Ufuk KARADAVUT
Yoksulluğu Ölçmek
13/06/2018 Ne tür çalışma yapılırsa yapılsın sonuç olarak elimizde ölçülebilir nitelikte somut çıktılar var ise kabul edilebilir ve değerli çalışmalardır. Aksi durumda ise kullanılan cümlelere ve yapılan değerlendirmeler güçlü olmayacağı için çok anlamlı olmayacaktır. Bu nedenle ne yapılırsa yapılsın anlamlı hale getirilmesi gerekir. Bunun içinde yapılması gereken en temel iş elde edilen verileri ölçülebilir şekilde elde etmektir. Yoksulluk için alınan verilerin değerlendirilmesi ile gerçek anlamda yoksulluğun belirlenmesi sağlanabilecektir. Böylece ekonomik olarak alınması gereken tedbirler ile yapılması gerekenler planlanacaktır. Elbette yoksulluk ölçülürken gerekli özenin gösterilmesi gerekir. Sosyal adaletin oluşması ve haksızlıkların önüne geçebilmek için gereklidir. Genel olarak bakıldığında mümkün olan en düşük yaşam şartlarına dahi erişememe olarak tanımlanan yoksulluğun gerçek anlamda seviyesinin ne olduğu ve bu sınırlarda yaşayacak olan bireylerin yaşam standartlarının nasıl belirleneceği her zaman için merak konusu olmuştur. Çünkü ortay konulacak ölçek aynı zamanda o toplumdaki yoksulluğu şiddeti hakkında da bizlere bilgiler verecektir. Yoksulluk zamana ve mekâna göre değişiklik gösterebilmektedir. İçinde bulunulan sosyal şartlar bunu etkilemektedir. Yoksulluk ölçmede çok sayıda yöntem kullanılabilmektedir. Ülkedeki yoksul sayısı ve yoksulluk sınırı uygulamaya konulan bu yöntemlere göre değişiklik gösterebilmektedir. İlki, gelir-tüketim temeline dayalı olarak yoksulluk hesaplanabilir. Bunun oransal olarak dikkate alınması ile yoksulluk belirlenebilmektedir. İkincisi, toplumun sahip olduğu sağlığa ve eğitime ulaşma olasılıkları yoksulluk ölçümünde kullanılabilmektedir. Yine bunun oransal olarak değerli yoksulluğu verebilmektedir. Üçüncüsü ise katılımcı yoksulluk olarak ta ifade edilebilen bireylerin toplum içindeki güç eksikliği ve bundan kaynaklanan gelirdeki ciddi dalgalanmaların etkisindeki grupların oransal dağılımıdır. Dördüncü olarak ise yoksul olarak tanımlanan kesimin kendilerini dışlanmış olarak görme oranlarıdır. Belirtilen oranlar daha ziyade sözel olarak ifade edilen ve hesaplama yöntemine göre çok farklı sonuçlar gösterebilen hesaplamalardır. Konu ile ilgili olarak yapılan çalışmalarda hesaplanan yoksulluk değerleri arasında çok büyük farklar olabildiğinden daha somut yöntemler üzerinde durulmaya başlanmıştır. Bu yöntemler ise; kafa sayım yöntemi, yoksulluk açlığı indeksi, Sen indeksi, FGT indeksi ve bileşik yoksulluk indeksleridir. Şimdi bunları kısaca açıklayalım. a) Kafa Sayma Oranı: Yoksulluk ölçme işlemlerinde çok kullanılan bir yöntemdir. Genel olarak belirlenen yoksulluk sınırının altına kalanların toplam nüfusa oranı olarak ifade edilir. Kafa Sayma Oranı = Yoksulluk Sınırı Altında Kalan Nüfus / Toplam Nüfus Bu oranın temek özelliği yoksulluk altında kalan nüfusun başarılı bir şekilde islenebilmesine olanak vermesidir. Böylece uygulanan ekonomik politikaların başarısı test edilmektedir. Oranın büyümesi yapılan çalışmaların yoksulluğu önlemede başarısız olduğunu ifade ederken, azalması ise başarıyı ifade etmektedir. Bu yöntem çok kolay ve hızlı hesaplama yapabildiğinden