Bu ismi çoğunuz duymamıştır. Ama duyurmam gereken bir isim olarak görüyorum. Antonio Garcia Martinez Facebook'un eski üretim müdürlerinden birisi. Dünyanın en büyük şirketlerinden birisini bırakıp inzivaya çekildiğini duyurdu. Herkes şaşkınlık içinde kaldı. Gerçekten inzivaya mı çekildi? Yoksa başka sebepler mi var. Bunu tam olarak bilmiyoruz. Belki de hiç bilmeyeceğiz. Gerekçe olarak ta dünyanın sonunun çok yakın bir zamanda geleceğini ve 'dünyanın sonunu' beklemek için inzivaya çekildiğini duyurdu. Kendisi teknik bir kişi olduğundan yapmış olduğu tahminler sonucunda dünyanın geleceğinin olmadığını ve “Çok kısa bir süre içinde dünyanın neye benzeyeceğini gördüm ve bu bana yetti” diyerek ayrılmasının haklı olduğunu vurguladı.

Dünyanın çok daha kötü olacağını ve biteceğinin göstergelerini de kendine göre sıralamış. Aslında bunlar genel olarak herkesin bildiği ya da tahmin ettiği konular. Ancak özellikle günümüzü adeta arayacağımızın vurgusunun yapılması önemlidir. Özellikle önümüzdeki 30 yıllık dönmede teknolojinin biraz daha ilerleyeceği ve teknolojinin insanın yerini aldıkça işsiz sayısında artacağı belirtiliyor. Önümüzdeki yıllar içinde insanlığın en az yarısının işsiz kalacağını tahmin etmiştir. İşsizlik genel olarak sorun. Ülkemizde resmi rakamlara göre genel işsizlik %11 civarında iken, Avrupa’da %6-7, Amerika’da % 5-6, Afrika’da %21 ve Asya’da %23 olduğu biliniyor. Buna göre önümüzdeki yıllar içinde bu oranın artması beklenebilir. Ayrıca özellikle Avrupa ve Amerika’ya olan göçlerin her geçen gün artması da bu sürecin beklenenin ötesinde hızlanacağını gösteriyor.       

Martinez’in üzerinde durduğu ve dünya’yı korkutan diğer bir açıklaması ise özellikle Silikon Vadisi'nde geliştirilen yapay zekâ ve robot teknolojilerinin sanılandan çok daha kısa bir süre içerisinde küresel ekonomik dengeleri alt üst edeceğidir. Robot teknolojiler sanayinin hemen her alanında yayılmıştır. Yayılma oranı ve hızının her geçen gün daha da artacağını beklemek yanlış olmayacaktır. Şimdilik kullanılan teknolojiler yapay zekâ ürünü değil. Ancak yapay zekâya ulaşmış olan robotların üretimde yer alması aynı zamanda insanlık açısından ciddi bir sorun olacaktır.

Siyaset ve teknoloji arasında ciddi bir yarış söz konusu. Şu anda teknoloji açık ara önde gidiyor. Bu aranın her geçen gün daha da açılacağını söylemek yanlış olmayacaktır. Teknolojinin daha da öne geçmesinin engellenmesine yönelik olarak hiçbir devlet sosyal bir politika izlemiyor. Adeta bu günün bir an önce gelmesi için özel gayret sarf diyorlar. Bakın mesela Amerika Birleşik Devletlerinde 300 milyon silah var. Bu da neredeyse kişi başına bir silah düşüyor demektir. Bunun daha da artacağını söylemek kâhinlik olmayacaktır. Çünkü güvenlik sorunu her geçen gün artmaya başlamıştır. İnsanlar güvenli yaşayabilmek için güçler yettiğince farklı alternatifleri değerlendirmek istemektedirler. İşin daha kötüsü belirtilen bu silahların büyük kısmı da ekonomik açıdan avantajlı konumlarını yitiren kişilerin elindedir. Konumlarını yeniden kazanmak için bu silahları kullanmaktan çekinmeyebilirler.

Kafayı yedi diyebilirsiniz ama Martinez, “Dünyanın gelecek 5-10 yıl içinde neye benzeyeceğini gördüm. Şu an size inanılmaz gibi gelen şeyler çok yakında gerçek olacak" diyerek söylediklerini desteklemeye çalışıyor. Bunun içinde satın aldığı küçük bir ada olan Orcas Adası'ndaki arsasını kendi kendisine yetebilecek şekilde planlıyor. Barınaklar, temiz su, tarımsal ürün ve hatta mühimmat dahi stokluyor.

Konu ile ilgili olarak söyleyecek çok şeyler var. Ancak dünyanın sonunun yaklaştığını bilmek için zaten çok bir hayrete gerek yok. Ancak bunları söyleyen kişinin Silikon Vadisinde yetişmiş ve önemli bir konumda iken işini bırakan kişi olunca dikkat çekici oluyor. Elbette dünya’da olup bitenler bizi bir şekilde etkiliyor. En son yaşanan ve 6 milyona yaklaşan Suriyelilerin ülkemizde yerleşemeye başlaması ve onların nüfusa kaydedilmeye başlamaları ile ülkemiz için gelecekte ciddi sıkıntıların yaşanacağı açıktır. Çünkü ülke kendi ihtiyaçların ve planlamalarını nüfusu ve ilerideki nüfus artış hızın göre ayarlamaktadır. Bir yıl da % 10 civarında bir artış kaldırabilecek bir şey değildir. Örneğin bazı illerimizdeki içme suyu kaynakları 2030 yılına kadar sorunsuz çalışması için yapılmıştır. Ancak şimdi bu tahminler değişmiş ve 2020 yılı içinde ciddi sıkıntıların yalanacağı belirtilmektedir.  Bu tür sorunlar hemen her ülkenin geleceğini tehdit etmektedir. Ancak ülke bazında değil de küresel anlamda tedbir alınmadığı sürece orunların aşılmasını beklemek doğru olmayacaktır.

Bağımlı değişken olarak dünyanın sonu, bağımsız değişken olarak ta alabileceğimiz bütün olumsuzlukları alarak tahminlemede bulunursak zaten dünyanın sonunun çok yakın zamanda geleceğini bekleyebiliriz. Yapılacak şey belli aslında. Yaratılışımızın gayesine uygun bir şekilde yaşamamız gereklidir. Yalan ve dolandan, münafıklıktan, yolsuzluktan, hırsızlıktan, liyakatsizlikten, gösterişten ve sahte tanrılar edinmekten kurtulmamız gerekir. Çünkü günümüzde Allah’a inanma kalmadı. Sahte tanrılar edinir olduk. Allaha ulaşmak için araya illaki birilerini aracı koymaya başladık. Dünyanın hiçbir yerinde kutsal kitabını anlamadan okuyan topluluk yoktur. Ama bizler “günah” diye kitabımızın Türkçesini bile okumuyoruz. Kutsal kitabımızı okuyalım ve Allahın bizden istediklerini tam olarak ve aracısız olarak anlayalım. Ondan sonra ise Allah Kerim diyelim…