• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

ilkeliyazilar

Hoş geldiniz!

Üyelik Girişi
Site Haritası
Takvim
Ufuk KARADAVUT
Kalıcı (Kronik) Yoksul mu Geçici Yoksul mu?
19/06/2018

   Yoksul olarak tanımlanan bireylerin kategorik olarak nerede olduklarının bilinmesi yapılacak çalışmalarının başarıya ulaşması için önemlidir. Bunun içinde kendini yoksul olarak tanımlayanların gerçekten yoksul olup olmadıklarını belirlemek gerekir. Bu tanımlamalar içinde yer alan iki önemli ayrım bulunmaktadır. Bunlardan birisi kalıcı yoksulluk diğer ise geçici yoksulluktur. Bireyler için belirlenecek olan yoksulluk tipi yapılacak mücadelenin de boyutlarını belirleyecektir.

       Kalıcı yada diğer tanımlama ile kronik yoksulluk ne yaparsanız yapın zamana bağlı olarak değişmeyen yoksulluğu ifade etmektedir. Kalıcı yoksul olarak bireylerin uzun süreli ve beklide hayatları boyunca yoksul olarak yaşamlarını sürdürecekleri bir hayatları olacaktır. Ülke içinde olabilecek olan ekonomik iyileştirmeler ya da tam tersi olarak oluşabilecek krizlerden ciddi anlamda etkilenmezler. Alınacak ekonomik yada siyasi kararlar bu kişiler için bir anlam ifade etmez. Çünkü bunlar bilirler ki alınan kararların tamamına yakını varlıklı kişilerin varlıklarını daha rahat bir şekilde sürdürebilmeleri içindir. Böyle düşünmelerini eleştirebilir yada yadırgayabilirsiniz.
   
Ancak içlerine girip onları daha yakından anlamaya başladığınızda aslında ne kadar da haklı olduklarını görebilirsiniz. Bu bireyler anne ve babalarının sahip oldukları veya olamadıkları olanaklar nedeni ile büyük ihtimal ile yoksul olarak doğmuşlardır. Yaşamlarının önemli bir kısmını yoksul olarak geçirmişlerdir. Belki de bundan sonraki dönemde de bu şekilde yaşayacaklardır. Yaşamları boyunca çok sayıda siyasinin kendilerine gelip çok sayıda karşılığı olmayan ve asla yapılmayan vaatler de bulunduklarını bilirler. Halen daha gelenler olsa da bunların sözlerine asla inanmazlar ama saygıda kusur etmemek için sesleri çıkmaz. Yılların birikimi neden ile oluşan bu set yapının asıl kaynağı onların yoksul yapıların kalıcı nitelik kazanmış olmasındandır.

Elbette bunun iki temel nedeni vardır.  Birinci neden bu tür hayata alışmış olan bireylerin bu ortamdan gerçek anlamda kurtulmak istememeleri yatmaktadır. Özellikle 40 yaş üzerinin mevcut hallerini korumayı tercih ettiklerini görmekteyiz. Hızlı bir dönüşümün veya alışılmışın dışına çıkmanın kendileri için çok sağlıklı bir dönüşüm olmayacağına inanmışlardır. Ancak gençler daha farklı düşünmekte ve kalıcı yoksulluktan kurutulmanın yollarını aramaktadırlar. Ancak bunun çok kolay olmayacağı açıktır. Genç bireylerin içinde var olan bu duyguyu kullanan art niyetliler gençlerimizi farklı şekillerde kullanarak onların kimliklerini ve kişiliklerini değiştirmektedirler. Kullanılan gençler kalcı yoksulluğun yanında birde kalıcı suçlu profiline sahip olmaktadırlar. İçinden çıkılmayan bir sarmalın oluşmasıyla birlikte aileler ve bireyler için daha vahim sonuçların oluşmasına neden olmaktadır.  Buna bağlı olarak sosyal haklardan da mahrumiyet başlamaktadır. Kalıcı yoksulluğu sadece ekonomik olarak tanımlamak doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Ekonomik, sosyal ve siyasi etmenler başta olmak üzere hayatın her alanında yaşanan yetersizlikle kalıcı yoksulluğun etkisinde kalmaktadırlar.

Kalıcı yoksulluğu bir diğer ve önemli nedeni ise devleti yönetenlerin bunun bir politika olarak kullanmak istemeleridir. Yoksul insanların daha kolay bir şekilde yönetilip yönlendirilebilir olması yöneticileri etkilemektedir. Bunu bir politika olarak kullanabilmektedirler. Dünyanın pek çok ülkesinde uygulanan bu yöntem ülkenin geleceği açsından çok sağılıklı bir yaklaşım değildir. Ancak yönetimlerin geleceği için önemli olduğundan özellikle desteklenmektedir. Konu ile ilgili olarak yapılan çalışmalarda varılan ortak kanı, özellikle kalıcı yoksulluğa sahip olan bireylerde var olan umutsuzluk ve bağlılık gibi bazı değerlerin veya bir alt sınıfa ait olma hissinin nesilden nesile aktarılabildiğidir. Daha genel olarak ifade etmek gerekirse, belli bir noktadan sonra kültür haline gelen bu yaşam tarzı hiçbir şey yapamamanın yaratmış olduğu umutsuzluğu ve bezginliği desteklemektedir. Bunun sonucu olarak ta bir itaat kültürü oluşmaktadır.

