• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

ilkeliyazilar

Hoş geldiniz!

Üyelik Girişi
Site Haritası
Takvim
Uluğ TÜRKERİ
ulugturkeri@gmail.com
YSK’ya Sorular
15/05/2019

 

YSK ya da Yüksek Seçik Kurulu herhalde kurulduğundan beri bu kadar gündeme gelmedi. Kararları bu kadar kendi varlığını yok sayan kararlar olarak nitelendirilmedi. YSK için söylenecek o kadar şey var ki zaten bunu siyasetçiler söylüyorlar. Kararlardan memnun olarak YSK’yı övende var, memnun olmayanlardan yerin dibine geçirende var. Hatta YSK’nın bazı üyeler içim “çete mensubu” diyende var.  CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: "Hakkı, hukuku ve adaleti korumakla görevli olan YSK, haksızlığın, hukuksuzluğun, adaletsizliğin, vicdansızlığın adresi oldu. Onlar hâkim sıfatlarının arkasına saklanarak demokrasiyi, adaleti, hakkı gasp edemezler" diyerek en set eleştirilerden birisini yaptı. Hatta devamında "Elbette karşılarında duracağız, susmayacağız. Hakkı, hukuku, adaleti ve vicdanı savunacağız. Onlardan korkmayacağız, yılmayacağız. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Şeytanlardan olmayacağız. Demokrasiyi, adaleti, halkı, halkın oyunu, hakkımızı sonuna kadar savunacağız." ifadelerini kullandı. 

YSK’nın aldığı kararlar için merak edilen ve bir türlü cevaplanmayan sorular var. Aslında bu sorulara ikna edici cevaplar verilebilse sorunların çoğu aşılmış olacak. Ancak YSK sustukça sıkıntı artıyor. Sıkıntı arttıkça YSK susuyor. YSK sustukça da YSK adına başkaları konuşuyor. YSK’nın susması onları sorumluluktan kurtaramayacağı gibi daha büyük sorumluluk yüklemektedir. Bu nedenle daha dikkatli alınması ve alınana kararların, yapılan konuşmaların, yürütülen eylemlerin zaten iyice zayıflamış durumda olan ülkenin birlik ve beraberliğine daha fazla zeval getirmemesine çalışmak gerekir. Evet, kafalar karışık. Bu durumun herkes farkındadır. Ancak daha fazla karışmaması için gerekli ve yeterli açıklamaların yapılması en azından önemli bir devlet kurumu olan YSK’nın yıpratılmamsı için gereklidir. Ancak görülüyor ki YSK yıpranmıştır ve bundan sonra alacağı kararlar sürekli olarak tartışılacaktır. Aldığı kararların sürekli olarak tartışılacağı bir kurum için söylenecek bir şey yok. Çünkü güven yoktur denir.

Şimdi gelelim sürekli olarak konuşulan ve YSK’dan açıklama beklenen sorulara. Çok sayıda soru soruluyor ve cevap verilmesi bekleniyor. Şimdiye kadar bir cevap verilmedi. Verilmesi de aslında beklenmiyor. Verilmedikçe de şüpheler ve güvensizlik zirve yapıyor. Şu genel gerçeği hatırlatmak yarar vardır; bana yakın hukuk ya da bana uzak hukuk gibi bir kavram olamaz. Hukuk her yerde ve zamanda hukuktur. YSK’nın zedelenmesi aslında hukukun zedelenmesidir. Hukukun zedelenmesi ise ülke içinde ekonominin, siyasetin, ahlakın, dini değerlerin ve geleceğin bozulması demektir. Kısaca insanın bozulması anlamına gelir. Buna kimsenin hakkı olmamalıdır. Ülkemizin geleceği için insanlarıma sahi çıkmalı ve onları daha yaşanabilir ve daha güvenli ülke bırakabilmeliyiz. Bunu hukuku yok ederek yapamayız.

Soru 1: YSK açıklamış olduğu seçim takviminde, “Sandık kurullarının usulsüz oluşturulduğu gerekçesiyle tam kanunsuzluk itirazının 2 Mart 2019 tarihine kadar yapılabileceği” açık bir şekilde belirtilmektedir. Bu tarihe kadar sandık kurullarının oluşumuna itiraz edilmediği belirtilmektedir. Buna rağmen seçim gününden sonra yapılan itirazları YSK, neden ve hangi gerekçeler ile kabul etmiş ve değerlendirme yapmıştır?

Soru 2: Yine YSK’nın kararlarında; “Seçimden sonra sandık kurulu başkan ve görevlilerinin görevlerini kötüye kullanmalarının söz konusu olması ve suçun oluştuğunun anlaşılması, ilgililerin cezalandırılmalarını gerektirir. Ancak seçimin iptaline neden olmaz” denilmektedir. YSk neden bunu sadece İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı ile sınırlamıştır.

