Türkiye Cumhuriyeti Devleti kendisine yönelik olarak yapılan terör olaylarına karşılık vermek amacıyla ülke içinde ciddi bir mücadele vermese de dışarıda mücadele etmeye çalışıyor. Bunun içinde özellikle hava kuvvetlerini kullanarak Kuzey Irak bölgesindeki bazı hedefleri bombalamaya çalışıyor. Televizyonlara haber olarak geçen bilgilere göre şurası bombalandı ve şu kadar hedef yok edildi gibi bilgiler gelmektedir. Bunların ne kadarının doğru olduğunu açıkçası bilme şansımız yok. Ancak bu tür haberlere inanmanın çok zor olduğunu da belirtmekte yarar vardır. Çünkü ülke içinde açılım ile PKK’nın her dediğini kabul eden yöneticilerin şimdilerde çıkıp mücadele ediyoruz şeklindeki açıklamaları gerçekçi durmuyor.

Türkiye Kuzey Irak’a yapacağı operasyonları Kuzey Irak yönetimine bilgi vererek oradan izin aldığını öğrendikten sonra zaten bu tür operasyonların göstermelik olmanın ötesinde bir şey ifade etmediğine iyice inanmaya başladım. Çünkü Kuzey Irak’taki yönetim zaten PKK ve uzantılarını destekleyen ve onları her zaman koruyan bir yapıya sahiptir. Yıllardır Talabani ve Barzani gibi şimdilerde ne olduklarının hiç önemi olmadığı isimleri yıllarca PKK ile kolkola girerek Türkiye karşısında mücadele ettiklerini unutmadık. Bunların yönetiminde olan Kuzey Irak bölgesinde yapılacak operasyonlara izin vermeleri beklenemez. Sembolik olarak verilse bile bombalanacak yerler önceden belirleneceği için buraların boşaltılacağını beklemek herhalde yanlış olmayacaktır.

Mesela Bakın yapılan anlaşmalar ile Türkiye’nin Kuzey Iraktan istekleri ve beklentileri mevcutken, benzer şekilde Kuzey Irak yönetiminin de Türkiye’den talepleri olmaktadır. Türkiye özellikle bu alanda nokta operasyonlar yapmak istiyor ve bunun içinde “izin verilmesini” istiyor. İzin verilmezse yapacak bir şey yok demeye getiriyor. Burada yerleşik olarak bulunan ve “peşmerge” olarak tanımlanan yapıların Türk Silahlı Kuvvetleri personeline müdahale etmemesini ve engelleme yapmaması konusunda yardım edilmesini talep ediyor. Ayrıca yapılan mücadele ile PKK’dan alınan toprakların peşmergeler tarafından kontrolünün sağlanmasını istiyor. Kısaca yapılan işlemlerin neredeyse tamamı semboliklikten öteye geçmiyor.

Çünkü Türkiye’nin bu taleplerine karşılık Kuzey Irak yönetiminin de karşı talepleri var. Yani hemen olur demiyorlar. Zaten beklenmemesi gereken bir hareket. Adamlar kan emici yarasa gibi ülkemiz üzerinde haince planlar yapan ve bu planları PKK ile ortaklık yaparak gerçekleştiren kişiler.  Onların istekleri ise şunlar; birincisi topraklarında yapılacak saldırılar kendilerinde izin alınmadan asla yapılamamsı gerektiği, PKK ile mücadelede peşmergelerin mücadeleye kesinlikle katılmayacaklarını, bu tür silahlı mücadelenin sonuç verici olmadığını ve Türkiye ile PKKnın müzakerelere devam etmesi gerektiği ifade edilmektedir. Kısacası bizden size hayır yok demeye getiriyorlar. Zaten hayır gelmeyeceğini bildiğimizden şaşırdığımızı söyleyemeyiz.

Kısaca şunu ifade etmeliyiz ki PKK ve yandaşlarından ülkemize bir fayda gelmez. Onlar ile yapılacak ne tür anlaşma olursa olsun ülkemizin aleyhine olacağı açıktır. Çünkü daha önceden yapılan anlaşmalar ortadadır ve hemen hepsinde sonuçlar aleyhimize olmuştur. Bunlar ikiyüzlü olarak hareket etmekte ve yeri ve zamanı geldiğinde bizleri hiç düşünmeden arkamızdan vurabilmektedirler. Yapılan ve yapılacak olan Dış operasyonlarda ABD’den istihbarat, peşmergeden yardım alarak bu işler yürümez. Ondan sonra çapulcular sizinle “bu iş silahla çözülmez” diyerek dalga geçerler.