Uluğ TÜRKERİ
ulugturkeri@gmail.com
Ödenemeyen Borçlar
25/03/2019 Ekonomi çok iyi yolda diyenlerin sayısı azımsanmayacak kadar çok. Gerçekten iyi olup olmadığını anlayabilmek için pek çok gösterge bulunmaktadır. Bunlardan biriside ticari hayatın içinde yoğun bir şekilde kullanılan kredilerin ve alınan borçların geri ödenip ödenmediğidir. Ülke genelinde icra takibine düşmüş olan dosya sayısı 32 milyona dayanmış durumdadır. Diğer bir deyişle ülke nüfusunun yarısından biraz azı kadar borçlu bulunmaktadır. Toplam borç miktarı ise 500 milyar lirayı aşarak tarihi bir seviyeye ulaşmıştır. Uzun zamandır yapılan vatandaşları borçlandırarak ayakta kalma politikası halen daha aktif olarak devam etmektedir. Özellikle bir hafta önce alınan kara ile kredi çekme süresi 36 aydan 60 aya kadar çıkarıldı. Bunun anlamı şu; daha fazla para çekin ve sürekli olarak borçlu olarak yaşayın. Geçmişe söyle dönüp bir bakalım. 2002 yılında ülke genelinde vatandaşlarımızın borcu sadece 6,6 milyar lira civarındaydı. Günümüzdeki ise 518 milyar olmuş. Bu belirtilen borcun içinde krediler ve kredi kartı borçları bulunmaktadır. Krediler bir şekilde ödenemeyince alacaklılara yasal işleme başlamakta ve borçlar takibe düşmektedir. Böylece aslında 100 lira olan borç bu şekilde büyüyerek kısa bir zaman içinde 150 lirayı bulabilmektedir. Böylece ödenemeyen borç bir noktadan sonra asla ödenemez bir noktaya gelmektedir. 2002 yılında ödenemeyip takibe düşen dosya sayısı yaklaşık 280 milyon lira iken, 2019 yılına geldiğimizde bu miktarın 19 milyar liraya yükseldiğini görmekteyiz. Vatandaşlarımızın bankalar alan toplam borcuna karşılık olarak sürekli faiz ödemektedir. Sadece 2018 yılında bankalara ödenen faizin miktarı 62 milyarı bulmuştur. Bu çok büyük bir rakamdır ve aslında bankaların faiz ile nasıl beslenip büyütüldüğünün de bir göstergesidir. Takipte olan vatandaş sayısına bakıldığında ise bu sayının 3.5 milyon kişiye ulaştığını görmekteyiz. Kredi cephesinde durum böyle iken ticari hayatın vazgeçilmezleri olan senet ve çeklere göz attığımızda onların durumlarının da pek iç açıcı olmadığını söyleyebiliriz. Daha net anlaşılması için geçmişten günümüzde kıyaslama yapmaya devam edeceğim. 2002 yılında karşılıksız çıkan çek sayısı yaklaşık 2.5 milyar lira olurken, 2018 yılında bu rakamın 25.3 milyara çıktığını görmekteyiz. Ayrıca 2002 yılında karşılıksız çıkan çek sayısı yaklaşık 743 bin adet olurken, 2018 yılında ise yaklaşık 505 bin çek karşılıksız çıkmıştır. Karşılıksız çıkan çek sayısı azalırken, yazılan miktarlarının önemli ölçüde arttığı görülmektedir. Senet bakımından incelendiğinde ise 2002 yılında 816 milyon liralık yaklaşık 500 bin adet protesto işlemine maruz kalırken, 2018 yılı sonu itibariyle bu sayı 17 milyar liralık paraya ulaşırken, senet sayısı ise 850 bine ulaşmıştır. Bütün bunların dışında ticari hayatın ve borçlanmanın sonun ödenemeyenler için başlatılan icra takip işlemlerinde de ciddi artışlar söz konusu olmuştur. 