Soru 3: YSK’nın 6 Mayıs 2019’da aldığı ve 31 Mart seçimlerini değerlendirdiği 2019/4219 sayılı kararı için neden 11 üye (7 ASIL + 4 YEDEK ÜYE) bir araya gelerek toplandı? Yedek üyeler asil üyeler olmadığı taktirde toplantıya katılabilmektedirler. YSK’nın asıl üyelerinde eksiklik yoksa sadece 7 asıl üye ile birlikte toplanıp karar alması gerekmiyor muydu?

Soru 4: YSK’da kararların; toplantıya katılmış olan asıl üyeler ile hastalık gibi zorunlu nedenlerle toplantıya gelemeyen asıl üyenin yerine katılacak sınırlı sayıda yedek üye ile birlikte alınması gerekmiyor mu?

Soru 5: Sandık kurullarının oluşturulması tamamen YSK’nın inisiyatifindedir. Eğer bir hata veya yanlışlık varsa bu YSK’nındır. Buna rağmen neden YSK kendi hatasını seçmene yüklemektedir?

Soru 6:  Yapılan seçimde seçmenler Büyükşehir belediyesi, ilçe belediyesi, belediye meclis üyeliği ve muhtarlık olmak üzere dört ayrı oy kullanmışlardır. Yani bir zarfta dört farklı oy vardır. Eğer gerçekten sandık kurullarının oluşumunda tam kanunsuzluk varsa neden üç seçim sonucunu geçerli kabul etmiş, sadece İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkanlığı sonucunu iptal etmiştir?

Soru 7: Seçimlerde ısrarla usulsüzlük yapıldığı belirtilmektedir. Ancak bu usulsüzlün nasıl olduğu ve büyükşehir belediye başkanı seçiminde hangi yöntemle seçimin sonuçlarına etki ettiği hakkında açıklayıcı bilgi bulunmamaktadır. Ayıca somut bir delilinde olmaması düşündürücüdür. Eğer varsa bu deliller neden açıklanmamaktadır?

Soru 8: Seçim kurulları tarafından atananların seçim sonuçlarını etkiledikleri belirtilmektedir. Ancak bunların nasıl etki yaptıkları hakkında neden somut açıklamalar yapılmamaktadır? Eğer varsa ki olmalı bu deliller neden açıklanmamaktadır?

Soru 9: YSK’nın toplanma sayısına ilişkin herhangi bir hüküm var mıdır, varsa hangi mevzuatta bunlar düzenlenmiştir?

Evet, daha fazla sayıda soru sorulabilir. Ancak soru sormaktan ziyade cevap almak önemlidir. Hukuka olan güvenin yeniden sağlanması önemlidir. Çünkü yapılan çalışmalarda güven bakımından hukuk ve hukukçular maalesef son sıralarda yer almaktadırlar. Aslında en üst sırada olması gerekirken bu şekilde olması üzücüdür ve ülkenin ve insanımızın geleceği açısından endişe vericidir. Unutmayalım hukuk herkese lazım olur.  Dünya hukuka uygunluk ve hukukun üstünlüğü bakımından The World Justice Project tarafından yürütülen "Hukukun Üstünlüğü Endeksi" çalışmasına göre Türkiye değerlendirmeye alınan 113 ülke arasında 99. sırada yer almıştır. Bu sonuç bile bizleri konu hakkında daha fazla kafa yormamız gerektiğini göstermektedir.

 



372 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Salgının çalışma yaşamına etkileri: Covid-19 İşçileri Nasıl Etkiledi? - 10/07/2020
Salgının çalışma yaşamına etkileri: Covid-19 İşçileri Nasıl Etkiledi?
Cumhurbaşkanlığı Sistemi ve Tarım Sektörü - 10/07/2020
Cumhurbaşkanlığı Sistemi ve Tarım Sektörü
İngiltere'nin Koronavirüs Raporu - 16/03/2020
İngiltere'nin Koronavirüs Raporu
Suriye Çalıştayı - 20/12/2019
Suriye Çalıştayı
At, Katır ve Eşek Eti İthali - 18/12/2019
At, Katır ve Eşek Eti İthali
Bu kadar harcama ile nereye? - 17/12/2019
Bu kadar harcama ile nereye?
Dipsiz Gölün Dibini Bulmak - 25/11/2019
Dipsiz Gölün Dibini Bulmak
Esat ve Barzani Anlaşması Ne Getirir Ne Götürür? - 16/10/2019
Esat ve Barzani Anlaşması Ne Getirir Ne Götürür?
CHP’nin Önerisi Ne kadar Gerçekçi - 10/10/2019
CHP’nin Önerisi Ne kadar Gerçekçi
 Devamı
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar35.037435.1778
Euro36.390736.5365
Hava Durumu
Saat