Ufuk KARADAVUT
Türkiye’de Kamu Sektöründe Etiğin Güçlendirilmesi
14/01/2018 Bu bir projenin adıdır. Avrupa Birliği desteği ile yürütülmüş ve sonuçlandırılmıştır. Projenin finansmanının %80’lik kısmını Avrupa Birliği karşılarken, %10’luk kısmını Avrupa Konseyi (10%) ve geriye kalan %10’luk kısmını ise Türk hükümeti karşılamıştır. 2012 yılında yapılan ve 24 ayı kapsayan proje ile Türkiye’de kamuda çalışanların etik kuralları en iyi şekilde kabullenmeleri ve bunları uygulayabilmeleri amaçlanmıştır. Genel hedefine bakıldığında aslında çokta hoşunuza gidemeyecek ama vermek gerekiyor. Projenin hedefi “Avrupa ve diğer uluslararası standartlara uygun olarak Türkiye’de yolsuzluğun önlenmesine katkıda bulunmak” olarak açıklanmaktadır. Aslına bakılırsa Türkiye devlet politikası olarak etik kuralların en iyi şekilde uygulanabilmesi ve buna bağlı olarak yolsuzlukların önlenmesi için büyük çabalar sarf edilmiştir. Bunun içinde çok sayıda yasa ve yönetmelik çıkarmıştır. Bunlar; 1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 1981 tarihli ve 2531 sayılı Kamu Görevliliğinden Ayrılanların Yapamayacakları İşler Hakkında Kanun, 1982 Anayasası, 1984 tarihli 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun, 1990 tarihli ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu, 1996 tarihli ve 4208 sayılı Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine Dair Kanun, 1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun, 2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, 2002 tarihli ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu, 2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu, 2003 tarihli ve 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu, 2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, 2004 tarihli ve 5176 sayılı Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kurulması Hakkında Kanun, 2005 tarihli Kamu Görevlilerinin Etik Davranış İlkeleri Hakkında Yönetmelik, 2006 tarihli ve 5549 sayılı Suçtan Kaynaklanan Gelirin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun, 2010 tarihli ve 6085 sayılı Sayıştay Kanunu Bütün bu çalışmalara rağmen yine de istenilen başarıya ulaşılamamıştır. Bunun farkında olan Avrupa Birliği uyum süreci çalışmalarında bu şekilde bir çalışmanın mutlak gerekli olduğunu ifade ederek bir proje kapsamında etik değerlerin benimsetilerek ülkede yaşanan ya da yaşanması muhtemel yolsuzlukların önüne geçilmesini istemiştir. Bu isteğe bağlı olarak ta çalışma başlatılmıştır. Aslında bakılırsa bu çalışma ülkemiz için utanç vesilesidir. Çünkü bu çalışmanın temel amacı etik değerleri tanıtarak Avrupa Birliğine uydurmak değildir. Asıl amaç yolsuzluklar ile mücadeledir. Müslüman bir ülkede yolsuzluk kavramının olmaması gerekir. Ancak kaynaklara göre dünyada yolsuzlukta ikinci sıradayız. Aslında kurallar açık ve net bir şekilde ortada olmasına rağmen neden kurallara uyulmadığı sorgulanmalıdır. Bu maddelere göre dikkat edilmesi gereken konular şu şekledir. - Bir görevin yerine getirilmesi sırasında kamu hizmeti verildiği bilincinin taşınması (Madde 5) - Topluma hizmet verildiği bilincinin taşınması (Madde 6) - Hizmet standartlarına uygun davranılması - (Madde 7) Kamu dairesinin hedef ve misyonuna bağlılık (Madde 8) - Dürüstlük ve tarafsızlık (Madde 9) - Saygınlık ve güven (Madde 10) - Nezaket ve saygı (Madde 11) - Yetkili makamlara bildirim (Madde 12) - Çıkar çatışmasından kaçınma (Madde 13) - Görevi ve yetkiyi çıkar sağlamak amacıyla kötüye kullanmanın yasaklanması (Madde 14) - Hediye almanın veya çıkar sağlamanın yasaklanması (Madde 15) - Kamu mal ve kaynaklarının gerektiği gibi kullanılması (Madde 16) - Savurganlık ve israftan kaçınma (Madde 17) - İzinsiz ve sahte beyanlar (Madde 18) - Bildirimde bulunma, şeffaflık ve katılım (Madde 19) - İdarecilerin hesap verebilirliği (Madde 20) - Eski kamu görevlileri ile ilişkilerin sınırlı tutulması (Madde 21) - Mal bildirimi (Madde 22) Verilen kurallar dikkatlice incelendiğinde aslında temel insani değerleri kapsadığı anlaşılabilir. Bunun yanında dini değerlerimizin ve ahlaki değerlerimizim temelinde de bulunmaktadır. Ancak anlaşılan gerek ahlaki değerleri ve gerekse de dini değerlerde çok ciddi bir zorumla yaşanmış ki bu tür değişimlere ve gelişimlere gerek duyulmuştur. Bu ihtiyacı duyanların Avrupa Birliği olması ise ayrıca düşündürücü ve bir o kadar da üzücüdür. Aslında değerlerimi ve Müslümanlığımızı yeniden sorgulamamız gerektiğinin de bir göstergesi olarak değerlendirilmelidir. Yukarıda belirtilen ulusal kaynaklı yasalara ek olarak uluslararası antlaşmalara da taraf olunmuştur. Bunların temel konusu yine yolsuzlukla mücadele edilmesi ve yolsuzluğun en az düzeye indirilebilmesidir. Yapılan antlaşmalar aynı zamanda Anayasanın 90. Maddesi ile de güvence altına alınmıştır. Uluslar arası taraf olunan antlaşmalar; - 1997 tarihli OECD Uluslararası Ticari İşlemlerde Yabancı Kamu Görevlilerine Rüşvet Verilmesiyle Mücadele Sözleşmesi (2000 yılında kabul edilmiştir). - 1997 tarihli Avrupa Konseyi Yolsuzluk Hakkında Medeni Hukuk Sözleşmesi (2003 yılında kabul edilmiştir). - 1998 tarihli Avrupa Konseyi Yolsuzluk Hakkında Ceza Hukuku Sözleşmesi (2004 yılında kabul edilmiştir). - Yolsuzluğa Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi (2006 yılında kabul edilmiştir). - Bunlara ek olarak Türkiye 2003 yılında “OECD Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine İlişkin Mali Çalışma Grubu” (FATF) tarafından yapılan tavsiyeleri de onaylamıştır. - 1997 tarihli Avrupa Konseyi Yolsuzluk Hakkında Medeni Hukuk Sözleşmesinin Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 2003’te onaylanması sonucunda Türkiye 2004’te GRECO üyesi olmuştur. - Türkiye ayrıca “OECD Uluslararası Ticari İşlemlerde Rüşvet Verilmesiyle Mücadele Çalışma Grubu” tarafından alınan yolsuzlukla mücadele önlemlerinin uygulanmasına da gözlemci olarak katılmaktadır.
