu bilgilerin mutlak hakikat olduğuna inanılır ve buna iman edilir. Ancak yeryüzünde yüzlerce din olması nedeni ile dinler arasındaki dini bilgilerde de ciddi değişiklikler olabilir. Aslında dinsel olmayan ancak dinselmiş gibi kabul gören bilgiler de olabilir.

                 Dini bilgi öznesi kutsal kitaplar ya da kutsallığa inanıştır. Bunun dışında vahye ve peygamberler vardır. Dini bilgi insanın ruh yapısına hitap ederek önce insanı düzeltmek ve daha sonra ise toplumsal yapıyı düzene sokmak ister. Dinler ve bildirdikleri buyruklar kesinlikle eleştiriye açık değildirler. Eleştiri yapılması demek dini reddetmekle eş tutulur. Hatta bazı dinlerde dini temsil ettiklerini söyleyenler dinin önüne geçerek kendi söylediklerinin dışına çıkılmamasın isteler. Bunlar cemaat ve tarikat adı altında örgütlenerek kendi istediklerini dini bilgi olarak satarlar. Dini bilgilerde kesinlik vardır ve zaman ve mekâna göre değişim söz konusu olmaz. Yukarıda söylediğim gibi cemaat ve tarikat yapılanması var ise isteğe göre farklı yorumlar kayıtılarak istenilen yönde değişim yapılabilir. Dini bilgi kesin itaat ister ve asla sorgulanmayı kabul etmez. Bazı dinlerde sorgulamak din dışılık olarak kabul görebilir. Dini bilgiler özen ve dikkat isteyen bir yapıda olmaları nedeni ile özeldirler.

                

d)  Sanatsal Bilgi: Bu bilgi bireylerin kendileri ve çevreleri ile etkileşimleri sonucunda oluşan birikimi sanatsal bir dil ile ifade etmeleri olarak tanımlanmaktadır. Bu bilgiler tamamen kişiye özeldir ve bireyin hayal gücü, yaratıcı yeteneği ve olayları benzetim becerisi sanatsal bilgiyi şekillendirmede önemli rol oynar. Bir şairi düşünelim. Şair şiir yazarken olayları anlatım şekli sanatsal özelliklere ve bilgileri içerir. Bir heykeltıraş ya da bir ressamda benzer şekilde duygu ve düşüncelerini yaptıkları eserlerde yansıtmaya ve yaşatmaya gayret ederler. Sanat bilgisi toplumun görünen yüzü ve kültürel seviyesini göstermesi bakımından önemlidir. Sanat bilgisinde esas olan teknik bilgi üretiminden ziyade güzellik ve estetiğin ön plana çıkarılmasıdır. Sanatsal bilgi güzeli bulmak için çalışır. Özneldir ve geneli asla yansıtmaz. Ortaya çıkarılan eserin kendine özgü bir dili ve anlatmak istedikleri vardır. Hayal gücü ve özel yeteneklerin yansıtıldığı bilgidir.

 

e)  Felsefi Bilgi: Bu bilgi düşünce yolu ile ancak kesinlikten uzak olan bilgidir. Kesinlikten uzak olmakla birlikte ön yargısı da bulunmaz. Ön yargının bulunması demek bilginin felsefi olmaktan çıkarak farklı alanlara girmesi anlamını taşır. Felsefi bilgi sürekli olarak soru sorar ve sorduğu sorular ile gerçeği bulmaya çalışır. Her soru yeni cevapları ve soruları beraberinde getireceğinden kesinlik hiçbir zaman sağlanamaz. Sürekli soru sorulması ile alınana cevapları yeni soruları beraberinde getirmesi aynı zamanda edinilen bilgi üzerine yeni bilgilerin elde edilmesi anlamını taşır. Yani bilgi üstüne bilginin sağlanması felsefi bilginin özellikleri arasındadır.

