Uluğ TÜRKERİ
ulugturkeri@gmail.com
Rüşvet ve OECD
25/03/2019 Rüşveti hepimizi biliriz. Bir işin yapılması karşılığında alınan haksız kazançtır. Genel ahlaki kurallar açısından bakıldığında kesinlikle kabul edilmeyen bir davranıştır ve ahlaksızlık olarak kabul görür. Dünyanın neresinde bir ülke varsa bu böyledir. Bazı ilkel kabileler ya da ilkel kabile kültürünü yaşatmaya devam edenler bu değerlendirmenin dışındadır. Zaten bunların sayıları da bir elin parmaklarını geçmez. Dini açıdan bakıldığında ise ahlaksızlığın ötesinde “haram” kavramı ön plana çıkmakta ve insanlar bundan men edilmektedirler. Özellikle İslam dini bu konuda oldukça hassas davranmakta ve “rüşvet alanın da vereninde melundur” diyerek net bir tavır koymaktadır. Âdete haksız yere kazanılan bu para dolayısıyla alanları ve verenleri yerin dibine sokmaktadır. Türk töresi ve kültürü bakımından baktığımızda da buna kesinlikle izin verilmediğini görebiliyoruz. Hatta tarihimizde haksız yere alınan para veya hediye adı altındaki eşyaları alanların idam edildiğini ya da kellesinin uçurulduğunu mutlaka okumuşsunuzdur. Okumadıysanız da tarihi söyle bir karıştırırsanız kolayca bulabileceğiniz çok sayıda örneği görebilirsiniz. Şimdi rüşvet kelimesini anladıkta OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü)’nin bununla ne lakası var diyebilirsiniz. Ama var. Hem de tahmininizden daha fazla. OECD 1961 yılında kurulan bir birliktir. Üye olan ülkelerin ekonomik olarak gelişmelerine yardımcı olmayı amaçlamaktadır. Üye ülkeler; Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Avustralya, Avusturya, Belçika, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İngiltere, İrlanda, İspanya, İsrail, İsveç, İsviçre, İtalya, İzlanda, Japonya, Kanada, Kore, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Macarasitan, Meksika, Norveç, Polonya, Slovakya, Slovenya, Şili, Türkiye, Yeni Zelanda ve Yunanistan’dır. Görüleceği gibi Türkiye hariç tamamı Müslüman olmayan ülkelerdir. Ağırlıklı olarak ise Hıristiyan dinine mensup olan ülkeler sınıfındadırlar. Bu arada Türkiye’nin bu kuruluşta kurucu üye sıfatıyla orada olduğunu hatırlatalım. Tek Müslüman ülke olarak hemen her şeyimizle örnek olmamız gerekir diye düşünüyoruz. Ancak birazdan söyleyeceklerim bunun böyle olmadığını göstermektedir. OECD ülkeleri bir araya gelerek Rüşvetle mücadele sözleşmesi hazırlıyorlar. Ülkemiz 2000 yılında bu anlaşmayı imzalayarak bunlara uyacağını açıklamıştır. Özellikle uluslar arası işlemlerde kesinlikle rüşvet alma ve verme gibi gayretlerin içinde olunmayacağı sözü verilmiştir. Bu sözleşmeye göre buna uymayanlara ciddi yaptırımlar uygulanmaktadır. Bu nedenle uyulması gerekir. Gerçi Müslüman bir ülke için böyle bir konunun konuşulması bile aslında abesle iştigal olması gerekir. Ama maalesef işler göründüğü gibi değil. Ülke içinde bizim söylemekten çekinsek bile, aslında çok iyi bildiğimizi ve çoğumuzun da yaşadığı rüşvet işi artık dünya gündemine taşınmış durumadır. Neden mi? Sebebini hemen açıklayalım. Ekonomik işbirliği teşkilatı Türkiye’yi rüşvet konusunda uyarmış. Özellikle yabancı kamu görevlilerine rüşvet verme konusunda daha dikkatli olunması ve bu