• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

ilkeliyazilar

Hoş geldiniz!

Üyelik Girişi
Site Haritası
Takvim
Ufuk KARADAVUT
Yoksulluk Araştırması 11
06/02/2018

     Yapılan çalışmada kişilerin kırsal ya da kentte oturup oturmadıkları sorulmuştur.  Alınan sonuçlar Çizelge 1’de gösterilmektedir. Sonuçlara göre yardım alanların yarıdan fazlası (%58,5’i) Şehir merkezlerinde oturmaktadır. İlçe merkezlerinde oturanlar ise %26,8’lik kesimi yani yaklaşık dörtte birlik kısmı oluşturmaktadır. Köyde oturanların oranı ise  %14,7 olarak tespit edilmiştir. Şehir ve ilçeleri toplamda kent olarak ifade edersek yardım alanların %85,3’lük kısmı şehir merkezlerinde yaşamaktadır. Ülke nüfusunun köylerden hızla kentlere doğru göç ettiği artık kabullenilmiş bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. Ekonomik ve sosyal olarak çok benimsenebilecek bir şey olmasa da göç hızlanmıştır. Bu kişilerin genel olarak herhangi bir yerden göç ederek şimdiki yerlerini buldukları anlaşılmaktadır.  

 

Çizelge 1. Kişilerin ikamet ettikleri yerlerin dağılımı

İkamet Yeri

Sayısı

Oransal Dağılım

Şehir Merkezi

214

58,5

İlçe Merkezi

98

26,8

Köy

54

14,7

Toplam

366

100,0

 

            Daha önce nerede yaşadıkları da ayrıca sorulmuştur. Elde edilen sonuçlara göre vatandaşların %59’luk kısmı köylerden şehir merkezlerine göç etmiştir. %18,6’lık kısım ise kent merkezinden farklı bir kent merkezine göç etmiştir. Kent merkezinden kent merkezine göç edenlere bunun nedeni sorulduğunda tamamının küçük şehirlerde yaşadıkları ve büyük şehirlere göç etmek istedikleri görülmüştür. Küçük şehirlerden ya da ilçelerden büyük oranda göçün yaşanmasında yaşanılan yerleşim yerinde yeterince çalışma sahasının olmamasının oldukça etkili olduğu düşünülmektedir. Çünkü önemli bir kesim göç gerekçesini yeterli iş alanı olmaması olarak göstermiştir (Çizelge 3).

 

Çizelge 2. Kişilerin terk ettikleri yerlerin dağılımı

Terk Edilen Yer

Sayısı

Oransal Dağılım

Şehir Merkezi

68

18,6

İlçe Merkezi

82

22,4

Köy

216

59,0

Toplam

366

100,0

 

            Neden göç edildiği hakkında da sorulara verilen cevaplar incelendiğinde göçün en önemli gerekçesinin iş bulmak olduğu görülmektedir (%33,9). Bunu %17,2 ile terör ve %16,7 ile daha iyi şartlarda yaşam isteği izlemiştir. Burada dikkatimizi çeken konu terör nedeni ile göçün söylenilen aksine çok yüksek olmadığıdır. Çünkü sürekli olarak bazı çevreler terör nedeni ile göçün yaşandığını vurgulayarak bundan farklı şekilde yararlanma peşine düşmektedirler. Bu veriler bunların pekte gerçekçi olmadığını göstermektedir. Ancak işsizlik bütün bölgelerin ve illerin temel sorunu olması neden ile ilk sırada olması aslında beklenen bir sonuç olarak değerlendirilmiştir. Dikkatimizi çeken bir konuda özellikle daha iyi eğitim almaz için yapılan göçlerin miktarının çok düşük olmasıdır. %10.7’lik kısım beklediğimizi bir değer değildir. Çalışma yapılırken daha yüksek değerler belemekteydik. Ancak beklediğimiz şekilde eğitim verilerinin çokta yüksek olmadığını gözlemledik. Buradan iki sonuç çıkarılabilir. Birincisi kişiler iş bulup gelirlerini artırdıklarında daha iyi okullara çocuklarını gönderebileceklerini düşünüyor olabilirler ki bunun çok düşük bir olasılık olduğunu söylemek gerekir. İkincisi ise eğitime yeterince önem verilmediğidir. Hangi sebep olursa olsun daha iyi eğitim talebinin istenen seviyede olmadığını görebilmekteyiz.

