• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

ilkeliyazilar

Hoş geldiniz!

Üyelik Girişi
Site Haritası
Takvim
Ufuk KARADAVUT
Bilim ve Etik
04/02/2018

Bilim ve etik ilişkisi son zamanlara sıklıkla araştırılan ve üzerinde durulan konular arasında yer almaya başlamıştır. Genel kabul olarak bilimin olması gerekenle değil de olan ile ilgilendiği kabul edilir. Buna bağlı olarak ta gerçekleşenlerin hangi değerler altında gerçekleştiği ve bu değerlerin bilimsel açıdan önemliliği gündeme gelmektedir. Artık günümüzde bilim ve bilimin oluşmasında ön planda olması gereken değerler önemli hale gelmiştir. Konu ile ilgili olarak önceleri bilimin kesinlikle özgür olması gerektiği ve müdahale edilmemesi gerektiği şeklinde kanı hâkim olmuştur. Buna bağlı olarak ta bilimsel araştırmaların her türlü yapılması gerektiği düşünülmüştür. Ancak daha sonraları özellikle bilimsel çalışmalarda ortaya çıkan ve sorumsuzca ortaya çıkan gelişmeler sonucunda yeni tartışmalar gündeme gelmeye başlamıştır. Bu tartışmaların başında da bilimine kadar özgür olması gerektiğidir.

Bilimin özgürlüğü nerede başlamalı ve nerede bitmelidir? Bilim sınırsız bir özgürlüğe sahip olursa nelerle karşılaşabiliriz ve sınırları çizilmemiş bilimsel çalışmalar geleceğimizi nasıl etkileyecektir? Bitin bu sorulara cevaplar aranmaya başlamıştır. Özellikle bazı kesimler, bilimsel çalışmaların sosyal sorumluluk çizgisini aşmaması gerektiğini vurgulamışlardır. Onlara göre sınırsız bilim sosyal sorumluluğu ortadan kaldırmakta ve ileride yaşanılamaz sorumsuz bir dünyanın bizi beklediğini söylemişlerdir. Bazı kesimler ise buna itiraz ederek bilimin bağımsızlığına müdahale etmenin anlamsız olduğunu ve gelişmeyi yavaşlatacağını vurgulamış ancak elde edilen bulguların kullanıma sunulmasında dikkatli olunması gerektiği ifade edilmiştir. Daha sonraları ise saf bilimsel gerçeklerin insanlar tarafından kullanılabilirliği, uygulanabilirliği ve ekonomikliği gibi kavramlara uyması gerektiği belirtilmiştir. Bütün bunların sonucunda da teorik araştırmalar biraz geri planda kalmaya başlamış ve uygulamalı araştırmalar ön plana çıkmaya başlamışlardır.

Burada işte etik kavramı aslında tartışılmaya başlanmıştır. Çok sayıda bilim adamı yapılan çalışmaların bağımsız mı yoksa insani değerler ile sınırlı mı olmalı şeklindeki sorulara cevap vermek için yeri tartışmalar geliştirmişlerdir. Herkes kendi penceresinden olaylara başmış ve sonunda çok farklı sonuçlar elde edilmiştir. Tartışmalar halen daha devam etmekte ve net bir karara varılamadığını belirtmek isteriz. Bilim bilimsel olduğu sürece anlamlıdır. Bilimsellik olmazsa elde edilen bilgi her zaman için eksiklikleri de bünyesinde taşır. Bilimsel olmayan bilginin içinde kişisel düşünce ve görüşlerde ister istemez yer alacaktır.

Bilimsel çalışma yapılırken, temel, uygulamacı ve geliştirmesi araştırmalar yapılır. Temel araştırmalarda sonuçların nasıl uygulamaya konulacağına bakılmaz. Hayatın temeli açıklanmaya ve anlaşılmaya çalışılır. Buradan elde edilen bilgiler yardımı ile uygulamacı araştırmalar yapılarak temel araştırmaların uygulama alanlarının geliştirilmesine çalışılır. Bundan sonra ise geliştirmeci çalışmalar yapılır ki bu uygulamadaki yetersizliklerin ya da yapılanların daha iyi bir şekilde yapılabilmesi içini yapılan bilimsel araştırmaları kapsamaktadır. Diğer bir soru da burada karşımız çıkmaktadır. Acaba etik bu üç aşama içinde gerekli olacak mıdır yoksa sadece belli bir kısmında mı geçerlidir. Genel kanı bilimsel çalışmalarda etki kurallarının ancak uygulamada ve geliştirme çalışmalarında önemli olduğudur. Temel araştırmalarda etik kavramının bilime yön vermeye kalkması durumunda bilimin bilimselliğinin geri planda kalacağıdır. Ancak burada başka bir soru karşımız çıkmaktadır. Eğer uygulama bakımından kullanılabilir sonuçların elde edilmesi demek aynı zamanda saf bilimsellikten çıkıldığının da bir göstergesi olabilmektedir.  