Proje ile 10 farklı konuda çalışmaların yapılması ve halka açık bir şekilde çalıştaylar ve toplantılar yapılması kararlaştırılmıştır. Konular şu şekildedir; - Çıkar Çatışması - Kolluk Kuvvetleri ve Etik - Tapu ve Kadastro ve Etik - Yerel Yönetimlerde Planlama ve Etik - Kamu İhaleleri ve Etik - Etik ve Gümrük Hizmetleri - Türkiye’deki Kamu Kurumu Niteliğinde Meslek Kuruluşlarının Etik Yaklaşımları,Davranış Kuralları, Uygulamaları ve İçselleştirme Düzeyi - Kayıt Dışı Ekonomi - Sağlık Hizmetlerinde Etik Davranış - Etik, Kültür ve Toplum
Proje sonuçları olarak; 1. Yönetmelik konusunda farkındalığın artırılması için Kamu Görevlileri Etik Kurulunun kapasitesinin artırılması ve Türk kamu hizmetlerinin günlük işleyişinde Etik Kuralları konusunda etik ilkelerin ve gerekliliklerin entegrasyonunun desteklenmesi 2. Türk kamu hizmetlerinin günlük işleyişinde Etik Kuralları konusunda etik ilkelerin ve gerekliliklerin entegrasyonunu teşvik etmek için Bakanlıkların kapasitelerinin artırılması 3. Türk kamu hizmetlerinde etik ilkeleri ve Yönetmelik konusunda bütünleşik bilgiler ve bu konularda artırılmış kamu ve kurumsal farkındalık
Proje Faaliyetleri olarak ta 1. Kamu Görevlileri Etik Kurulu personeli eğitilmiştir ve Eğitim Stratejisinin yaygınlaştırılması ve uygulanmasınının idaresi, denetim ve ölçümü için işleyen gerekli araç ve usullere sahiptir; 2. Merkezi ve yerel yönetimden en az 100 eğitici eğitim almıştır ve etik eğitimi verme yetkinliğindedir; 3. Türkiye’de Eğitim Stratejisini ve etiği teşvik etmek için tedbirlerin koordinasyonunu sağlamak üzere Etik Koordinasyon Komitesi oluşturulacaktır; 4. Devlet üniversiteleri ve meslek kuruluşlarında etik kurallarının geliştirilmesi desteklenmiştir ve mevzuata ilişkin eğitimin yer almasını sağlamak için bunların etik komisyonlarının kapasitesi geliştirilmiştir; 5. Önceki projede Akademik Araştırma Çalışmaları (TYEC 1) yürütülen kurumların tavsiyeleri uygulanmıştır; 6. Eğitim stratejisinin tasarlanması, uygulanması ve uygulamanın izlenmesinde Etik Komisyonları desteklenmiştir; 7. Etik konusunda eğitim stratejisi uygulanmıştır ve stratejinin valilik ile yerel yönetim düzeyinde uygulanması için gerekli materyaller İçişleri Bakanlığı ile eşgüdümli olarak geliştirilmiştir; 8. Bir “Dürüstlük/Etik Adası” olarak Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü desteklenmiştitr ve böylece etkin bir etik ortamına dönüşmüştür; geleceğe dönük daha geniş kamu yönetimini kapsayan bir önleme 5 stratejisinin geliştirilmesinde bir dayanak olarak kullanılabilir; 9. Bakanlıklar, okullar ve üniversitelerde ve de genel olarak kamuda yolsuzluğun önlenmesi için görsel-işitsel materyaller, medya ve STK’lar ile ağ oluşturma ilişkilerinin yaygınlaştırılması yoluyla farkındalık kampanyaları geliştirilmiştir.
Sürdürülebilirlik açısından ise;
1 Faydalanıcı Kurumun Katılımı ve Projenin Benimsenmesi 2. Uygun teknoloji. 3.Çevre koruma 4. Sosyo kültürel konular 5. Cinsiyet eşitliği 6. Kurumsal kapasite ve yönetim kapasitesi 7. Ekonomik ve mali kapasite
Konu ile ilgili olarak “Yolsuzluğa Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi”* nin Birleşmiş Milletler Viyana Ofisi bünyesindeki Türkiye Daimi Temsilciliği tarafından hazırlanan ve Dışişleri Bakanlığınca görüşe sunulan metinde özellikle üç madde dikkati çekmektedir. Üç konu üzerinde özellikle durulmuştur. Bunlardan birincisi Yolsuzluğa Karşı Önleyici Politikalar ve Uygulamaların olması, diğeri Yolsuzluğa Karşı Önleyici Birim ya da Birimlerin olması ve sonucu olarak ta mücadelede toplumsal katılımın sağlanmasıdır. Toplumsal katılımın olması devletlerin mücadeledeki başarıları artırmada önemli rol oynamaktadır. Şimdi bu maddeleri inceleyelim;
Madde 5 Yolsuzluğa Karşı Önleyici Politikalar ve Uygulamalar 1) Her Taraf Devlet, yolsuzluğa karşı, iç hukukunun temel ilkelerine uygun olarak, toplumsal katılımı geliştirecek ve hukukun üstünlüğü, kamu ve kamu mallarının doğru yönetimi, bütünlük, saydamlık ve hesap verme sorumluluğu ilkelerini yansıtacak etkin ve eşgüdümlü politikaları geliştirip uygulayacaktır. Burada sözleşmeyi imzalayan her devletin özellikle kamuya ait sorululuk paylaşımı, yönetimin gerektiği şekilde doğru bir şekilde yapılmasını ve özelliklede eşgüdümle birlikte saydamlığın esas alınması gerektiğini vurgulamadırlar. 2) Her Taraf Devlet, yolsuzluğun önlenmesi amacıyla etkin uygulamaları yapmak ve geliştirmek için çaba gösterecektir. Bu maddede ise anlaşmanın yapıldığını ve taraf olan devletlerin bu metni imzaladıklarını belirtirken önemli bir konuyu önümüze koyuyor; eğer imzaladıklarını uygulama konusunda gerekli çabayı göstermez ve zafiyet gösterirseniz sadece imzalamakla kalırsınız ve ileri gidemezsiniz denilmektedir. 3) Her Taraf Devlet, ilgili yasal mevzuatını ve idari tedbirlerini, yolsuzlukla mücadele ve yolsuzluğun önlenmesi amacına uygunluğunu tespit amacıyla periyodik olarak değerlendirmeye almak için gayret gösterecektir. Burada da özellikle yapılacak olan çalışmalarda ve uygulamalarda sürekli olarak denetim yapılması gerektiği ifade edilmektedir. Denetim ile birlikte değerlendirmenin yapılması elde edilecek sonuçların başarı şansını da artıracağı açıktır. 4) Taraf Devletler, iç hukukunun temel ilkelerine uygun olarak, bu maddede belirtilen önlemleri geliştirmek için birbirleriyle ve ilgili uluslararası ve bölgesel örgütlerle işbirliği yapacaklardır. Bu işbirliği, yolsuzluğun önlenmesini amaçlayan uluslararası program ve projelere katılımı kapsayabilir. Yolsuzluğu önleme konusunda yapılacak çalışmalarda eğer gerek görülürse uluslar arası anlaşmaların yapılması gerektiği belirtilmektedir. Bazı durumlarda yapacaklarınız yetersiz kalabilir. Yardım almanız ya da işbirliği yapmanız gerekebilir.