            Felsefi bilginin bir diğer özelliği ise sadece düşünceye dayalı bilgileri araştırmasıdır. Felsefe bilgiye sahip olmayı ikincil iş olarak görür. Asıl iş ona göre bilgiyi aramaktır. Bu özelliğinden dolayı da özneldir. Her felsefeci farklı şekillerde düşünebilir ve düşünceler değişebilir. Evrensel konuları temel alır ve olanın dışına çıkarak olması gereken üzerinde durur. Sistemli oluşu nedeni ile belli bir düzen içinde varlığını sürdürür. Düzenin bozulması demek düşüncenin de bozulması anlamını taşıyacağından bozulması istenir. Felsefi bilgi doğayı açıklamaya çalışır. Doğayı asla kontrol altına almayı istemez. Felsefi bilgiye ulaşmak için felsefi düşünmek gerekir. Felsefi düşünmeden felsefecileri anlamak mümkün değildir. Dışarıdan bakıldığında zor ve anlaşılmaz gelen felsefi düşünce ve bilgileri ön yargısız izlemek faydalı olur. Aksi takdirde aslında faydalı olabilecek çok şeyi en başta kaybetme riski ile karşı karşıya kalabiliriz.

 

f)   Bilimsel Bilgi: Araştırma ve denemeler sonucunda elde edilen bilgileri kapsamaktadır. Bu bilgi çok değerlidir. Çünkü uzun uğraşlar ve zaman harcanarak elde edilirler. Bilimsel bilgi nesneldir. Bu özelliğinden dolayı herkes tarafından kabul edilir. Öznel olması durumunda onun bilimselliği tartışılır. Kişiden kişiye değişmemesi onu değerli kılar. Elde edilen bilgilerin üzerine yeni bilgiler eklenebilir. Böylece birikimli bilgiler oluşur. Birikimli bilgi ise çözülmez olanları çözme konusunda bizlere yardımcı olabilir. Bilimsel bilginin en önemli özelliği ise nesnelliğinin yanında evrensel olabilmesidir. Dünyanın neresinde üretilirse üretilsin bilgi paylaşıldıkça daha değerli olur. Bilimsel bilgide hipotez kurmak ve bu hipotezi test etmek söz konusu olduğundan elde edilen bilgilerin değeri artar.

Bilimsel bilgi amaçları, konuları ve metotları bakımından üç kısımda incelenir. Bunlar formel, doğa ve sosyal bilimler olarak sınıflanır. Her üçü de aşamaları ve sonuçları itibariyle sınanabilir ve test edilebilir niteliktedirler. Olgusal olmaları nedeni ile güvenilirdirler. Eleştiri kabul ettiklerinden her türlü eleştiriye açıktırlar. Akla yatkınlık bakımından herhangi bir uç değer ya da aykırı değer taşımazlar. Bu bilgiler genel bilgiler olduğundan bunlar kullanılarak daha özele doğru gidiş yapılabilir. Bilimsel bilgi sonuçları itibariyle kesindir. Sonu ya doğrulanabilir ya da doğrulanamaz. Ortasında bir yerde asla kalmaz. Bilimsel bilginin özelliklerini şu şekilde özetlemek mümkündür; olgusaldır, kesindir, mantıksaldır, nesneldir, genelleyicidir, seçidir, durağan değildir, gelişme ve değişmeye açıktır, birikimseldir, tekrarlanabilir ve uygulanabilir özelliklere sahiptir.

            Bütün bu bilgilerin ışığında kendimize sormamız gereken önemli bir soru var. Tamam, bu kadar bilgi var ve bir şekilde üretilmiş ve üretilmeye devam ediyor. Ancak bilmek bizim için neden önemlidir ve bilmek bize ne kazandıracaktır. Bu ve benzeri soruların cevabını vermek aynı zamanda gerekçelerimizi de açıklar. Öncelikle çevremizde gelişen ve olup biteni daha iyi anlamamızı sağlar. Olaylara bakış açımızı değiştirir ve bilinç düzeyimizi artırır. Benzer şekilde olup biteni açıklamak istediğimizde nasıl açıklamamız gerektiğini en sağlıklı ve net şekilde belirleyebiliriz. Olaylar hakkında bağlantı kurabiliriz. Böylece aslında olayların bağımsız olmadığını ve birbirleri ile yakın ilişki olduğunu görebiliriz. Böylece yapacağımız değerlendirmeler de daha sağlıklı olur. Elde edilmiş bilgiler ile kendi bilgilerimiz arasında bağlantı kurarak deneyimlerimizi ve bilgimizi artırmış oluruz. Daha da önemlisi yargılama ve sorgulama becerimiz artar.

