Çocuk istismarı ülkemizde her zaman yapılmış ancak bir türlü gün yüzüne çıkmamıştır. Miktar olarak çok düşük düzeyde olduğundan ve insanlar bir şekilde dışa yansıtmaktan korktuklarından bunu öğrenmek oldukça zor olmuştur. Ancak özellikle son yıllarda ahlaki değerlerin ciddi olarak terkedilmesi ve ahlaksızlığı ahlak gibi algılanır olması nedeni ile ciddi olarak artışlar meydan gelmiştir. İletişim araçlarını artması bu tür olayların artmasını da teşvik etmiştir. Aynı zamanda bu tür olayların duyulması gibi bir faydası da olmuştur. Son zamanlarda ülkemizi ciddi anlamda sarsması gereken bir olay yaşandı. Karaman ilinde Ensar Vakfı olarak bilinen bir vakıfta 45 kadar çocuğa cinsel taciz ve tecavüz edildiği ortaya çıktı. Bunun sayısı ve süresi hakkında tam olarak bir bilgi olmamakla birlikte sayının çok daha fazla olduğu iddia edilmektedir. İnşallah bunlar doğru değildir diye dua ediyorum.

Bu arada Aile Bakanı koltuğunda oturan Hanımefendi Buna bir kere rastlanmış olması, hizmetleriyle gurur duyduğumuz kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz” şeklinde gülsek mi ağlasak mı bir türlü karar veremediğimiz acayip bir açıklama yaptı. Bu açıklama özürü kabahatinden büyük cinstendi. Çünkü Ensar Vakfı’na dokunmamak için, 10 çocuğa tecavüz eden, 45 çocuğa cinsel tacizde bulunan, dahası bu iğrençlikleri üç seneden beri yapan yaratık için “bir kere rastlanmış” diyebiliyor. Birilerini korumak için yaptığı bu hareket aslında birilerinin yaralarını derinleştirmenin ötesine geçmiyor. Her zaman söylediğimiz gibi yanlış yanlıştır. Bana yakın yanlış ya da bana uzak yanlış diye bir şey olamaz. Çocuklar izim çocuklarımızdır. Bu iğrençliği kim ya da kimler yaptıysa kimler göz yumduysa gözünün yaşına bakmadan gereği yapılmalıdır.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu,  “Kadına şiddet, çocuğa şiddet ve istismar olaylarında gerek şahsım gerekse bakanlık olarak sıfır toleransla yaklaşıyoruz” dedi. Ancak bunun içeriği hakkında yeterli ve açıklayıcı bilgi vermiyor.

Konu ile ilgili olarak "Buna bir kere rastlanmış olması hizmetleri ile ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz. Biz Ensar Vakfı'nı da tanıyoruz, hizmetlerini de takdir ediyoruz ama öteki taraftan bunu yapan kişi için de sıfır toleransla hukuki açıdan bütün takibimizi yapıyoruz " demiştir. Ancak şu verilere göz attığınızda aslında durumun olduğundan da vahim olduğunu göreceksiniz*.

• Adalet bakanlığı verilerine göre adli tıbba her ay 650 çocuk cinsel istismarı vakası geliyor. Bu sayı son yıllık dönem içerisinde yaklaşık olarak %110’ün üzerine artış göstermiştir. Her yıl artıyor olması yakın vadede de artacağını göstermektedir.
• Suç istatistiklerine göre ülkemizde çocukların cinselliklerine yönelik olarak 19 bin 757 dava dosyası açılmıştır. Ancak açılmayanların açılanların kat kat üstünde olduğu tahmin edilmektedir.
• Son 10 yılda cinsel istismara uğrayan çocuk sayısı resmi olarak 250 bin civarındadır. Ancak bu sayının da yine çok yükseklerde olduğu tahmin edilmektedir.
• Cinsel saldırı suçlarının toplam % 47’si çocuğa yönelik suçları oluşturmuştur. Bu rakam bile sapıklık ve sapkınlıkta nerelere geldiğimizi göstermesi açısından önemlidir.
• İstismar olaylarında çocukların her yaştan oldukları görülüyor. Ancak en küçük yaş 4 yaş olarak tespit ediliştir. Bunun altında çocuk olup olmadığı bilinmemektedir. Ancak toplumsal bozulmaya bağlı olarak daha küçük yaştaki çocuklarında cinsel istismara uğradıklarını düşünmek yanlış olmayacaktır.
• Türkiye Psikiyatri Derneğinin verilerine çocukların cinsel istismar oranı Dünya genelinde %20 iken ülkemizde bu oran olan  % 33 olarak belirlenmiştir.
• İstismarcıların önemli bir kısmı da aile civarında kişiler. İstismarcıların % 85 tanıdık birisi oluyor.
• İstismara uğrayan çocukların üçte ikisi yani yaklaşık %75’i 11 yaşından küçüklerde görülüyor.
• Yine istismarın çok büyük bir bölümü (80-95) 25-40 yaş arası evli erkekler tarafından gerçekleştiriliyor.  İstismarcıların yaş ortalaması 26 olurken, yaşlar 12-67 yaş arasında değişmektedir.
• Bu tür olaylar genellikle ev ile okul arasındaki bölgelerde gerçekleşiyor.
• Raporlara göre istismarın yüzde 49,3’ü zorlayarak gerçekleşirken yüzde 44’ü de planlı olarak gerçekleşmiş.
• İstismarda tehdit oranı yüzde 30, ceza kullanımı yüzde 10 ve ödül kullanım oranı ise yüzde 8,7.
• Olaya direnç gösterenlerin oranı yüzde 41,3 iken çocukların yüzde 14’ü fiziksel zarar görüyor ve yüzde 20’si hamile kalıyor.
• Türkiye dünyada çocuk istismarı sıralamasında (oranında) üçüncü sırada yer almaktadır. Moritanya birinci sırada,
• Türkiye’de çocuklara yönelik cinsel istismar vakaları son 10 yılda %125 artmış durumdadır.
• Çocuğa yönelik cinsel istismar vakalarının sadece % 10-15’i adli mercilere intikal ediyor.

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki çocuk istismarı her zaman olduğunu ötesine geçmiştir. Tedbir alınmadığı sürece de artacağı açıktır. Sıfır tolerans gerçekten uygulanabilir se başarılı olabilir. Ancak adamına göre davranılırsa başarılı olunmayacağı da açıktır. Ancak özellikle üzerine gidilmesi gereken konulardan birisi de konunun gizlenmesidir. Açığa çıkarılmadığı için bilinmeyen ve kaynaklara geçmeyen rakamların gün yüzüne çıkarılması gerekiyor. Gerçek rakamlar ortaya çıktığında bu konuda birinci olan Moritanya’yı dahi geride bırakacağımızdan endişe ediyorum. Allah sonumuzu hayretsin…