Madde 6 Yolsuzluğa Karşı Önleyici Birim ya da Birimler 1) Her Taraf Devlet, iç hukuk sisteminin temel ilkelerine uygun olarak, aşağıdaki yollarla yolsuzluğun önlenmesi için uygun birim ya da birimlerin varlığını sağlayacaktır: a) Bu Sözleşmenin 5. maddesinde belirtilen politikaları uygulamak ve uygun görülen hallerde bu politikaların uygulanmasını koordine ve kontrol etmek; b) Yolsuzluğun önlenmesi hakkında bilgiyi arttırmak ve yaymak. 2) Her Taraf Devlet, iç hukuk sisteminin temel ilkelerine uygun olarak, bu maddenin 1. fıkrasında belirtilen birim ya da birimlere, görevlerini etkin bir biçimde ve gereksiz etkilerden uzak olarak yerine getirebilmeleri için gerekli özerkliği tanıyacaktır. Görevlerini yerine getirmeleri için gerekli maddi kaynaklar ve uzman personel ile uzmanlık eğitimi de sağlanacaktır. 3) Her Taraf Devlet, yolsuzluğun önlenmesi amacına yönelik özel önlemlerin geliştirilmesi ve uygulanmasında diğer taraf devletlere yardım edebilecek yetkili kurum veya kurumların isim ve adreslerini Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine bildireceklerdir.
Madde 13 Toplumsal katılım 1) Her Taraf Devlet, imkânları ölçüsünde ve iç hukukunun temel ilkelerine uygun olarak, yolsuzlukla mücadelede, yolsuzluğun önlenmesinde ve yolsuzluğun varlığı, nedenleri, boyutları ve yönelttiği tehdit hakkında toplumsal bilinci yükseltmek amacıyla sivil toplum örgütleri, hükümet-dışı kuruluşlar ve yerel toplum örgütleri gibi kamu sektörü dışındaki bireylerin ve grupların aktif katılımını geliştirmek için uygun önlemleri alacaktır. Aşağıda kayıtlı önlemlerle bu katılım güçlendirilmelidir. a) Kamuoyunun karar-alma usullerine katkısının geliştirilmesi ve saydamlığın arttırılması, b) Kamuoyunun bilgiye etkin bir şekilde ulaşımının sağlanması. c) Yolsuzluğun hoş görülmemesine yönelik olarak kamuoyunu bilgilendirme faaliyetleri ile okul ve üniversitelerde eğitim programları düzenlenmesi. d) Yolsuzlukla ilgili bilgiyi araştırma, alma, yayınlama ve dağıtma özgürlüğüne saygı gösterilmesi, geliştirilmesi ve korunması. Söz konusu özgürlük, yasadan doğan ve i) diğerlerinin haklarını ve itibarını korumak, ii) ulusal güvenlik, kamu düzeni ve kamu sağlığının korunması amacıyla bazı kısıtlamalara tabi tutulabilir. 2) Her Taraf Devlet, bu Sözleşmede atıfta bulunulan ilgili yolsuzlukla mücadele birimlerinin kamuoyunca tanınmasını ve kamuoyunun, bu Sözleşmeye uygun olarak ihdas edilmiş suçlardan birini teşkil ettiği düşünülen herhangi bir vakayı, isim dahi belirtmeksizin, uygun yollarla bildirmek üzere bu birimlere ulaşmasını sağlamak için uygun önlemleri alacaktır. Yukarıda belirtilen sözleşmenin diğer bazı önemli konuları da şu şekilde sıralanabilir;
BÖLÜM III SUÇ OLARAK DÜZENLENME VE YASA UYGULAMA Madde 15 Ulusal Kamu Görevlilerinin Rüşveti Her Taraf Devlet, kasten işlenmesi halinde, aşağıdaki eylemleri suç olarak düzenleyen yasal ve diğer gerekli önlemleri alacaktır: a) Bir kamu görevlisine, resmi görevlerinin yerine getirilmesi çerçevesinde bir işlem yapması veya yapmaktan kaçınması için, kendisi ya da bir başka kişi yahut varlık lehine, doğrudan ya da dolaylı olarak, haksız bir menfaatin vâdedilmesi, teklif edilmesi veya sağlanması; b) Bir kamu görevlisinin, resmi görevlerinin yerine getirilmesi çerçevesinde bir işlem yapması veya yapmaktan kaçınması için kendisi ya da üçüncü bir kişi yahut varlık lehine, doğrudan ya da dolaylı olarak, haksız bir menfaat talep etmesi veya kabulü.
