Koronavirüs ve Dünya Ekonomisine Etkileri
Koronavirüs Pandemisi
Koronavirüs nedir?
Geçtiğimiz Aralık ayında Çin’in doğusundaki Wuhan kentinde ortaya çıkan yeni tip koronavirüsü ve onun neden olduğu Kovid-19 salgını 3 ay gibi çok kısa bir süre içinde hemen hemen tüm dünya ülkelerine yayıldı. Yeni tip koronavirüs, kış aylarında gribal enfeksiyonlara neden olan ve her yıl mutasyona uğrayarak başkalaşan koronavirüs ailesine mensup. Ancak bu virüsün diğerlerinden çok farklı bazı özelliklere sahip olması bugün karşı karşıya olduğumuz pandemiye neden oldu.
Yeni tip koronavirüsü diğerlerinden ayıran ve salgının pandemiye dönüşmesinde en önemli rolü oynayan bazı ilginç özellikleri var. Virüs insandan insana çok hızlı bir şekilde bulaşıyor ve havada ve çeşitli yüzeylerde daha uzun sürelerle yaşayabiliyor. Ayrıca enfekte olan bir çok kişi hiçbir belirti göstermediği için farkında olmadan virüsü çevresindekilere bulaştırabiliyor. Bu özellikler virüsle enfekte olan kişi sayısının geometrik olarak artması ve kontrol edilemez boyutlara ulaşmasına neden oldu. Ayrıca, virüsün neden olduğu Kovid-19 hastalığının, bağışıklığı düşük ve ileri yaşlardaki kişilerde zatürreye yol açarak büyük tahribat yapması nedeniyle ölümcül olması ise büyük bir korku ve paniğe sebep oluyor.
Koronavirüs nasıl ortaya çıktı?
Koronavirüsün kaynağı ve ilk olarak nerede ortaya çıktığı konusunda çok çeşitli spekülasyonlar yapılıyor ve teoriler ortaya atılıyor ancak bunların çoğu yeterince açıklayıcı ve ikna edici değil. Bilinen tek şey ilk resmi vakanın Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkmış olması.
Çin’deki ilk vakanın Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ/WHO) resmen bildirildiği 31 Aralık 2019 tarihinden yaklaşık 2,5 ay sonra, 11 Mart 2020’de DSÖ yeni koronavirüs salgınını pandemi ilan etti.
En son verilere göre, bugüne kadar 110 ülkede kümülatif olarak yaklaşık 473 bin kişinin enfekte oldu, 22 bin kişi Kovid-19’a yakalanarak hayatını kaybetti ve halihazırda tespit edilen toplam enfekte olmuş kişi sayısı ise 336.000’i aştı.
Bu veriler, alınan önlemlere rağmen pandeminin henüz kontrol altına alınamadığını ve ne zaman sona ereceğinin de belirsiz olduğunu ortaya koyuyor. Bu salgın ayrıca ülke yönetimlerinin ve sağlık sistemlerinin böyle bir tehdit karşısında oldukça hazırlıksız olduğunu ve yetersiz kaldığını açıkça ortaya koydu.
Pandemi ve Küresel Ekonomi
Yeni koronavirüs salgının yol açtığı endişe verici sağlık problemlerine yol açarken salgının kontrol altına alınması amacıyla alınan önlemler, dünyada hemen herkes için hayatın normal akışını değiştirdi. Bu durumun ülke ekonomileri üzerinde yarattığı ve yaratacağı tahribat ise oldukça düşündürücü.
Seyahat kısıtlamaları, sıkı karantina uygulamaları, sokağa çıkma yasakları, kişilerin kendilerini izole etmek durumunda kalması, temel işlevi olanlar dışında işyerlerinin zorunlu olarak kapatılması, eğitim de dahil birçok hizmetin fiziksel ortamdan internet ortamına taşınması ve evden çalışma modelinin benimsenmesi gibi önlemler mevcut küresel ekonomi için büyük tehdit oluşturuyor.
Büyük resme baktığımızda havayolu şirketleri başta olmak üzere dünya turizm endüstrisinin en büyük darbeyi aldığını, belirsizlik, korku ve panik nedeniyle finansal piyasalarda satış dalgasının önlenemediğini, altın ve doların, güvenli liman olarak görüldükleri için diğer para birimlerine karşı değer kazandığını, petrol fiyatlarının talep yetersizliği nedeniyle yılbaşından bu yana yüzde 50’den fazla düştüğünü görüyoruz.