konudaki yaptırımları güçlendirmesi istenmiş. Yapılan açıklamada; “Türkiye’nin sürekli olarak OECD Rüşvetle Mücadele Sözleşmesi’nde belirtilen kilit hususlara uymaması ve yurtdışı rüşvetle mücadele kanunlarını uygulamaması nedeniyle, bu yılın Ekim ayına kadar herhangi bir somut adım atılmaması halinde, birliğe bağlı Rüşvetle Mücadele Çalışma Grubu’nun üst düzey etkililerinin bir heyet göndererek rüşvet konusunu inceleyecekleri” belirtilmektedir. Bu açıklama ayrıca bir rapor olarak başkanlığa sunulmuş. Raporda ayrıca, “Türkiye’nin, başta tüzel kişilerin yabancı kamu görevlilerine rüşvet konusundaki sorumluluğu hakkında kanunlarda reform yapılması olmak üzere, uzun süredir verilmekte olan önerilere uygun olarak gerekli düzenlemeleri uygulamaya koymamıştır” denilmiştir. Böylece ülkemizde faaliyet gösteren ancak yurt dışı ile ilişkileri olanların bu ülkede çalışan kamu görevlilerine rüşvet verdiklerini adeta tescillemektedir. Aynı şekilde özellikle rüşvet verenler için yeterli ve gerekli tedbirlerin alınmadığı da ifade edilmektedir. Raporda “Türkiye’deki kurumsal sorumluluk çerçevesinde, kamu iktisadi kuruluşları ve devletin kontrolündeki işletmelere açıkça yer verilmediği, bir tüzel kişiye yaptırım uygulanabilmesi için gerçek bir kişinin hakkında kovuşturma başlatılması veya mahkûmiyet alması gibi temel bir gereklilik söz konusudur. Ayrıca tüzel kişilere yönelik olarak uygulanan yaptırımlar yeterli olmadığı gibi gerçekçi de değildir” denilmektedir. Yani şunu demek istiyorlar; Yasalarınız rüşvet verenleri cezalandırma konusunda o kadar yetersiz ki, ceza vermek çok zor. Çünkü raporun devamında “Türkiye ekonomisinin büyüklüğüne ve ülkenin jeopolitik önemine rağmen, rüşvetle mücadele sözleşmesinin yürürlüğe girdiği tarihten bu yana 16 yıl geçmiş olmasına rağmen hiçbir mahkûmiyet cezasının verilmemiş olması doğru değildir” denilmektedir. Devamında “Çalışma grubu için başka bir endişe kaynağı da soruşturmalar milli ve ekonomik çıkarlar ön plana çıkarılarak göz ardı edilmektedir” denilmektedir. Kısaca bizlere şunu söylemek istemektedirler; Sizler kendi ülkenizde rüşvet verebilirsiniz. Ancak bizim ülkemizde bunu yapmayın. Yapmaya hakkınız yok. Ceza verecek mekanizmalarınız çok zayıf veya işlevsizdir. En kısa sürede bunları düzeltmeniz gerekir. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Cumhurbaşkanlığı Sistemi ve Tarım Sektörü - 10/07/2020 |
Cumhurbaşkanlığı Sistemi ve Tarım Sektörü |
Salgının çalışma yaşamına etkileri: Covid-19 İşçileri Nasıl Etkiledi? - 10/07/2020 |
Salgının çalışma yaşamına etkileri: Covid-19 İşçileri Nasıl Etkiledi? |
İngiltere'nin Koronavirüs Raporu - 16/03/2020 |
İngiltere'nin Koronavirüs Raporu |
Suriye Çalıştayı - 20/12/2019 |
Suriye Çalıştayı |
At, Katır ve Eşek Eti İthali - 18/12/2019 |
At, Katır ve Eşek Eti İthali |
Bu kadar harcama ile nereye? - 17/12/2019 |
Bu kadar harcama ile nereye? |
Dipsiz Gölün Dibini Bulmak - 25/11/2019 |
Dipsiz Gölün Dibini Bulmak |
Esat ve Barzani Anlaşması Ne Getirir Ne Götürür? - 16/10/2019 |
Esat ve Barzani Anlaşması Ne Getirir Ne Götürür? |
CHP’nin Önerisi Ne kadar Gerçekçi - 10/10/2019 |
CHP’nin Önerisi Ne kadar Gerçekçi |
Devamı |