Madde 16 Yabancı Kamu Görevlilerinin ve Uluslararası Örgüt Görevlilerinin Rüşveti 1) Her Taraf Devlet, kasten işlenmesi halinde, uluslararası ticari işlemlerin yürütülmesinde iş ya da başka haksız menfaat elde etmek yahut sürdürmek amacıyla, yabancı bir kamu görevlisi veya bir uluslararası örgüt görevlisine, resmi görevlerinin yerine getirilmesi çerçevesinde bir işlem yapması veya yapmaktan kaçınması için, kendisi ya da bir başka kişi yahut varlık lehine, doğrudan ya da dolaylı olarak, haksız bir menfaatin vâdedilmesini, teklif edilmesini veya sağlanmasını suç olarak düzenleyen yasal ve diğer gerekli önlemleri alacaktır. 2) Her Taraf Devlet, kasten işlenmesi halinde, yabancı bir kamu görevlisi veya bir uluslararası örgüt görevlisinin, resmi görevlerinin yerine getirilmesi çerçevesinde bir 11 işlem yapması veya yapmaktan kaçınması için kendisi ya da bir başka kişi yahut varlık lehine, doğrudan ya da dolaylı olarak, haksız bir menfaat talep etmesi veya kabulünü suç olarak düzenleyen yasal ve diğer gerekli önlemleri almayı değerlendirecektir.
Madde 17 Malvarlığının Kamu Görevlilerince Zimmete Geçirilmesi, Haksız Olarak Mâl Edilmesi ya da Diğer Şekillere Dönüştürülmesi Her Taraf Devlet, kasten işlenmesi halinde, bir kamu görevlisinin, görevi gereği kendisine emanet edilen herhangi bir malvarlığını, kamu veya özel fonları ya da menkul kıymetleri yahut değer taşıyan diğer herhangi birşeyi, kendisi ya da bir başka kişi yahut varlık menfaatine zimmetine geçirmesini, mâl etmesini ve diğer şekillere dönüştürmesini suç olarak düzenleyen yasal ve diğer gerekli önlemleri alacaktır.
Madde 18 Nüfuz Ticareti Her Taraf Devlet, kasten işlenmesi halinde, aşağıdaki eylemleri suç olarak düzenleyen yasal ve diğer gerekli önlemleri almayı değerlendirecektir: a) Bir kamu görevlisi veya bir başka kişiye, Taraf Devletin idaresinden veya bir kamu kurumundan kendisini buna teşvik eden kişi veya başka bir kişi lehine haksız bir menfaat elde etmeyi teminen gerçek veya sözde nüfuzunu kötüye kullanması için, doğrudan veya dolaylı olarak, haksız bir menfaatin vâdedilmesi, teklif edilmesi veya sağlanması; b) Bir kamu görevlisi veya başka bir kişinin, Taraf Devletin idaresinden veya bir kamu kurumundan, haksız bir menfaat elde etmeyi teminen gerçek veya sözde nüfuzunu kötüye kullanması için, kendisi veya bir başka kişi lehine, doğrudan veya dolaylı olarak, haksız bir menfaat talep etmesi veya kabulü.
Madde 19 Görevin Kötüye Kullanılması Her Taraf Devlet, kasten işlenmesi halinde, bir kamu görevlisinin, görevini yerine getirirken, kendisi ya da bir başka kişi yahut varlık lehine haksız bir menfaat sağlamak amacıyla, yasalara aykırı olarak bir işlem yapması ya da yapmaktan kaçınması suretiyle görevini ya da konumunu kötüye kullanmasını suç olarak düzenleyen yasal ve diğer gerekli önlemleri almayı değerlendirecektir.
Madde 20 Haksız Zenginleşme Her Taraf Devlet, anayasasına ve iç hukukunun temel ilkelerine bağlı olarak, kasten işlenmesi halinde, bir kamu görevlisinin mal varlığında meydana gelen ve yasal geliri ile mantıklı bir açıklama getiremediği önemli bir artış olan haksız zenginleşmeyi suç olarak düzenleyen yasal ve diğer gerekli önlemleri almayı değerlendirecektir.
Madde 21 Özel Sektörde Rüşvet Her Taraf Devlet, kasten işlenmesi halinde, ekonomik, mali ve ticari faaliyetler sırasında aşağıdaki eylemleri suç olarak düzenleyen yasal ve diğer gerekli önlemleri almayı değerlendirecektir. a) Bir özel sektör biriminde herhangi bir sıfatla çalışan veya birimi yöneten bir kişiye, görevini ihlal edecek biçimde bir işlem yapması ya da yapmaktan kaçınması amacıyla, kendisi ya da bir başka kişi lehine, doğrudan ya da dolaylı olarak, haksız bir menfaatin vâdedilmesi, teklif edilmesi veya sağlanması; b) Bir özel sektör biriminde herhangi bir sıfatla çalışan veya birimi yöneten bir kişinin, görevini ihlal edecek biçimde bir işlem yapması ya da yapmaktan kaçınması için, kendisi ya da bir başka kişi lehine, doğrudan ya da dolaylı olarak, haksız bir menfaat talep etmesi veya kabulü.
Madde 22 Özel Sektörde Zimmet Her Taraf Devlet, kasten işlenmesi halinde, ekonomik, mali ve ticari faaliyetler sırasında, bir özel sektör biriminde herhangi bir sıfatla çalışan veya birimi yöneten bir kişinin, görevi dolayısıyla kendisine emanet edilen herhangi bir malvarlığını, özel fonları ya da menkul kıymetleri yahut değer taşıyan herhangi bir şeyi zimmetine geçirmesini suç olarak düzenleyen yasal ve diğer gerekli önlemleri almayı değerlendirecektir.