başarılı bir şekilde kullanılabilmektedir. Ancak yaşanılan ya da sahip olunan yoksulluğun şiddeti hakkında yeterli bilgi verememesi en büyük dezavantajı olarak görülmektedir. b) Yoksulluk Açığı İndeksi: Bu kavram bireylerin kazandıkları ile tükettikleri arasındaki gelir açığını temel almaktadır. Burada yapılan ölçümde gelir açığı şu şekilde hesaplanmaktadır; Gelir Açığı = Yoksulluk Sınırı-Bireylerin Gelir Miktarı Gelir açığı yoksulluk sınırı altında yaşayan bireyler için dikkate alınacak bir değer değildir. Yoksulluk sınırının altında yaşayanlar için yapılacak hesaplama yanlış sonuçlar verecektir. Çünkü bu değer yoksulluk sınırı altında yaşayanlar içim her zaman için pozitif olacaktır. Gelir açığının yüksek ya da düşük olması elde edilen gelirden yapılan paylaşıma bağlı olarak değişir. Aslında bu indeks ile gerçek anlamda yoksulların yoksulluk sınırının neresinde yer aldıklarını belirlemesi açısından önemli olmaktadır. Ülkelerin yoksulluk ile ilgili olarak ne tür politikalar geliştirmeleri gerektiği ve gelecek açısından yoksulluğun azaltılması için ne yöne yatırım yapılacağının planlaması için değerli bilgiler verir. Akılcı ve gerçekçi projeler ile yoksulluk sınırının çok uzağında olanların yakınlaşması ve yakın olanları ise bu sınırın üzerine geçmeleri sağlanabilir. Ancak buradaki en büyük sorun ya da açmaz, yoksulluk sınır altında kalanların gelirlerindeki artış indeks değerini azaltıcı etki yapacaktır. Fakat gelirin artması ile yoksulluk sınırını geçenlerin sayısı arttıkça yoksulluğun gelir ortalaması da azalmakta ve gelir açığı oranı artmaktadır. c) Sen İndeks Değeri: Bu indeksin en önemli özelliği yoksulluk açığı ile yoksuların gelir dağılımlarını birlikte değerlendirmeye almasıdır. Toplumdaki yoksulluğun şiddetini başarılı bir şekilde ifade edebildiğinden tercih edilen bir indeks konumundadır. Sen indeks değeri aşağüıda verilen eşitlik ile hesaplanabilmektedir; Sen İndeksi = Yoksul Birey Oranı*[Yoksulluk Açığı Oranı+ (1- Yoksulluk Açığı Oranı)*Gini Katsayısı] İndeks değeri 0 ile 1 arasında değişim gösterir. İndeks değerinin sıfır olması yoksullar arasında tam bir eşitliğin olduğunu ifade ederken, bir olması ise yoksullar arasında tam bir eşitsizliğin olduğunu ifade eder. Yoksulların aynı gelire sahip olmaları durumunda ise doğal olarak Gini katsayısı sıfır olarak bulunacaktır. d) FGT İndeks Değeri: Bu indeks yoksulluğun ölçülmesinde geliştirilen önemli bir indekstir. 1984 yılında Foster, Greer ve Thornbecke tarafından geliştirildiğinden bu kişilerin isimlerinin baş harflerinden oluşmaktadır. Bu indeksin en önemli özelliği yoksulluğu farklı kategorilere ayırarak değerlendirmesini buna göre yapmasıdır. Böylece yoksul kesim net bir şekilde birbirlerinden ayrılmakta ve buna göre daha başarılı bir şekilde değerlendirme yapılabilmektedir. Bu bize yoksulluğun şiddetini ve alt grupları etki boyutu göstermesi açısından önemlidir. FGT aşağıda verilen eşitlik yardımı ile hesaplanmaktadır; FGT İndeksi= (1/Toplam Nüfus)* Σqi=1*[(Yoksulluk Sınırı-i. Yoksul Bireyin Geliri)/ Yoksulluk Sınırı]2 e) Birleşik Yoksulluk İndeksleri: Bu indeksler yoksulluğu çok farklı boyutlarda değerlendirmektedir. Bu indeksler sadece gelir durumun bakmaz aynı