Uluğ TÜRKERİ
ulugturkeri@gmail.com
Nedir Bu Duyarsızlık
10/04/2018 Dünya’ya genel olarak baktığımda gerçekten çok ciddi sıkıntıların olduğu ve dünyanın acı çektiğini hissedebiliyorum. Dünya’nın hemen her köşesinde acı çeken, fakirleştirilmiş ve ne yapacağını bilemeyen insanları görürsünüz. Çaresizce bir şeyler yapmaya gayret sarf eden ancak yaptığı gayretin karşılığını hiç alamadığı için kendini şanssız zanneden insanların kümelenmesi sonucu oluşan memnuniyetsizlikler. Memnuniyetsizlikler nedeni ile oluşan hayal kırıklıkları ve umutsuzluklar… Umudunu yitirenlerin aslında her şeylerini yitireceklerini dahi unutmuş insanlar… Çevre kirliliği deseniz o daha vahim bir duruma gelmiş. Her yerimiz çöplerle ve kimyasal atıklarla dolmuş taşmış. Nereye bakarsanız bakın kirlenmişlik her yanımızı sarmış. İçinden çıkılamaz hale gelmek üzere. Hala daha temiz yerlerimiz var. Ancak bunlar da hızla kirlenmeye ve yok olmaya devam ediyor. Korumakla görevli olanların asıl yok edici olduklarını büyük bir hayal kırıklığı ve üzüntü içerisinde izleme imkânımız oluyor. Elbette çevre birden bire bu hale gelmedi. Önce insan kirlendi ve sonra ise çevresini kirletti. Kirletmemeyi asla ilke olarak benimseyemedi. Benimser gibi yapıldı ve sonuç olarak çevre ile yaptığımız savaşın sonuna doğru geliyoruz. Çok uzak olmayan bir gelecekte artık bugün konuştuğumuz çok şeyi hatırlamayacağımızı söylemek abartı olmayacaktır. İnsanlar da kirlendi. Tecavüzler, cinayetler, tacizler, adam kayırmalar, yolsuzluklar, hırsızlıklar, görevi kötüye kullanmalar, görevlerini gereğince yapmayarak ihmal etmeler, çocuklara karşı yapılan suçlar ve bu suçların yetkililer tarafından görmezden gelinmesi, kimin olduğu ya da nasıl kazanıldığına bakılmaksınız tek hedefin kazanmak olduğu bir anlayışın hakim olması ve hiçbir şey yapmadan sadece kazanmak peşinde koşanların yığınağı oldu dünya. El birliği ile dünyayı öyle bir hale getirdik ki dünya adeta dünya olmaktan çıktı. Uzaydan bakıldığında mavi bir küre olarak görülen dünya artık siyah ya da kırmızı olarak görülmeye başlamıştır. Siyah kirlilik ve kırmızı ise kan ve gözyaşından oluşan yapılar… Adalet derseniz onu göreniniz oldu mu bilmiyorum. Ancak uzun zamandır adalet diye bir kavramın kalmadığı ve adaletsizliğin acımasız bir şekilde hüküm sürdüğünü görebiliyoruz. Asıl sıkıntının buna alışılmış olmasıdır. Adalete neredeyse hiç güven yok ama adaletsiz yaşamaya alışan insanlar adaletsizliği yeni adalet anlayışı olarak kabullenmeye başladı. Belki de olabilecek en kötü şey bu idi o da oldu. Fatih Sultan Mehmet Han’ın değdi gibi “adalet ölürse devlet ölür”. Dünya genelinde adalet öldüğünden devletlerde ölmeye başladılar. Genel bir kabul vardır ‘Adalet her kese lazım’ denir. Bu çok doğrudur. Ancak uygulamaya gelinde dünya insanlarının insanlıklarını bir kenara bırakarak adaleti kendi lehlerine doğru kullanmayı tercih etmektedirler. Böylece adalet adalet olmaktan çıkmakta ve farklı bir kimliğe bürünmektedir. Duyarsızlık öyle bir hal aldı ki kimsenin kılı dahi kıpırdamıyor. “Önemli olan benim” diye düşünenlerin aslında duyarlı olmalarını beklemek yanlıştır. Ama insanlığın önemli bir kısmı bu beklenti içinde yaşıyor ve buna göre hareket ediyor. Bunun sonucu olarak ta olabilecek ya da olan her türlü olumsuzları görmezden geliyor. Duymuyor, hissetmiyor, düşünmüyor, karar vermiyor. Sanıyor ki evde yanan yangın kendi odasına asla varmayacak. Evde olan zarar kendi odasına hiç girmeyecek. Ama öyle olmuyor ve asla olmayacağını birilerinin onlara hatırlatması gerekiyor. Duyarsızlık bumerang gibidir. Elinizden çıktıktan sonra kendi başına bırakamazsınız. O sizi tekrar bulur. Toplum içerisinde ne kadar duyarsız olursanız olun bir gün bu duyarsızlığınızın hesabını acı bir şekilde verirsiniz. Çünkü “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” kavramı artık özelliğini yitirmiştir. Bana dokunmayan yılan kalmamıştır. Yılan her yerde vardır ve her zaman bizlere bir şekilde dokunacaktır. Bunun farkına varılması geleceğimiz açısından faydalı olacaktır. Bizim duyarsızlığımız yüzünden dünya acılar içinde kıvranıyor. Telafisi ve tedavisi olmayan bir noktaya doğru gidiyor. Evet, dünya acı çekiyor ama bunun sorumlusu kötü insanların yaptıkları kötülüklerden değil, iyi insanlardaki sessizlik ve duyarsızlıktır. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Cumhurbaşkanlığı Sistemi ve Tarım Sektörü - 10/07/2020 |
Cumhurbaşkanlığı Sistemi ve Tarım Sektörü |
Salgının çalışma yaşamına etkileri: Covid-19 İşçileri Nasıl Etkiledi? - 10/07/2020 |
Salgının çalışma yaşamına etkileri: Covid-19 İşçileri Nasıl Etkiledi? |
İngiltere'nin Koronavirüs Raporu - 16/03/2020 |
İngiltere'nin Koronavirüs Raporu |
Suriye Çalıştayı - 20/12/2019 |
Suriye Çalıştayı |
At, Katır ve Eşek Eti İthali - 18/12/2019 |
At, Katır ve Eşek Eti İthali |
Bu kadar harcama ile nereye? - 17/12/2019 |
Bu kadar harcama ile nereye? |
Dipsiz Gölün Dibini Bulmak - 25/11/2019 |
Dipsiz Gölün Dibini Bulmak |
Esat ve Barzani Anlaşması Ne Getirir Ne Götürür? - 16/10/2019 |
Esat ve Barzani Anlaşması Ne Getirir Ne Götürür? |
CHP’nin Önerisi Ne kadar Gerçekçi - 10/10/2019 |
CHP’nin Önerisi Ne kadar Gerçekçi |
Devamı |