Madde 23 Suç Gelirlerinin Aklanması 1) Her Taraf Devlet, kasten işlenmesi halinde, aşağıdaki eylemleri suç olarak düzenleyen yasal ve diğer gerekli önlemleri alacaktır: a) i) Malvarlığının, suç gelirlerinden oluştuğu bilinerek, yasadışı kaynağını gizlemek ya da tebdil etmek yahut bir öncül suçun işlenmesine karışan bir kişiye eyleminin yasal sonuçlarından kaçması için yardım etmek amacıyla dönüştürülmesi ya da transfer edilmesi; ii) Suç gelirlerinden oluştuğu bilinen malvarlığının gerçek mahiyetinin, kaynağının, yerinin, tasarrufunun, hareketlerinin ya da mülkiyetinin yahut malvarlığına ilişkin diğer hakların gizlemesi ya da tebdil edilmesi; b) İç hukuk sisteminin temel kavramlarına bağlı kalarak: i) Teslim alındığında suç gelirlerinden oluştuğu bilinen malvarlığının edinilmesi, bulundurulması ya da kullanılması; ii) Bu madde uyarınca ihdas edilen herhangi bir suçun işlenmesinde ya da işlenme teşebbüsünde yer alma, iştirak etme veya tertip kurma ve bu suçların işlenmesine yardım, teşvik, kolaylaştırma veya yol gösterme. 2) Bu maddenin 1. fıkrasındaki hükümlerin yerine getirilmesi veya uygulanması amacıyla: a) Her Taraf Devlet, 1. fıkradaki hükümleri öncül suçlara en geniş şekilde uygulamaya çalışacaktır; b) Her Taraf Devlet, en azından, bu Sözleşmeye uygun olarak ihdas edilen suçların geniş bir bölümünü öncül suç olarak hukukuna dahil edecektir; c) Yukarıdaki (b) bendinin amaçları doğrultusunda öncül suçlar, ilgili Devletin hem yargı yetkisi dahilinde, hem de dışında işlenen suçları kapsar. Bununla birlikte, bir Taraf Devletin yargı yetkisi dışında işlenen suçlar, sadece ilgili eylem gerçekleştiği Devletin iç hukukunda suç olarak düzenlenmişse ve bu madde hükümlerini yerine getirecek ya da uygulayacak Taraf Devletin ülkesinde işlenmesi halinde, o ülkenin hukukuna göre bir suç oluşturacaksa, öncül suç teşkil edecektir; d) Her Taraf Devlet, bu maddeyi yürürlüğe sokacak olan yasa maddelerinin, bu maddelerde yapılacak müteakip değişikliklerin ya da tanımların örneklerini Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne sunacaktır; e) Bir Taraf Devletin iç hukukunun temel ilkelerinin gerektirdiği hallerde, bu maddenin 1. fıkrasında düzenlenen suçların, öncül suç işleyen kişilere uygulanmaması sağlanabilir.
Madde 24 Gizleme Bu Sözleşmenin 23. maddesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla, her Taraf Devlet, kasten işlenmesi halinde, bu Sözleşmeye uygun olarak ihdas edilen suçlara iştirak etmeksizin, söz konusu suçların işlenmesinden sonra, bu Sözleşmeye uygun olarak ihdas edilen suçların sonucunda elde edildiğini bilerek bir malvarlığının gizlenmesini ve sürekli olarak alıkonulmasını suç olarak düzenleyecek yasal ve diğer gerekli önlemleri almayı değerlendirecektir.
Madde 25 Adaletin Engellenmesi Her Taraf Devlet, kasten işlenmesi halinde, aşağıdaki eylemleri suç olarak düzenleyen yasal ve diğer gerekli önlemleri alacaktır: a) Bu Sözleşmeye uygun olarak ihdas edilmiş suçların işlenmesine ilişkin davalarda gerçek dışı tanık ifadesi verilmesini sağlamak ya da tanıklığa yahut delil sunulmasına müdahalede bulunmak için fiziksel güç kullanımı, tehdit veya korkutmaya başvurulması veya haksız bir menfaatin vâaadedilmesi, teklif edilmesi veya sağlanması; b) Yargı görevlileri ya da yasa uygulayıcıların, bu Sözleşmeye uygun olarak ihdas edilmiş suçların işlenmesine ilişkin resmi görevlerini yerine getirmelerine fiziksel güç kullanımı, tehdit ya da korkutma yoluyla müdahalede bulunulması. Bu bentteki hiçbir hüküm, Taraf Devletlerin diğer kategorilerdeki kamu görevlilerini koruyacak mevzuata sahip olma hakkına halel getirmez.
Madde 26 Tüzel Kişilerin Sorumluluğu 1) Her Taraf Devlet, iç hukukunun ilkelerine uygun biçimde, bu Sözleşmeye uygun olarak ihdas edilmiş suçlara iştirak etmeleri açısından tüzel kişilerin sorumluluğunu tesis etmek için gerekli önlemleri alacaktır. 2) Taraf Devletin iç hukuk ilkelerine bağlı kalarak, tüzel kişilerin sorumluluğu cezai, hukuki veya idari olabilir. 3) Bu sorumluluk, suçları işleyen gerçek kişilerin cezai sorumluluklarına etki etmez. 4) Her Taraf Devlet, bu maddeye uygun olarak sorumlu tutulan tüzel kişilerin, mali yaptırımları kapsayan etkin, suç ile orantılı ve caydırıcı cezai ya da cezai olmayan yaptırımlara tabi olmasını özellikle sağlayacaktır.
Madde 27 İştirak ve Teşebbüs 1) Her Taraf Devlet, iç hukukuna uygun biçimde, bu Sözleşmeye uygun olarak ihdas edilen suçların işlenmesine ortak, yardımcı veya teşvik edici gibi herhangi bir sıfatla iştiraki suç olarak düzenleyen yasal ve diğer gerekli önlemleri alacaktır. 2) Her Taraf Devlet, iç hukukuna uygun biçimde, bu Sözleşmeye uygun olarak ihdas edilen suçların işlenmesine teşebbüsü suç olarak düzenleyen yasal ve gerekli diğer önlemleri alabilir. 3) Her Taraf Devlet; iç hukukuna uygun biçimde, bu Sözleşmeye uygun olarak ihdas edilen suçlara hazırlık yapılmasını suç olarak düzenleyen yasal ve gerekli diğer önlemleri alabilir.
Madde 28 Bir Suçun Unsurları Olarak Bilgi, Kasıt ve Amaç Bu Sözleşmeye uygun olarak ihdas edilen bir suçun unsurunu teşkil eden bilgi, kasıt ve amaç, nesnel vakalara dayanan durumlardan çıkarılabilir.
Madde 29 Zamanaşımı Her Taraf Devlet, gerektiğinde, iç hukukuna uygun biçimde, bu Sözleşmeye uygun olarak ihdas edilen suçların kovuşturulmasına başlamak için uzun bir zamanaşımı süresi tesis edecek; suç isnat edilen kişinin adaletten kaçması halinde ise daha uzun bir zamanaşımı süresi tesis edecek ya da zamanaşımının durdurulmasını sağlayacaktır.