zamanda sağlık ve eğitim gibi bazı özellikler üzerinde de durarak gerçek anlamda yoksulluğun insan refahı üzerindeki etkilerini de belirlemeye çalışırlar. Bu indeksleri kısaca şu şekilde açıklayabiliriz; -İnsani Gelişim İndeksi: Bu indeks ilk zamanlar GSMH/GSYİH oranı dikkate alınarak hesaplanana bir yöntemdir. Buradan elde edilen değerin yüksek olması o ülkenin zengin olduğu anlamını taşıdığı ifade edilmiştir. Sadece zengin değil aynı zamanda da refah seviyesinin yüksekliğini göstermektedir. Ancak zaman içerisinde bunun çokta doğru olmayan bir değerlendirme olduğu anlaşılmaya başlanmıştır. Çünkü gelirin artması refahın arttığını göstermez. Gelirin artması ülke içindeki gelir dağılımının dengeli bir şekilde yapılması ile mümkün olabilir. Eğer bu yapılmıyor ise yapılan değerlendirmeler planlamacıları yanlışa yönlendirmektedir. Bu fark edilince 1990 yılında Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) İnsani Gelişme İndeksi kavramını kullanmaya başlamıştır. Böylece gelir ve gelir dağılımının doğru bir şekilde yapılıp yapılmadığı görülebilmektedir. Daha önce ayrıntılı bilgi verildiğinden burada ayrıntıya girilmeyecektir. Ancak eşitliği şu şekilde verebiliriz (UNDP, 1990); İGE=1/3(yaşam beklentisi endeksi)+1/3(eğitim endeksi)+1/3(GSYİH endeksi) -İnsani Yoksulluk İndeki: Bireysel yoksulluğun ölçülmesinde kullanılan önemli bir indekstir. İnsani gelişim indeksi yukarıda belirtilen üç temel göstergeye ulaşım ve erişim durumunu gösterirken, insani yoksulluk indeksi ise belirtilen bu üç göstergeye ulaşamamayı ifade etmektedir. UNDP’ye göre yoksul ülkeler için bu şu şekilde hesaplanmaktadır; İYİ = (Sağlık hizmetlerine ulaşamayanların oranı + Temiz suları bulunmayanların oranı + Beş yaşından küçük olup normal ağırlığından az olan çocukların oranı)/3 UNDP’ye göre gelişmiş ülkeler için bu şu şekilde hesaplanmaktadır; Uzun ve sağlıklı bir yaşam + Bilgi düzeyi + İyi bir yaşam standardı + Sosyal dışlanma -Toplumsal Cinsiyet Bazında Gelişme Endeksi: Bu indeks erkekler ile kadınlar arasındaki eşitsizliklerin dikkate alınması temeline dayanmaktadır. Bir ülkede cinsiyet eşitliği bozulduğunda bu değer alır. Bu ölçü kullanılarak o ülkede cinsiyet eşitliği hakkında kararlar alınabilme olanağı sağlanabilmektedir. Bu indeks değeri hesaplamasında uzun ve sağlıklı bir yaşam, bilgi seviyesi ve yaşam standardı kullanılmaktadır. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Virüs fırtınasından sonra Enfeksiyon saldırısı - 26/12/2022 |
Virüs fırtınasından sonra Enfeksiyon saldırısı |
Sıfır Emisyon Mümkün mü? - 14/12/2021 |
Sıfır Emisyon Mümkün mü? |
Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi - 01/07/2021 |
Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi |
Salgın Hastalıkların Kısa Tarihi - 15/06/2021 |
Salgın Hastalıkların Kısa Tarihi |
Kitlesel Yokoluşlar Üzerine - 02/06/2020 |
Kitlesel Yokoluşlar Üzerine |
Yoksulluk Algısı Araştırması-3 - 09/01/2020 |
Yoksulluk Algısı Araştırması-3 |
Tarım Kredi Raporu - 16/12/2019 |
Tarım Kredi Raporu |
Kaçak Zeytinyağı Yerli Zeytinyağı Savaşı - 26/11/2019 |
Kaçak Zeytinyağı Yerli Zeytinyağı Savaşı |
Tarımsal Alandaki İddialara Dair... - 26/11/2019 |
Tarımsal Alandaki İddialara Dair... |
Devamı |