Aslına bakılırsa bilimsel bilgi kendi başına özeldir. Elde edilen bilginin kullanım şeklinin ahlaki olup olmadığının tartışılması daha doğru olacaktır. Çünkü bilim tarafsız olması ve insanlığın hizmetine sunulabilecek temel fikirleri ileri sürmesi temel bir olgudur. Ancak bundan sonraki şekillendirmeler etik açıdan değerlendirilmesi daha önemli olacaktır. Çünkü temel ve tarafsız olan bilimsel bilgiler şekillendirilirken insanlığın hizmetine sunulurken, sosyal, siyasi, ekonomik ve dini değerlere uygunluğunun kontrol edilmesi daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Ancak tarihi gerçekler incelendiğinde şimdiye kadar bunun pek mümkün olmadığını görmekteyiz. Özellikle parası ve gücü olanların bilimsel çalışmaları ve bu çalışmalar sonucunda elde edilen bilgileri ahlaki yada gayri ahlaki oluşlarına bakmadan kendi amaçları için kullandıklarını görebiliriz. Bazı yerlerde dini baskılar, bazı yerlerde sosyal baskılar, bazı yerlerde siyasi baskılar ve bazı yerlerde ise ekonomik baskılar bilimsel çalışmaları ve sonuçlarını ciddi anlamda şekillendirebilmektedir. Bu ise bilimin bilimsel tarafını alıp götürmektedir. Bunun nedeni olarak yapılan bilimsel çalışmaların farklı etkiler altında kalarak tarafsızlığını ve bağımsızlığını koruyamamamsından kaynaklanmaktadır. Tarafsız ve bağımsız olmayan bir bilimin ya da bu özelliklerini koruyamamış olan bilimin sonucunda elde edilecek uygulamalarında topluma faydalı olmasını beklemek hata olacaktır. Elde edilen sonular topluma yararlı olmayacağı gibi zaman içersinde zararlı da olabilecektir. Bunun için bilim tarafsız ve bağımsız olmak zorundadır. Ahlaki ve etik değerler bu düşüncenin evrenselleşmesi için gerekli şartların oluşmasına yardımcı olabilecek özelliklere sahiptirler.

Bazı araştırmacılar ise konuyu biraz daha duygusal bir boyuta taşıyarak bilimsel çalışmaların sadece toplumsal değerler ile sınırlı olması gerektiğini düşünen bu amaçla çalışan gruplarda bulunmaktadır. Bu kişilerin temel görüşü ise temel araştırmalar işe uygulamaları araştırmaların arasındaki farklılığın her geçen gün azaldığını ve bu nedenle temel araştırma olarak ifade edilen çalışmaların gerçekte ne kadarının temel olduğunun sorgulanması gerektiğini ifade etmektedirler. Daha da ileri gidilerek aslında bu iki alanın birbirinin içine girdiğini ve ayırt edilmesinin artık imkânı olmadığını belirtmektedirler. Bunun içinde değerlerden bağımsız bil bilimin söz konusu dahi olamayacağını belirtmektedirler. Yapılan çalışmalar genel olarak sağlık, çevre, ekonomik gelişme, refah, tarım ve güvenlik gibi alanlarda yoğunlaşmıştır ki bu alanların tamamında insan varlığı ön plandadır. Bunun için bilimin mutlaka değerlere uyması gerekir. Aslında burada sorulması ve göz önüne alınması gereken bir konunun da olduğunu düşünmekteyiz. Acaba elde edilen bilgi gerçekten bize gerekli mi? Eğer gerekli ise ne kadarı gerekli? Parasal destek aldıkları kişilerin bu bilgileri nerede kullanacaklarını bilmiyorlar ise değerlere uygunluğunu da bilmelerine gerek olmayacaktır ki bu etik değerlerin bir tarafa bırakılarak kişisel ya da kurumsal menfaatlerin ön plana çıkması anlamını taşıyacaktır.

Buradan çıkarılacak olan sonuç ise, bilimin tarih boyunca değerler ile çıkarlar arasında sıkıştığını ve genel olarak çıkarların önde olduğudur. Buna bağlı olarak ileriki yıllarda da çıkarların ön plana çıkma olasılığının yüksek olacağı düşünülebilir. Bundan hareketler bilimin ve bilimsel çalışmaların mutlak surette temel insani değerler başta olmak üzere bütün değerlerin üzerinde olamayacağının bilinmesi faydalı olacaktır. Değerler önemsizleştirilip aşılmaya başlanırsa bundan sonrası için değer kavramının konuşulmasının da bir önemi kalmayacaktır. Bilgi birikimi sağlanırken hiçbir zaman etik ve ahlaki değerlerden bağımsız olmamalıdır. Etik ve ahlaki değerlerden bağımsız olan bilimden elde edilecek sonuçların bilimsel dürüstlük ve etik kurallara uygunluğu her zaman için ön planda olmayacaktır. Bilimsel araştırmalar her zaman için sonuçları itibariyle ahlaki ve sosyal çerçevesinin belirlenmiş olması gelecekte daha sağlıklı bir toplum için gerekli olduğuna inanmaktayız.  



5062 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Virüs fırtınasından sonra Enfeksiyon saldırısı - 26/12/2022
Virüs fırtınasından sonra Enfeksiyon saldırısı
Sıfır Emisyon Mümkün mü? - 14/12/2021
Sıfır Emisyon Mümkün mü?
Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi - 01/07/2021
Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi
Salgın Hastalıkların Kısa Tarihi - 15/06/2021
Salgın Hastalıkların Kısa Tarihi
Kitlesel Yokoluşlar Üzerine - 02/06/2020
Kitlesel Yokoluşlar Üzerine
Yoksulluk Algısı Araştırması-3 - 09/01/2020
Yoksulluk Algısı Araştırması-3
Tarım Kredi Raporu - 16/12/2019
Tarım Kredi Raporu
Kaçak Zeytinyağı Yerli Zeytinyağı Savaşı - 26/11/2019
Kaçak Zeytinyağı Yerli Zeytinyağı Savaşı
Tarımsal Alandaki İddialara Dair... - 26/11/2019
Tarımsal Alandaki İddialara Dair...
 Devamı
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar35.037435.1778
Euro36.390736.5365
Hava Durumu
Saat