Uluslararası kuruluşların değerlendirmeleri
IMF (Uluslararası Para Fonu) ve OECD gibi uluslararası kuruluşlar koronavirüs salgını nedeniyle yaşanan global ekonomik krizin, 2008 yılında yaşanan ekonomik krizden daha büyük olduğunu açıkladılar. Yeni koronavirüs salgınının dünya ekonomisi ve finans piyasaları için neden çok ciddi bir tehdit oluşturduğu IMF, OECD gibi uluslararası kuruluşların açıklamalarından ve yayınladıkları raporlardan açıkça anlaşılıyor. Yapılan değerlendirmelere baktığımızda tablo çok iç açıcı görünmüyor:
- IMF Başkanı Kristalina Georgieva, G-20 ülkelerinin maliye bakanları ve merkez bankası başkanları ile acil telekonferans gerçekleştirdi.
- Georgieva paylaştığı açıklamalarda pandemiye karşı alınan önlemlerin neden olduğu global ekonomik çöküşü görüşmek ve ortak bir karar almak üzere olağanüstü bir toplantı yapıldığını ve IMF’nin alınan acil mali tedbirleri ve merkez bankalarının para politkalarını gevşetmelerini desteklediğini ve ancak bunların yetersiz kalabileceğini belirtti.
- IMF, diğer uluslararası finansal kuruluşlarla güçlü ve koordineli bir hareket planı hazırlamak için işbirliği yaptıklarını ve borç verme kapasitesinin tamamı olan 1 trilyon doların tümünü kredi olarak vermeye hazır olduğunu bildiridi.
- 11 Mart 2020 tarihinden bügüne kadar son 2 haftada yaklaşık 80 ülke Uluslararası Para Fonu (IMF)’den acil finansman talebinde bulundu.
- OECD Mart 2020 Raporunda, Kovid-19’un dünya ekonomisini çok ciddi olarak etkileyeceğini açıkladı.
- OECD raporunda salgının başladığında zaten zayıf olan global ekonominin salgın nedeniyle daralacağı ifade ediliyor. Raporda, Çin ekonomisinde salgına karşı alınan önlemler nedeniyle üretimin ve talebin hızla gerilediğini, global arenada ise turizm ve ulaşım sektörleri, tedarik zincirleri ve ekonomik güvenin en çok etkilenen alanlar olacağı anlatılıyor.
- OECD 2020 yılı global ekonomik büyüme taminlerini aşağı yönde revize ederek, yüzde 2,9’dan yüzde 2,4’e çekti.
Ekonomik Destek Paketleri
Kovid-19 pandemisinin ilan edilmesinin ardından ülkelerin merkez bankaları ve ekonomi yönetimleri dünya piyasalarını etkisi altına alan belirsizlik ve panik havasının ve salgına karşı alınan tedbirlerin ülke ekonomilerini ve global ekonomiyi durgunluğa sürüklemesini engellemek için bazı adımlar attılar:
- ABD: Federal Reserve (ABD merkez bankası) faizleri son bir ay içinde 150 baz puan indirerek 0,25’e çekti ve piyasalara sınırsız likidite sağlayacağını belirtti. ABD kongresi 2 trilyon dolarlık destek paketi onayladı.
- AB: Koronavirüs salgınından en çok etkilenen ekonomik bölgeler arasında yer alan AB, özellilkle İtalya, İspanya ve Fransa gibi ülkelerde salgının büyük boyutlara ulaşmasının da etkisiyle, 37 milyar euroluk ekonomik destek paketi açıkladı. Ayrıca Almanya 750 milyon euroluk harcama paketini onayladı. Fransa ise şirketlerin batmasını önlemek için kamulaştırma yoluna gideceğini açıkladı.
- Türkiye: 100 milyar TL’lik Kovid-19 önlem paketi açıklandı. Pandeminin, Türkiye gibi ekonomileri kırılgan ülkeler için daha ciddi bir ekonomik ve finansal tehdit oluşturduğu o nedenle açıklanan önlem paketinin oldukça yetersiz kalacağı yolundaki görüşler ağırlık kazanıyor.