            Bilimsel bilgi elde etmek ancak bazı aşamaları geçmek ile mümkün olur. Bunların başında sorunun fark edilmesi ve sorunun çözümüne yönelik olarak bir iradenin ortaya konulmasıdır. Sorunun gerçekten çözülmesi gereken bir sorun olduğu kanısı hâkim olursa çözüm konusunda da irade daha rahat ortaya konulabilir. Sorun ortaya çıkarıldıktan sonra sıra sorunun tanımlanması vardır. Sorun iyice irdelenerek anlaşılmaya çalışılır. Sorun ne kadar başarılı bir şekilde tanımlanırsa çözüm o kadar başarılı olur. Tanımlama yapıldıktan sonra aslında çözüm işlemlerinin önemli bir kısmı halledilmiş olur.  Bundan sonra yapılacak olan iş çözüm yollarını bulmaktır.

            Bazen tek çözüm yolu olabilirken, bazen çok sayıda çözüm yolu olabilir. Hangisinin sorunu çözme başarısının daha yüksek olduğunu bulmak ve bu yolu kullanmak gerekir. Elbette çözüm yolu belirlenirken;  zaman, personel sayısı, mekan ve mali şartların göz önünde bulundurulması gerekir. En kısa zamanda, en az personel ile, en uygun yerde ve en az maliyetle yapılan çözümün seçilmesi önerilir. Bütün bunlar yapıldıktan sonra ise araştırma yöntemi belirlenecektir. Hangi yöntem kullanılacaktır. Çözüm yolu ile uygulanacak yöntemin birliktelik halinde değerlendirilmesi faydalı olacaktır. Seçilen yola göre metot belli olacağından yapılacak olan analiz yöntemleri de belirlenecektir. Daha sonra ise veriler toplanacak ve gerekli analizler yapılacaktır. En baştan sıkı tutularak disiplinli bir şekilde işlemlerin yapılması gerekir. Yanlış veri ile doğru sonuç olmaz. Daha sonra ise çalışmayı sonuçlandırma ve karar varma işlemleri gelecektir. Bu son aşama çalışmanın gelecekte nerelerde olacağının kararının verildiği son noktadır. Bu nedenle karar aşamasında dikkat edilmesi faydalı olacaktır.

            Bilimsel bilgiyi diğer bilgilerden ayıran en önemli özelliğin denemelerin kurulması ve belli bazı metodolojiler izleyerek sonuçların alınmasıdır. Bu noktadan hareketle şunu söyleyebiliriz ki, bilimsel bilgiler;

Olaylara dayanır; Olayları gözlemlemek, onları kavramaya çalışmak ve nedenlerini açık bir şekilde ortaya koymak önemlidir. Olayların sebepleri net bir şekilde ortaya konulabilirse zaten çözüme yönelik olarak önemi mesafeler alınmış demektir.

Tarafsız olmalı; Hangi alanda çalışılırsa çalışılsın tarafsızlık bilimsel bilgide değer katan ve onu öznel olmaktan çıkaran temel özelliktir. Bilim insanları taraflı olamazlar. Olurlarsa alınan sonuçlar taraflı olacağından elde edilecek olan sonuçlarında amacının dışında kullanılabileceği bilinmelidir.

Bilimsel bilgi dogmatizmle birlikte olamaz; Dogmatizm bazı kaynaklar tarafından ileri sürülen ve kayıtsız şartsız olarak kabul edilmesi istene duygu ve düşünceleri ifade etmektedir. Bu tür düşünceler her türlü araştırma ve incelemenin ötesinde tutulur ve doğruluğu kayıtsız şartsız kabul edilir. Eleştirilemez ve tartışılamaz bir niteliktedir. Oysa bu özellik bilimselliğe aykırı bir özelliktir. Biliselliğe aykırı olan bilimsel bilginin önünde engel olarak kalır. 