Yönetilmeye ve yönlendirilmeye açık bir toplumsal yapı oluşmaya başlamaktadır. Yönetimler ise bunu ne ölçüde yönlendirdiklerine göre başarılı ya da başarısız olabilmektedirler. Ancak artık toplum sosyolojisinin ve toplum mühendisliğinin daha uzmanca yapıldığından daha başarılı sonuçlar alınabilmektedir. Yoksulluğun en kötüsü de budur. Çünkü bu tür yoksulların yoksulluktan kurtulma şansları asla olmaz. Buna izinde verilmez.  Aslında yoksulluk statik bir özelliğe sahip değildir. Daha çok dinamiktir. Bu özelliğinden dolayı mümkün olduğunda statik hale getirilerek olgusal olarak yoksulluğun aşılamaz bir yaşam tarzı olduğu düşüncesi ile bireyler adeta kaderlerine teslim olmaya başlarlar. Mücadele istek ve yeteneklerini kaybederler. Böyle bir hale gelme bir toplumun en zayıf ve en kötü hali olarak kabul edilebilir. Eğer bir halk için yapılabilecek bir şey varsa bunun öncelikli olarak yapmak o halka düşer. Halkın istemediği bir gelişmeyi ve gelişmeyi kabul ettirme şansınız bulunmaz.

Günümüzde soysal devlet algısı diye bir kavram kullanılmaktadır. Bir kavram olarak sosyal devlet kamunun yoksullara yardım etmesi ve yoksulluk ile mücadele etmesi anlamı taşımaktadır. Bu amaçla her bireye eşit şartlar sağlayarak eşitsizliklerin kaldırılmasına yardımcı olmaya çalışır. Yoksulluğun temel sebeplerinde olarak sayılan gelir dağılımındaki bozukluğun giderilmesi, özellikle çok eleştirilen ücret düşüklüğünün ortadan kaldırılması, bölgeler arasında var ola farklılıkların azaltılması, devletin önemli bir gelir kaybı olan kayıt dışılığın önüne geçilmesi, iç göç ve kentleşmenin plansız ve programsız bir şekilde yürütülmesi gibi sebeplerin ortadan kaldırılmasıdır.

Sosyal devlet yoksulluk ile mücadele derken bireylere farklı şekillerde yardım yapabilmektedir. Bunun yaparken de dezavantajlı grup olarak ta nitelendirilebilecek olan yoksulların yoksulluktan kurtulabilmeleri için ekonomik yardımların yanında sosyal ve psikolojik yardımların da yapılması gerekir.  Bu kişilerin uzu yıllardır yaşadıkları yoksulluk nedeni ile kendilerini hiçbir şey yapamayan veya işe yaramayan bireyler olarak görmemeleri gerekir. Bu tür bir psikoloji, bu bireylerin toplum dışına çıkmalarını ve topumun diğer kesimleriyle kavgalı olmalarına neden olabilir. Devlet yapmış olduğu yardımları devleti oluşturan milletin ekonomik derin kullanarak yapmaktadır. Bunu yaparken de israftan ve yanlı davranmaktan kesinlikle kaçınmalıdır.

Kısa süreli yoksulluk ise bireylerin zaman içerisinde karşılaştıkları ya da yaşayabildikleri yoksulluk olarak tanımlanabilir. Hemen her bireyin yaşayabileceği bir durumdur.  Zaman zaman gördüğümüz ve yaşadığımız ekonomik krizlerin sonucunda işyerlerinin kapanması yada ekonomik sıkıntıların yaşanması iş değişikliklerin yapılması, iş yapılamaması veya Sakarya depreminde olduğu gibi doğal afetlerin yaşanması sonucunda geçici yoksulluklar yaşanabilmektedir. Bu tür yoksullukların ekonomik olarak üstesinden gelinebilir olması yönetim açısından bir avantajdır. Bu bireyler genelde yatırımcı ruha sahip kişilerdir ve bazı imkanların kendilere sunulmasıyla birlikte tekrar ekonomik olarak belli seviyeye gelebilme özelliğine sahiptirler. Ancak geçici yoksul olanların ne kadarının kalıcı yoksul olarak kalabileceklerini tam olarak bilme imkanımız bulunmamaktadır. Geçici yoksul olarak tanımlanan kesimin %20’si kalıcı yoksulluğun etkisinde kalabilmektedir. Geçici yoksulluk ila kalıcı yoksulluk arasındaki en büyük fark geçici yoksulların içinde yatan yatırımcı ve gelişimci ruhun kaybolmamış olmasıdır.



1938 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Virüs fırtınasından sonra Enfeksiyon saldırısı - 26/12/2022
Virüs fırtınasından sonra Enfeksiyon saldırısı
Sıfır Emisyon Mümkün mü? - 14/12/2021
Sıfır Emisyon Mümkün mü?
Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi - 01/07/2021
Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi
Salgın Hastalıkların Kısa Tarihi - 15/06/2021
Salgın Hastalıkların Kısa Tarihi
Kitlesel Yokoluşlar Üzerine - 02/06/2020
Kitlesel Yokoluşlar Üzerine
Yoksulluk Algısı Araştırması-3 - 09/01/2020
Yoksulluk Algısı Araştırması-3
Tarım Kredi Raporu - 16/12/2019
Tarım Kredi Raporu
Kaçak Zeytinyağı Yerli Zeytinyağı Savaşı - 26/11/2019
Kaçak Zeytinyağı Yerli Zeytinyağı Savaşı
Tarımsal Alandaki İddialara Dair... - 26/11/2019
Tarımsal Alandaki İddialara Dair...
 Devamı
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar35.037435.1778
Euro36.390736.5365
Hava Durumu
Saat