Madde 30 Kovuşturma, Yargılama ve Yaptırımlar 1) Her Taraf Devlet, bu Sözleşmeye uygun olarak ihdas edilen bir suçun işlenmesini, ağırlığını dikkate alarak yaptırımlara tabi tutacaktır. 2) Her Taraf Devlet, iç hukuk sistemi ve anayasal ilkelerine uygun olarak, kamu görevlilerine görevlerini icra etmeleri için tanıdığı dokunulmazlık veya adli ayrıcalıklar ile gerektiğinde, bu Sözleşmeye uygun olarak ihdas edilen suçların soruşturulması, kovuşturulması ve yargılanması olasılığı arasında uygun bir dengeyi sağlamak ve korumak için gerekli önlemleri alacaktır. 3) Her Taraf Devlet, bu Sözleşmeye uygun olarak ihdas edilen suçları işleyenlerin kovuşturulmasına yönelik iç hukukun tanıdığı her türlü takdir hakkını, bu suçlara ilişkin yasal önleyici tedbirlerin etkinliğini en üst düzeye çıkaracak ve bu suçların işlenmesinin caydırılması ihtiyacına gereken ehemmiyeti verecek biçimde kullanılmasını sağlamak için çaba sarf edecektir. 4) Her Taraf Devlet, bu Sözleşmeye uygun olarak ihdas edilen suçların işlenmesi durumunda, iç hukukuna uygun biçimde ve savunma hakkına gereken saygıyı göstererek, devam eden ya da temyiz edilen davalarda davalının serbest bırakılması için öngörülecek şartların, davalının müteakip yargılamalarda hazır bulunması zorunluluğunu dikkate almasını sağlamak için uygun önlemleri alacaktır. 5) Her Taraf Devlet, hükümlülerin erken salıverilmesi veya şartlı tahliye edilmeleri olasılığını değerlendirirken işlenen suçların ağırlığını göz önünde bulunduracaktır. 6) Her Taraf Devlet, hukuk sisteminin temel ilkelerine uygun olarak ve masumiyet ilkesini hatırda tutarak, kendisine bu Sözleşmeye uygun olarak ihdas edilen bir suç isnat edilen bir kamu görevlisinin, gerektiğinde, uygun makamlarca görevden el çektirilmesi, açığa alınması veya yeniden görevlendirilmesi için düzenleme yapmayı değerlendirecektir. 7) İşlenen suçun ağırlığının gerektirdiği hallerde, her Taraf Devlet, hukuk sisteminin temel ilkelerine uygun ölçüde, bu Sözleşmede belirtilen suçlardan mahkum olan kişilerin, mahkeme kararı veya diğer uygun yollarla, iç hukukunda belirtilen bir süre için; a) Bir kamu görevini ifa etmekten; ve b) Kısmen ya da tamamen Devlete ait bir işletmede görev yapmaktan men edilmesi için düzenleme yapmayı değerlendirecektir. 8) Bu maddenin 1. fıkrasında kayıtlı hükümler, yetkili makamların memurlara yönelik disiplin yetkilerinin kullanılmasına halel getirmez. 9) Bu sözleşmede yer alan hiçbir hüküm, bu Sözleşmeye uygun olarak ihdas edilen suçların ve yapılabilecek hukuki savunmaların ya da işlemin hukuka uygunluğunu denetleyen diğer hukuk ilkelerinin tanımının Taraf Devletin iç hukuku tarafından yapılacağı ilkesini ve bu suçların, Taraf Devletin iç hukukuna göre kovuşturulup cezalandırılmasını etkilemeyecektir. 10) Taraf Devletler, bu Sözleşmeye uygun olarak ihdas edilen suçlardan mahkum olan kişilerin toplum ile yeniden bütünleşmesini teşvik etmek için çaba sarf edecektir.
Madde 31 Dondurma, El koyma ve Müsadere 1. Taraf Devletler, iç hukuklarının elverdiği en geniş biçimde aşağıdakilerin müsaderesinin sağlanması için gerekli önlemleri alacaklardır: a) Bu Sözleşmeye uygun olarak ihdas edilen suçlardan elde edilen gelir veya değeri bunlara tekabül eden malvarlığı; b) Bu Sözleşmeye uygun olarak ihdas edilen suçlarda kullanılmış veya kullanılması amaçlanan malvarlığı, malzeme, teçhizat veya diğer araç-gereçler. 2. Taraf Devletler, muhtemel bir müsadere amacıyla, bu maddenin 1. fıkrasında bahsedilen herhangi bir malın tespitinin, izlenmesinin, dondurulmasının veya el konulmasının sağlanması için gerekli önlemleri alacaklardır. 3. Her Taraf Devlet, iç hukukuna uygun olarak, bu maddenin 1. ve 2. fıkralarına konu olan dondurulmuş, el konulmuş veya müsadere edilmiş malın yetkili makamlar tarafından yönetimini düzenlemek için yasal ve diğer gerekli önlemleri alacaktır. 4. Eğer suç geliri kısmen veya tamamen başka bir malvarlığına dönüştürülmüş veya çevrilmiş ise, söz konusu gelirin yerine bu malvarlığı, bu maddede belirtilen önlemlere tabi tutulacaktır. 5. Eğer suç geliri meşru kaynaklardan kazanılan bir malvarlığı ile karıştırılmış ise, bu tür bir malvarlığı, dondurma veya el koymaya ilişkin yetkilere halel gelmeksizin, karıştırılmış suç gelirinin takdir edilen değeri kadar müsadereye tabi olacaktır. 6. Suç gelirinden veya suç gelirinin dönüştürüldüğü veya çevrildiği malvarlığından veya suç gelirinin içine karışmış olduğu malvarlığından elde edilen kazanç veya diğer çıkarlar da, suç gelirleri ile aynı şekil ve ölçüde, bu maddede belirtilen önlemlere tabi tutulacaktır. 7. Bu madde ile bu Sözleşmenin 55. maddesinin amaçları bakımından, her Taraf Devlet, kendi mahkemelerini veya diğer yetkili makamlarını, ilgili banka kayıtlarının veya mali veya ticari kayıtların ibrazı veya bunlara el konulması için emir verebilmeye yetkili kılacaktır. Taraf Devletler, bu maddenin hükümlerini uygulamaktan, bankacılık sırrı gerekçesiyle kaçınamayacaklardır. 8. Taraf Devletler, iç hukukunun temel ilkeleriyle ve yargılama ve diğer işlemlerin özüyle uyumlu olduğu ölçüde, bir sanığın, iddia edilen suç gelirinin veya müsadereye tabi diğer malvarlığının meşru kaynağını göstermeye zorunlu kılınması olasılığını değerlendirebilirler. 9. Bu madde hükümleri, iyi niyetli üçüncü kişilerin haklarına zarar verecek biçimde yorumlanamaz. 10. Bu maddede yer alan hiçbir hüküm, söz konusu önlemlerin bir Taraf Devletin iç hukuk hükümlerine uygun ve tabi olarak tanımlanması ve uygulanması ilkesini etkilemeyecektir.