Yapılan çalışmalar her zaman eleştiriye açıktır: Bilimsel bilgi her zaman için eleştirilere açıktır. Bir çalışma araştırmanın bütün şartları uygulanarak yerine getirilmişse araştırmacı eleştiriden kesinlikle korkmamalıdır. Yapılan eleştirilerin kaliteli olması çalışmayı daha iyi yerlere götürmeye yarayabilir. Elbette bu yapılan eleştirilerin iyi niyetli olarak yapılması ile mümkün olabilecektir.

Yanılma olasılığı her zaman vardır; Çalışma yapan bireyler yaptıkları çalışmada yanılma olasılıklarının olduğunu her zaman kabul etmelidirler. Çünkü denemenin her aşaması özel önem ister. Bu aşamaların herhangi birisinde yaşanacak sıkıntı çalışmanın bütününe yansıyacaktır. Böylece araştırması yanılmış olacaktır. Araştırmacılar yanılmaktan korkmamalıdırlar.

Gözleme dayanır: Bilimsel alanda çalışacak olan bireylerin kesinlikle çok iyi birer gözlemci olmaları gerekir. Çalışma yaparken çalışmanın başlangıcından itibaren bitene kadar bütün aşamaları dikkatli bir şekilde izlemesi gerektiği gibi, sorunların tespiti açısından da çevreyi izlemesi gerekir. Gözlem basite alınmayacak kadar değerli bir özelliktir. 

Hipotez kurma ve test etme; Ne tür çalışma yapılırsa yapılsın mutlaka hipotez kurulmalı ve kurulan hipotez test edilmelidir. Hipotezin kabul ya da reddine göre sonuçlar alınır ve değerlendirmeler yapılır.

Bütün bunlar halledildikten sonra geriye bilginin gerçekten bireylere istedikleri şekilde ulaşıp ulaşmadığı ve bireylerin bundan memnun olup olmadıklarına bakmak gerekir. Bilgiye ulaşmada memnuniyetsizlik varsa üretilen bilgilerin genele yayılması mümkün olmayacaktır. Bu konuyla bağlantılı olarak, üretilen bilgi gerekli yerlere zamanında ulaşmalıdır. Kullanılması gereken zamanda ulaşmıyorsa bilimsel bilgi faydasız bilgi haline gelir.  Elbette bilimsel çalışmalar yapılırken ülkenin sahip olduğu yasal ve politik kurallara uymalıdırlar. Hemen her ülkede yasal sınırlılıklar vardır. Bunların bilinmesi ve sınırların aşılmaması gerekir. Son olarak ta bilimsel bilgiler her zaman için güncel olmalıdırlar. Güncel olmayan bilgi çoğu zaman işe yaramayan gereksiz bilgi olarak kabul görür.



988 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Virüs fırtınasından sonra Enfeksiyon saldırısı - 26/12/2022
Virüs fırtınasından sonra Enfeksiyon saldırısı
Sıfır Emisyon Mümkün mü? - 14/12/2021
Sıfır Emisyon Mümkün mü?
Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi - 01/07/2021
Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi
Salgın Hastalıkların Kısa Tarihi - 15/06/2021
Salgın Hastalıkların Kısa Tarihi
Kitlesel Yokoluşlar Üzerine - 02/06/2020
Kitlesel Yokoluşlar Üzerine
Yoksulluk Algısı Araştırması-3 - 09/01/2020
Yoksulluk Algısı Araştırması-3
Tarım Kredi Raporu - 16/12/2019
Tarım Kredi Raporu
Kaçak Zeytinyağı Yerli Zeytinyağı Savaşı - 26/11/2019
Kaçak Zeytinyağı Yerli Zeytinyağı Savaşı
Tarımsal Alandaki İddialara Dair... - 26/11/2019
Tarımsal Alandaki İddialara Dair...
 Devamı
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar35.198735.3397
Euro36.717236.8643
Hava Durumu
Saat