23/05/2019
10 Kasım 2014 günü konuşan c.başkanı Erdoğan nasıl olduysa 29 Ekim’i andı. 29 Ekim’de törenlerde göremediğimiz Erdoğan birden Atatürk’e sarılmaya, 29 Ekim’in tarihsel önemini sıralamaya başladı: “29 Ekim 1453’den gelir, o da 29 Ekim 1299’dan gelir, o da 29 Ekim 1071 Malazgirt’ten gelir.” Orda kaldı, daha derine inemedi. Oysa tarihteki en büyük 29 Ekim olayı MÖ.535’de Yahudi bankerlerin Babil’den kovulmasıdır. İran takvimi o gün başlar, o kadar büyük önemli gündür.
Eğer c.başkanımız, Kuran’da adı geçen Dhu-l Karneyn’in Büyük Kuruş olduğunu bilseydi, Büyük Kuruş’un 29 Ekim 535’de boğa (toros) başıyla sembolize edilen Oğuz ordularıyla Babil’e girdiğini bilseydi, onu da söylerdi. İhtimal elindeki bilgi notunda bu yoktu. İranlı ressamlar Zul Karneyn’i boğa başlı tasvir ettiler. Boğa başı, Tours denilen, iki kuleli tasvir edilen, Türk demektir. Bakın, Toros dağlarında Türkler yaşar!
Enteresandır, 2001’de USA’da, Babil’i geri almak için başlattıkları 3.bin yılın savaşında ilkin iki kuleli Two Towers binaları patlattılar!
Ankara Hitit heykeli, altında iki yana açılan boğa boynuzu, üzerindeki geyik heykeli, ortasında borç almayı yasaklayan üç noktaya kadar anlatır. Hitit Kursu derler, Aziz Kursu, Kuruş’un öğütlerini ifade eder!
29 Ekim 535(MÖ)Cyrus Silindiri adı verilen altın silindir üzerine yazdı kurallarını; bugün Londra müzesindedir, bir kopyası New York’tadır. Babil’den Yahudi bankerleri kovan, köleliği kaldıran, kendi adını parasına yazan, Roma parası kullanmayı ve onlardan borç almayı yasaklayan, köleleri serbest bırakan, buğdayı kutsal sayan, halk sınıflarını egemen kılan ve bu yüzden ülkesinin adı AGAMEN olan Büyük Oğuzlu Kralı Kuruş / Cyrius / Kureyş’in bir benzeridir Mustafa Kemal. Yurdumuza yeni Babil kuleleri diken İngiliz tefecilerini ve onların üstümüze saldığı düşman ordularını Anadolu’dan ve İstanbul’dan kovdu.
Kuruş silindiri, ilk insan hakları bildirisidir! Kuruş, borç almayı ve köle ticaretini yasakladı. Bu kurallar tarihteki ilk insan hakları bildirisi kabul edilir. Çünkü banker sınıfını ve yağmacıları ortadan kaldırdı. Borçlandırdığı babanın elinden karısını kızını oğlunu alıp köle satan elit sınıfı ortadan kaldırmakla halkın egemenliğini gerçekleştirdi. Bugünkü karşılığı Kemalist Cumhuriyettir.
Atatürk, 4 bin kitap okumuş bilge bir insan, Büyük Kuruş’un 29 Ekim 535 günü Babil’e girdiğini, bir sömürgeci sınıfı ortadan kaldırdığını, o gün ilan edilen insan haklarını, egemenliğin halka neden verildiğini mutlaka biliyordu. 29 Ekim 1923 günü seçilmiş bir gündür, bunu düşünebiliyorum. Halkçılık, halkın sömürülmesine engel olmaktır. Vahşi batı buna komünistlik der, komün/kuman yaşamı, borç almadan yaşayan halkı ifade ediyor. Köle olmayan, kendi kendinin efendisi olan bir halkın yönetimine elbette cumhuriyet denilecektir. Marks özgür Akmenid toplumunu kastederek bu sisteme “ilkel komünal toplum” dedi. Kemalist Cumhuriyetimize de komünist demeleri ondandır.
Mustafa Kemal’in 29 Ekim’de ilan ettiği Cumhuriyet ile, Büyük Kuruş’un yaptığı gibi, Türk parasının değeri arttı. Yeni c.başkanımız Erdoğan ise 2005’de madeni paramız Kuruş’un üzerinden buğdayı kaldırdı, yani değerini düşürdü. Atatürk’ü şimdi keşfediyor gibi, 29 Ekim’i anıyor. Oysa 2023’de Cumhuriyeti tümden bitireceğini ilan etmişti. Şimdi bir kaçak sarayda oturuyor ve parası nerden diye soranlara cevap vermiyor. Bence hiçbir zaman bunun cevabını veremez, çünkü o para da kaçak yollarla ülkemize girdi. İpucunu şu cümlesinde arayalım;“Lozan’da alamadığımızı şimdi almaya başladık” dedi. Lozan’da alamadığımız şey Musul Kerkük petrollerinden pay almak mıydı? Soralım: Kerkük petrollerinden pay alıyorsunuz da o parayla mı kaçak saraylar yapıyorsunuz? İsrail’in can dostu Barzani ile ortaklığınız bundan mı?
Ve, işte o nedenlerle; BOP’un ortakları bugün 29 Ekim 535(MÖ) tarihini ağzına alamaz, alırsa Kuran ve Zul Karneyn onu çarpar!
http://www.mahiye.net