2002 yılında yaklaşık 8.5 milyon adet dosya işlem görürken, bu rakam 30 milyonu aşmıştır. Diğer bir sözle her gün yaklaşık 7 bin kişi olumsuz şekilde etkileniyor. Şimdi asıl sorunu belirtmek gerekiyor. Bu kadar artış nereden kaynaklanıyor. İnsanlar ödeyemeyecekleri borcun altına neden girme ihtiyacı duyuyorlar. Sürekli olarak vatandaşların borçlanması için gayretler sarf ediliyor. Genel olarak -bedavadan kazanan ya da hortumcular hariç- gelir seviyemiz oldukça düşüktür. Taleplerimiz ise her geçen gün çeşitlenmekte ve artış göstermektedir. Taleplerin karşılanabilmesi elde ettiğimiz gelir ile mümkün olmadığından geleceğimizi ipotek ettirerek borçlanmaya gidiyoruz. En düşük kredi faizi veren bankaya koşarak oradan faizle para alıyor ve yıllarca ödeme yapıyoruz. Aslında ilk alındında ödenecekmiş gibi geliyor. Maaşınızı ve giderlerinizi hesapladıktan sonra “biraz sıkışır ama öderim” diyorsunuz. Ancak biraz zaman geçtikten sonra bunun pekte göründüğü gibi olmadığını fark ediyorsunuz. Kredi taksitleriniz sabit olduğundan bu size güven veriyor ve maaş artışı ile karşılarım diyorsunuz. Ancak kredi taksitleri sabit ama diğer masraflar hızlı bir şekilde artış gösteriyor. Örneğin çocuğunuz servis parası artıyor, okul aidatı artıyor, gıda ve giyim masrafları artıyor. Bir taraftan ise kirada iseniz kiranız artıyor. Bir noktaya kadar bir şekilde idare edebilirken, bir noktadan sonra artık idare edemez hale geliyorsunuz. İşte o noktadan itibaren kontrol sizin elinizden çıkıyor ve borç verenler sizi yönlendirmeye başlıyorlar. Ticari hayatın içinde yer alan esnaflar ise vatandaşların büyük kısmının borçlu olmasından dolayı yeterli harcamayı yapamadıklarından gelir seviyeleri düşmekte ve böylece zamanı gelen borçları ödemekte zorlanmaktadırlar. Dikkat edilmesi gereken şey, ayağımızı yorganımıza göre uzatabilmektir. Borçlandırmak bazı yönetimlerin elindeki önemli argümanlardan birisidir. Ancak asıl sıkıntıyı borçlananlar yaşamaktadırlar. Ekonomik anlamda alınan kararların ve ortaya konulan uygulamaların piyasayı rahatlatmak yerine daha da kastığı ifade edilmektedir. Birde buna dışarıdan gelen ve sayıları 6 milyonu bulan Suriyeli, Afganlı, Iraklı gibi yabancıların açtıkları işyerleri ile rekabet edememeleri de eklenince sıkıntılar daha da büyümektedir. Kısaca ekonomik göstergeler iyi gözükmüyor. Eğer gerekli ve yeterli tedbirler alınmazsa çok yakın zamanda ekonomik olarak çok daha zor şartlara girileceği anlaşılmaktadır. Özellikle küçük ve orta ölçekteki esnafın bitmesi demek ülkenin bitmesi anlamını taşıyacağı asla göz ardı edilmemelidir. Küçük ve ota ölçekli işletmeler ülkenin temel dinamiklerindendir. Dikkatli olmak gerekir… |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Cumhurbaşkanlığı Sistemi ve Tarım Sektörü - 10/07/2020 |
Cumhurbaşkanlığı Sistemi ve Tarım Sektörü |
Salgının çalışma yaşamına etkileri: Covid-19 İşçileri Nasıl Etkiledi? - 10/07/2020 |
Salgının çalışma yaşamına etkileri: Covid-19 İşçileri Nasıl Etkiledi? |
İngiltere'nin Koronavirüs Raporu - 16/03/2020 |
İngiltere'nin Koronavirüs Raporu |
Suriye Çalıştayı - 20/12/2019 |
Suriye Çalıştayı |
At, Katır ve Eşek Eti İthali - 18/12/2019 |
At, Katır ve Eşek Eti İthali |
Bu kadar harcama ile nereye? - 17/12/2019 |
Bu kadar harcama ile nereye? |
Dipsiz Gölün Dibini Bulmak - 25/11/2019 |
Dipsiz Gölün Dibini Bulmak |
Esat ve Barzani Anlaşması Ne Getirir Ne Götürür? - 16/10/2019 |
Esat ve Barzani Anlaşması Ne Getirir Ne Götürür? |
CHP’nin Önerisi Ne kadar Gerçekçi - 10/10/2019 |
CHP’nin Önerisi Ne kadar Gerçekçi |
Devamı |