Dünyanın en ünlü fizikçisi olarak kabul edilen Stephen Hawking 76 yaşına geldiğinde öldü. Stephen Hawking 1942 yılında İngiltere’de (Oxford) doğmuştur. Çocukluğunda göstermiş olduğu performans ile zeki ve kapasiteli biri olduğunu hep gösterdiği belirtilir.  1965 yılına gelindiğinde 23 yaşındadır ve Jane Wilde isimli dilbilim öğrencisi ile evlenir. Evliliklerinden 2 erkek ve 1 kız olmak üzere üç çocukları olur. Her şey yolunda giderken bir aksilik olur ve her şey değişmeye başlar. Stephen Hawking motor nöron hastalığına yakalanır. Bu hastalıktan sonra vücudunu artık hareket ettiremez hale gelir ve tekerlekli sandalyeye mahkum bir şekilde hayatının sonuna kadar yaşamaya devam eder. Çok büyük ve başarılı bir bilim insanı olarak kabul edilen Hawking, profesördür. Daha ötesi, bilim tarihinde oldukça önemli yerleri bulunan Newton ve Einstein’dan sonra dünyaya gelen en iyi fizik adamlarından birisi olarak tanımlanır.

Stephen Hawking’i meşhur yapan en önemli eseri teorik fizikçiler için bir temel niteliğinde olan ve dört temel fizik teoreminin hep birlikte kullanıldığı Büyük Birleşim Teorisi geliştirmesidir. Buna ek olarak Einstein’ın rölativitesini ve kuantum fiziğini sentezlemeye çalışmıştır. Bunu yaparak evrenin oluşmasının temellerini açıklamaya çalışmıştır. Zamanın Kısa Tarihi kitabı ise en tanınmış eseridir. Kitapta yapmış olduğu çalışmalardan elde ettiği bilgileri basit bir dille anlatma başarısını göstermiştir. Sadece bu kitap 41 dile çevrilmiş ve 10 milyona yakın baskı yapmıştır. Bütün olumsuzluklara rağmen çalışmaya devam etmiş ve her zaman yol gösterici olmuştur. Bilimsel açıdan bakıldığında gerçekten çok büyük bir kayıptır. Buluşlarından bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz;

a)  Tekillik Teorisi: Bu teoriyi Stephen Hawking ve Roger Penrose birlikte çalışarak geliştirmişlerdir. Evrenin büyük patlamadan önce bir tekil yapıya sahip olduğunu belirtmişlerdir. Teoride, yerçekiminin hangi durumlarda tekillik üretebildiğini açıklamışlardır. Böylece aslında varlığına inanılan ve kabul edilen temel bir konuyu ispat etmeye çalışmışlardır. Yeryüzünde tekillik iki farklı alanda karşımıza çıkmaktadır. Birincisi büyük patlama olarak ifade dilen olayın tekilliği, ikincisi ise kara deliklerin tekilliğidir. Büyük patlama tekilliği zaman da dâhil bütün her şeyin başladığı tekilliktir.         

 b)  Kara Deliklerin İşleyiş Prensiplerinin Keşfi: Kara deliklerin işleyiş prensiplerinin dört temele dayandığını belirtmiştir. Aslında kara deliklerin karanlık olmadığı belirterek, kara delikler tamamen soğuk ve karanlık olmadıklarını ve ışınım yaydıklarını belirtmiştir. Bu ışınıma ''Hawking Işıması'' adı verilmiştir.  Kara delikler ile ilgili olarak yazdığı makale Yerçekimi Araştırmalar Kurumu tarafından ödüle layık görülmüştür.

c)  Hawking Radyasyonunun Bulunması: Araştırmacının kara delikler için kullandığı ve ispat etmeye çalıştığı şey; aslında kara deliklerin içine aldığı her şeyi yok eden bir yapıdan ziyade kara deliklerin yok edici olmadıklarını belirtmiştir. Kara delikler birbirini zıddı olan pozitif ve negatif atomlara karşı farklı davranışlar göstermektedir. Negatif atomları kendisine çekiyor, ancak pozitif atomları ise kendisinden itiyordu. Bu olay sürdükçe, buharlaşma olup kendi enerjisini bitirene kadar devam ediliyor. Sonuçta bir ışınım oluşuyor. İşte bu ışınıma Hawking Radyasyonu adı verilmiştir.

 d)  Şişme Teorisi: Alan Guth’un tespit ettiği büyük patlama teorisine göre; patlamadan sonra evren hızla şişmiş ve belli bir süre sonra ise şişme yerini durağanlığa ve gerilemeye başlamıştır. Cosmic inflation olarak bilinen şişme teorisi geniş bir kabule sahiptir. Hawking ise şişme teorisine kuantum dalgalanmalarını ölçerek katkı sağlamış ve farklı ve daha anlamlı bir boyuta taşımıştır. Yapılan hesaplamalar ile evrendeki şişme ve galaksilerin oluşumu açıklanmış olmaktadır.

e)  Hartle-Hawking State: Büyük Patlama Öncesi Evren teorisi olarak ta bilinmektedir. Stephan Hawking ve James Hartle’nin birlikte yapmış oldukları çalışmaların sonucunda Hartle-Hawking State denilen bir model geliştirmişlerdir. Bu modele göre büyük patlamadan önce zaman kavramı yoktu. Patlamadan sonra oluştuğunu belirtmişlerdir. Bazı yerlerde evrenin öncesi hali teorisi olarak ta kabul edilmiştir. Şu ana kadar geliştirilen konu hakkındaki en güçlü teori olarak görülmektedir.

 f)   Top-Down Cosmoloji: Bu teori üsten alta evrenbilim olarak dilimize çevrildi. Evrenin büyük patlamanın ardından farklı bazı olayların etkisi ile oluştuğu belirtilmektedir. Ancak bu faktörleri tespit etme imkanının olmadığını ve alttan-üste bütün faktörlerin dikkat alınmasının mümkün olmayacağını ifade ederler. Bazı faktörlerin şartlara göre oluştuğunu ve şart olmayınca oluşmadığını ve bu nedenle tespit edilmesinin zor olduğunu ifade ederler. Bu olayı bir sebep-sonuç ilişkisi içinde açıklamaya çalışmanın doğru olmayacağını belirtmektedirler.

Dünya bilim tarihi açısından önemli bir yeri olan ve uzun süre aranacak olan araştırmacılardan birisidir. Bu yapıda olan bilim insanlarının sayılarının artması temennimizdir. Özellikle Türk ve İslam dünyasından bu şekilde dahi diyebileceğimiz kişilerin çıkması bizleri daha mutlu edecektir. Eminim ülkemizde dahi denilebilecek çocuklarımız ve gençlerimiz vardır. Bunları arayıp bulmak ve uygun şekilde yetişmek gerekir.  İslam dünyası olarak ifade edilen coğrafya da maalesef bu imkân yok ama Türk dünyasında bu şans daha yüksek. Çünkü kaynağımız ve potansiyelimiz çok yüksektir. Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur. Yeter ki bunu bilelim ve gereken şekilde yerine getirelim.