 

Çizelge 3. Kişilerin göç etme nedenlerinin dağılımı

Göç Sebebi

Sayısı

Oransal Dağılım

İş bulmak

124

33,9

Daha iyi şartlarda yaşamak

61

16,7

Terör

63

17,2

Sağlık

44

12,0

Eğitim

39

10,7

Evlenme

11

3,00

Ailevi nedenler

8

2,2

Diğer

16

4,3

Toplam

366

100,0

 

      Kişilere aynı zamanda bağlı oldukları sosyal güvenlik durumları sorulmuştur. Alınan cevaplara göre yardım alanların %86,9 gibi önemli bir kısmı yeşil kart sahibidir. Ancak %11,2’lik kısım ise sosyal güvenlik kurumuna bağlıdır. Herhangi bir yere bağlı değilim diyenlerin oranı ise %1,7 olarak tespit edilmiştir. Burada şunu söyleyebilir ki, yardım alanların büyük kısmı devletten ciddi anlamda ücretsiz sağlık yardımı almaktadırlar.

 

Çizelge 4. Kişilerin Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlılık durumları

Bağlı Oldukları Kurum

Sayısı

Oransal Dağılım

SGK (SSK, BAĞ-KUR ve Emekli Sandığı)

41

11,2

Yeşil Kart

318

86,9

Bir yere bağlı değil

7

1,9

Toplam

366

100,0

 

            Çalışma yapılan alanlarda bilgi almak için gidilen yerleşim yerlerinin yeterlilikleri için değerlendirme yapılmıştır. Likert ölçeğinde 5’li değerlendirme yapılmış ve Çizelge 5’de verilmiştir. Elde edilen sonuçlar değerlendirildiğinde yardım alanların %26,8’i çok kötü şartlardaki evlerde yaşamaktadırlar. %28,4’ü ise kötü denilebilecek şartlarda yaşamaktadır. Buna göre iki grubu birlikte değerlendirerek kötü olan grubun %55,2’sinin düzgünce yaşanabilecek şartlarda yaşamadıkları ifade edilebilir. Ancak geri kalan %44,8’lik kısmın ise normal ve iyi denilebilecek evlerde yaşadıkları görülmüştür. Çok iyi denilebilecek ev miktarının %1,2 ile oldukça düşük olduğu görülmüştür. Yardım alanların yarıya yakını da normal ve iyi olarak nitelenebilen evlerde yaşadıkları görülmüştür.

 

Çizelge 5. Kişilerin Evlerindeki Yaşam Koşullarının Durumu

Yaşam Koşulları

Sayısı

Oransal Dağılım

Çok Kötü

98

26,8

Kötü

104

28,4

Normal

92

25,1

İyi

64

18,5

Çok İyi

8

1,2

Toplam

366

100,0

            Yardım alanların en çok bildikleri yardım kuruluşlarını öğrenebilmek içinde ayrıca soru sorulmuştur. Elde edilen sonuçlara göre en büyük tanınırlık belediyelerde olmuştur (Çizelge 6). Belediyelerin tanınırlığı %43,4 ile ilk sırada yer almıştır. Bunu %31,1 ile halka arasında “Başbakanlık” olarak bilinen Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları olmuştur. İlginç olan şey ise Kızılay’ın tanınırlığının çok az olmasıdır. Kızılay’ın yoksulluk yardımı alanlar için faaliyet göstermediği anlaşılmaktadır. Zaten bu Kızılay’ın faaliyetleri arasında da yer almamaktadır. En az tanınırlık bakımından ise, siyasi partiler, muhtarlar ve özel firmalar gelmektedir.