Madde 32 Tanıkların, Bilirkişilerin ve Mağdurların Korunması 1) Her Taraf Devlet, bu Sözleşmeye uygun olarak ihdas edilen suçlara ilişkin ifade veren tanık ve bilirkişilere ve gerektiğinde, akraba ve yakınlarına yönelik muhtemel mukabele veya tehditlere karşı etkin koruma sağlamak için, iç hukuk sistemine uygun biçimde ve olanakları dahilindeki uygun önlemleri alacaktır. 2) Bu maddenin 1. fıkrasında öngörülen önlemler, yargılama usulünden kaynaklanan haklar dahil, sanığın haklarına halel getirmeksizin, diğerlerinin yanında aşağıdakileri içerebilir: a) Bu tür kişileri fiziksel olarak korumak için, ihtiyaca göre ve mümkün olduğu ölçüde onları başka yerlere yerleştirmek ve gerektiğinde, bu tür kişilerin 17 kimlikleri ve bulundukları yerlere ilişkin bilgilerin açıklanmaması veya bu bilgilerin açıklanmasına sınırlama getirilmesi gibi usuller tesis etmek; b) Video veya diğer uygun araçlar gibi iletişim teknolojisinden yararlanılarak ifade alınması örneğinde olduğu üzere, tanık ve bilirkişilerin güvenliğini sağlayacak biçimde ifade vermelerini mümkün kılacak ispat kuralları tesis etmek. 3) Taraf Devletler, bu maddenin 1. fıkrasında söz konusu kişilerin başka yerlere yerleştirilmesi için, diğer Devletlerle anlaşmalar veya düzenlemeler yapmayı değerlendireceklerdir. 4) Bu madde hükümleri, tanıklık yapmaları halinde, mağdurlara da uygulanacaktır. 5) Her Taraf Devlet, iç hukukuna bağlı kalarak, yargılamanın uygun aşamalarında mağdurun suç failleri hakkındaki görüş ve endişelerinin, savunma hakkına halel gelmeyecek biçimde açıklanmasına ve değerlendirilmesine olanak tanıyacaktır.
Madde 33 İhbarda Bulunan Kişilerin Korunması Her Taraf Devlet, bu Sözleşmeye uygun olarak ihdas edilen suçlarla ilgili hususlarda yetkili makamlara makul gerekçelerle ve iyi niyetli olarak ihbarda bulunan kişileri haksız muamelelerden koruyacak uygun önlemleri iç hukuk sistemine dahil etmeyi değerlendirecektir.
Madde 34 Yolsuzluk Eylemlerinin Sonuçları Üçüncü kişilerin iyi niyetli olarak kazanmış olduğu haklar dikkate alınmak suretiyle, her Taraf Devlet, iç hukukunun temel ilkelerine uygun biçimde, yolsuzluğun sonuçlarına ilişkin önlemler alacaktır. Bu bağlamda, Taraf Devletler, yolsuzluğu, bir sözleşmenin iptal veya feshedilmesi, bir imtiyaz ya da benzer bir vesikanın geri alınması yahut diğer telafi edici önlemlerin alınmasına ilişkin yasal işlemlerde ilgili bir etken olarak değerlendirebilirler.
Madde 35 Zararın Tazmini Her Taraf Devlet, iç hukuk ilkelerine uygun biçimde, bir yolsuzluk eylemi sonucunda zarara uğrayan kişi ya da varlıkların, zararlarının tazmin edilmesi için zarardan sorumlu olanlar aleyhine dava açma hakkını haiz olmalarını sağlamak üzere gerekli önlemleri alacaktır.
Madde 36 Uzman Makamlar Her Taraf Devlet, iç hukuk sisteminin temel ilkelerine uygun olarak, yasaları uygulama yoluyla yolsuzlukla mücadelede uzmanlaşmış bir birim ya da birimlerin yahut kişilerin mevcudiyetini sağlayacaktır. Bu birim ya da birimler yahut kişilere görevlerini etkin ve dış etkilerden bağımsız bir şekilde yerine getirebilmeleri için Taraf Devletin hukuk sisteminin temel ilkelerine uygun olarak gerekli bağımsızlık tanınacaktır. Bu kişilere ya da bu 18 birim yahut birimlerin personeline görevlerini yerine getirmek için gerekli eğitim ve kaynaklar temin edilecektir.
Madde 37 Yasa Uygulayıcı Makamlarla İşbirliği 1. Her Taraf Devlet, bu Sözleşme ile ihdas edilmiş olan suçların işlenmesine iştirak eden veya etmiş olan kişileri, yetkili makamlara soruşturma ve kanıt temininde faydalı olabilecek bilgi temin etmeye ve suçluları suç gelirlerinden mahrum kılmaya ve bu gelirlerin geri alınmasına katkı sağlayacak somut yardımlarda bulunmaya teşvik etmek üzere uygun önlemleri alacaktır. 2. Her Taraf Devlet, uygun durumlarda, bu Sözleşme ile ihdas edilmiş suçlarla ilgili soruşturma ya da kovuşturmada önemli işbirliği sergileyen bir sanığın cezasının hafifletilmesi olanağını tesis etmeyi değerlendirecektir. 3. Her Taraf Devlet, iç hukukunun temel ilkelerine uygun olarak, bu Sözleşme ile ihdas edilen suçlarla ilgili soruşturma ya da kovuşturmada önemli işbirliği sergileyen bir kişiye kovuşturmadan bağışıklık sağlama olanağını tesis etmeyi değerlendirecektir. 4. Bu kişilerin korunması, bu Sözleşmenin 32. maddesinde öngörülen şekil uyarlanmak suretiyle yapılacaktır. 5. Taraf Devletlerden birisinde oturan ve bu maddenin birinci fıkrasında atıfta bulunulan bir kişinin diğer bir Taraf Devletin yetkili makamlarıyla etkili işbirliği kurabilecek olması halinde, ilgili Taraf Devletler, iç hukuk kurallarına uygun olarak, bu maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarında öngörülen uygulamanın diğer Taraf Devletçe yerine getirilmesi hususunda bir anlaşma veya düzenlemeye gidilmesini değerlendirebilirler.
Madde 38 Ulusal Makamlar Arasında İşbirliği Her Taraf Devlet, iç hukukuna uygun olarak, bir tarafta kamu kurumları ve görevlileri, diğer tarafta cezai suçların araştırılması ve kovuşturulmasından sorumlu makamlar arasında işbirliğini teşvik etmek üzere gerekli önlemleri alacaktır. Bu işbirliği aşağıdakileri içerebilir: a) Bu Sözleşmenin 15, 21 ve 23. maddeleri uyarınca ihdas edilen suçlardan birisinin işlendiğine inanmak için mantıklı nedenlerin mevcut olması halinde, kamu kurumları ve görevlilerinin kendi inisiyatifleri ile cezai soruşturma ve kovuşturmadan sorumlu makamları bilgilendirmeleri; veya b) Talep olduğu takdirde, bu makamlara gerekli bütün bilgileri sağlamaları.