Global Ekonominin Geleceği
2020 ve 2021'den Beklentiler
IMF’in değerlendimesinde 2021 yılında global ekonominin toparlanmaya başlayabilmesi için dünya genelinde virüsün kontrol altına alınması ve sağlık sistemlerinin güçlendirilmesi gerektiğinin altı çiziliyor. IMF’e göre salgın ekonomi için çok ciddi boyutlarda tehdit oluşturuyor ve salgın bitmeden ekonomide toparlanma beklenmemeli.
Salgının ülkelerin ulusal ekonomilerine vereceği zarar ve global ekonomik daralmanın boyutları tamamen ve sadece salgının ne zaman sona ereceğine bağlı. Salgın sona erene kadar global ekonomin ne kadar küçüleceğini tespit etmek olanaksız.
Koronavirüs salgını ne zaman sona erer?
Dünya Sağlık Örgütü başkanı Tedros Adhanom, kısa bir süre önce yaptığı açıklamada Kovid-19 salgının ne zaman sona ereceği konusunda iyimser olmadığını belirtti. Halihazırda salgının ne zaman sona ereceği konusunda çok büyük bir belirsizlik var. Hindistan, Endonezya gibi nüfus yoğunluğunun çok yüksek olduğu ve sağlık sistemlerinin böylesine bir pandemi ile baş edemeyecek halde olan ülkelerde salgının hangi boyutlara ulaşabileceği hakkında bir öngörüde bulunmak olanaksız. Virüsün hızlı yayılımı nedeniye salgının bir ülke veya bölgeyle sınırlandırılmasının mümkün olmaması da belirsizliği artıran en önemli etkenlerden biri.
Yaygın kaanat salgının yaz aylarında hafifleyebileceği ancak 2020 yılının büyük bir bölümünde etkili olacağı, aşı ve ilaç geliştirilmesinin ise bir yıla yakın bir zaman alacağı yönünde. Salgının hız kesmeden devam etmesi durumunda 2020 yılında global ekonominin toparlanmaya başlamasının olası olmadığı görülüyor. Salgının sona ermesiyle birlikte ekonomilerin hızlı ve güçlü bir şekilde toparlanacağı düşünülüyor. Bu tabloya göre 2021 yılına kadar ekonomik daralma devam edecek gibi görünüyor.
Salgın sona erene kadar global ekonomi ne kadar daralır?
Ülkeleri açıkladıkları tedbirler ülke ekonomilerinin çökmesini ancak birkaç ay engelleyebilir. Örneğin bazı finans kuruluşları salgının bu şekilde deam etmesi halinde ABD ekonomisinin bu yıl yüzde 14 ila 30 arasında küçülebileceğini açıkladılar. ABD ekonomisinin oldukça sağlam durmasına rağmen salgından bu kadar ciddi etkilenmesi bekleniyorsa tüm ülkelerin ekonomk destek paketlerini revize etmesi kaçınılmaz olacaktır.
Bazı veriler ve öngörüler sürecin gelişmekte olan ülkeler açısından daha da zorlu geçebileceğini gösteriyor:
- VIX - volatilite endeksi piyasaların 30 gün sonrasına dair beklentilerini yansıtır ve aynı zamanda korku endeksi olarak da bilinir. Yatımcıların, risk veya korku seviyesini görmek için baktıkları VIX endeksi yılbaşında 12 seviyesinden 16 Mart tarihinde 83’e yükseldi. Bunda en önemli etkenin yeni koronavirüs salgını olduğu açıkça anlaşılıyor.
- Dünya piyasalarında yaşanan panik ve korkunun az gelişmiş piyasalardan çıkışı hızlandırması kaçınılmaz.
- Ekonomik önlem paketlerinin yerel ekonomilerde enflasyonu yükseltmesi halinde satınalma gücü daha da zayıflayacaktır.
- Merkez bankalarının azalan döviz rezervleri yerel para birimlerinin değer kaybetmesine ve altın ve dolara kaçışa zemin hazırlayacaktır.
- Çin’in üretim kapasitesinin gerilemesi üretim maliyetlerini ve tüketici enflasyonunun önemli ölçüde artmasına neden olabilir.