Belediyelerin sosyal yardımlar bakımından oldukça etkin oldukları görülmektedir. Belediyeler bu yardımları yaparak göz önünde olmakta ve seçim zamanlarında bundan yaralanarak yeniden seçilme olanaklarını araştırmaktadırlar. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın Başbakanlık olarak tanınmasının altında yatan ise vakfın başında Başbakanlık yazması olarak görülmüştür. Vatandaşlar sadece bu kısmı okumakta geri kalan kısma dikkate etmemektedirler. Yardım konusunda ön planda olan valilik ve kaymakamlıkların tanınırlıklarının da pek yüksek olmadığı görülmektedir. Bazı yerlerde sürekli olarak reklam yaparak bağış toplama sırasına giren Sivil Toplum Kuruluşlarının (STK) da ses çıkardıkları kadar yardım yapmadıkları ve sadece reklamdan ibret olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü beklentimiz STK’ların tanınırlık oranının en az %20 civarında olmasıydı. %5,5’lk değer gerçekten bizleri şaşırmıştır. Siyasi partilerin tanınırlık bakımından çok düşük orana sahip olması partilerin genel olarak konuyu siyasi olarak kullanmadıklarını göstermektedirler ki bu gerçekten güzel bir gelişmedir. Eğer yüksek çıksaydı siyasilerin konuyu siyasi olarak kullandığı şeklinde bir değerlendirme yapabilecektik. Ancak yardımı yapan vakfın ya da belediyelerin konuyu kendi lehlerine çevirecek şekilde farklı boyutlara taşıyarak yararlanma davranışı göstermeleri de mümkündür. Ancak hiçbir zaman bunun önüne geçme imkânının olmayacağının da bilinmesi gereklidir.  

 

Çizelge 6. Kişiler Tarafından Tanınan Yardım Kuruluşları

Yaşam Koşulları

Sayısı

Oransal Dağılım

Belediyeler

159

43,4

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı (Başbakanlık)

114

31,1

Kızılay

29

7,9

Valilik ve Kaymakamlıklar

26

7,1

Sivil Toplum Örgütleri

20

5,5

Özel Firmalar

7

1,9

Muhtarlar

6

1,6

Siyasi Partiler

5

1,5

Toplam

366

100,0

           

Yardım kuruluşlarının tanınırlığında yardım kuruluşlarını nereden ve nasıl öğrendikleri önemlidir. Çalışma yapılan alanda yardım alanların yardım konusunda nereden bilgi aldıkları sorulmuştur. Bilgi kaynağı olarak en yüksek değer %41,8 ile komşular olmuştur. Bunun %37,2 ile de akrabalar oluşturmuştur. Bunların dışında kalan kısımlar oldukça küçük bir kısmı oluşturmaktadır. Yardım alanların %79’u yardım kuruluşlarını ya komşularından ya da akrabalarından öğrenmişlerdir. Buna göre yardım alanlar başkalarından ziyade her gün ya da sıklıkla görüştükleri kişileri daha etkin bir şekilde dinlemektedirler. En ilginç tarafının ise basın ve yayım kuruluşlarının konu bakımından çok etkili olmadıklarıdır. Televizyondan öğrenme oranı %4,1 iken, gazeteden öğrenme oranı %3 olarak gerçekleşmiştir. Buradan çıkarılabilecek diğer bir sonuçta yardım kuruluşlarının tanınırlığı bakımından muhtarların beklenilenin ötesinde çok zayıf kaldıkları anlaşılmaktadır.

 

Çizelge 7. Kişilerin Yardım Kuruluşlarını Öğrenme Kaynakları

Kaynaklar

Sayısı

Oransal Dağılım

Komşular

153

41,8

Akrabalar

136

37,2

Muhtar

34

9,3

Televizyon

15

4,1

Gezeteler

11

3,0

STK’lar

7

1,9

Siyasi Partiler

6

1,6

Diğer

4

1,1

Toplam

366

100,0

 



427 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Virüs fırtınasından sonra Enfeksiyon saldırısı - 26/12/2022
Virüs fırtınasından sonra Enfeksiyon saldırısı
Sıfır Emisyon Mümkün mü? - 14/12/2021
Sıfır Emisyon Mümkün mü?
Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi - 01/07/2021
Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi
Salgın Hastalıkların Kısa Tarihi - 15/06/2021
Salgın Hastalıkların Kısa Tarihi
Kitlesel Yokoluşlar Üzerine - 02/06/2020
Kitlesel Yokoluşlar Üzerine
Yoksulluk Algısı Araştırması-3 - 09/01/2020
Yoksulluk Algısı Araştırması-3
Tarım Kredi Raporu - 16/12/2019
Tarım Kredi Raporu
Kaçak Zeytinyağı Yerli Zeytinyağı Savaşı - 26/11/2019
Kaçak Zeytinyağı Yerli Zeytinyağı Savaşı
Tarımsal Alandaki İddialara Dair... - 26/11/2019
Tarımsal Alandaki İddialara Dair...
 Devamı
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar35.037435.1778
Euro36.390736.5365
Hava Durumu
Saat