Madde 39 Ulusal Makamlar ile Özel Sektör Arasında İşbirliği 1.Her Taraf Devlet, iç hukukuna uygun olarak, ulusal soruşturma ve kovuşturma makamlarının özel sektör kuruluşları ile özellikle mali kuruluşlarla, bu Sözleşme ile ihdas edilen suçların işlenmesini içeren hususlarda işbirliğini teşvik etmek üzere gerekli önlemleri alacaktır. 2.Her Taraf Devlet kendi vatandaşlarını ve mutad meskeni kendi ülkesi olan diğer kişileri, bu Sözleşme ile ihdas edilen suçları ulusal soruşturma ve kovuşturma makamlarına ihbar etme hususunda teşvik etmeyi değerlendirecektir.
Madde 40 Bankacılık Sırrı Her Taraf Devlet, bu Sözleşmeye uygun olarak ihdas edilmiş olan suçlara ilişkin cezai soruşturmalarında, banka hesaplarının gizliliğine ilişkin yasalardan kaynaklanan engellerin aşılabilmesi amacıyla iç hukuk sisteminde uygun mekanizmaların mevcut bulunmasını sağlayacaktır.
Madde 41 Sabıka Kaydı Her Taraf Devlet, uygun bulduğu şartlar ve amaçlar dahilinde, suç isnat edilen bir kişinin başka bir Taraf Devletteki evvelki mahkumiyetini, bu Sözleşmeye uygun olarak ihdas edilen bir suça ilişkin yargılamalarda kullanmak amacıyla gözönüne almak üzere gerekli yasal ve diğer önlemleri alabilir.
Madde 42 Yargı Yetkisi 1. Aşağıdaki durumlarda, her Taraf Devlet, bu Sözleşmeye uygun olarak ihdas edilen suçlara ilişkin yargılama yetkisini tesis etmek için gerekli önlemleri alacaktır. a) Suçun, o Taraf Devletin ülkesinde işlenmesi halinde; veya b) Suçun, o Taraf Devletin bayrağını taşıyan bir gemide veya işlendiği sırada o Taraf Devletin mevzuatına uygun olarak kayıtlı olan hava taşıtında işlenmiş olması halinde. 2. Bir Taraf Devlet, bu Sözleşmenin 4. maddesinin hükmü saklı kalmak kaydıyla, aşağıdaki durumlarda bu tür suçlardan herhangi birisine ilişkin yargı yetkisi de tesis edebilir: a) Suç, o Taraf Devletin bir vatandaşına karşı işlendiğinde; veya b) Suç, o Taraf Devletin bir vatandaşı veya o Taraf Devletin ülkesinde mutad olarak oturan vatansız bir kişi tarafından işlendiğinde; veya c) Suç, bu Sözleşmenin 23. maddesinin 1 (b) (ii) bendinde belirtilen suçlardan birisiyse ve o Devletin ülkesi dışında, bu Sözleşmenin 23. maddesinin 1 (a) (i) veya (b) (i) bentlerinde belirtilen bir suçun o Devletin ülkesi içinde işlenmesi amacıyla işlenirse; veya d) Suç Taraf Devlete karşı işlendiyse. 3. Bu Sözleşmenin 44. maddesinin uygulanması bakımından, her Taraf Devlet, suç isnat edilen ve kendi ülkesinde bulunan bir kişiyi, sırf vatandaşı olması gerekçesiyle iade etmediği takdirde, bu Sözleşme ile ihdas edilen suçlara ilişkin yargı yetkisini tesis etmek üzere gerekli olabilecek önlemleri alacaktır. 4. Her Taraf Devlet ayrıca, suç isnat edilen kişi kendi ülkesinde bulunduğunda ve bu kişiyi iade etmediğinde, bu Sözleşme ile ihdas olunan suçlara ilişkin yargı yetkisini tesis etmek için gerekli önlemleri alabilir. 5. Eğer bu maddenin 1 veya 2. fıkrasına göre yargı yetkisini kullanan bir Taraf Devlete, herhangi bir başka Taraf Devletin aynı eylem dolayısıyla bir soruşturma, kovuşturma veya yargısal bir işlem yürüttüğü bildirildiyse veya söz konusu Taraf Devlet bunu herhangi bir 20 şekilde öğrenmiş ise, bu Taraf Devletin yetkili makamları, gereğine göre, yapacakları işlemlerin eşgüdümü amacıyla danışmalarda bulunurlar. 6. Bu Sözleşme, genel uluslararası hukuk normları saklı kalmak kaydıyla, bir Taraf Devletin iç hukuku uyarınca tesis ettiği cezai yargılama yetkisini kullanmasını ortadan kaldırmaz.
“TÜRKİYE’DE KAMU SEKTÖRÜNDE ETİĞİN GÜÇLENDİRİLMESİ” TR2009/0136.05-01/001 projesi, Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi, *http://etik.gov.tr/Portals/0/uluslararasi_anlasma_ve_belgeler/sozlesme_BM.pdf |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Virüs fırtınasından sonra Enfeksiyon saldırısı - 26/12/2022 |
Virüs fırtınasından sonra Enfeksiyon saldırısı |
Sıfır Emisyon Mümkün mü? - 14/12/2021 |
Sıfır Emisyon Mümkün mü? |
Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi - 01/07/2021 |
Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi |
Salgın Hastalıkların Kısa Tarihi - 15/06/2021 |
Salgın Hastalıkların Kısa Tarihi |
Kitlesel Yokoluşlar Üzerine - 02/06/2020 |
Kitlesel Yokoluşlar Üzerine |
Yoksulluk Algısı Araştırması-3 - 09/01/2020 |
Yoksulluk Algısı Araştırması-3 |
Tarım Kredi Raporu - 16/12/2019 |
Tarım Kredi Raporu |
Kaçak Zeytinyağı Yerli Zeytinyağı Savaşı - 26/11/2019 |
Kaçak Zeytinyağı Yerli Zeytinyağı Savaşı |
Tarımsal Alandaki İddialara Dair... - 26/11/2019 |
Tarımsal Alandaki İddialara Dair... |
Devamı |