Uluğ TÜRKERİ
ulugturkeri@gmail.com
BM’nin Kudüs Kararı ve Sonrası
22/12/2017 Amerika Birleşik Devletleri (ABD) başkanının bazı işbirlikçi Arap ülkelerini de yanına alarak tek yanlı olarak aldığı kara sonucu Kudüs İsrail’in başkenti olarak ilan edildi. Hemen herkes bir şeyler söylemeye ve eleştirmeye başladı. Doğru ya da yanlış çok sayıda kişi tepkilerini farklı şekillerde göstermeye çalıştı. BM güvenli k konseyinde ABD’nin vetosu sonucunda BM genel kurluna taşındı ve sonuç olarak ta toplantıya katılan ülkelerden 128’i kabul, 9’u ret ve 35’i ise çekimser oy kullandı. Oylamada ABD ve İsrail'in yanında Palau, Guatamala, Togo, Nauru, Honduras, Marshall Adaları, Mikronezya ülkeleri yer alarak ret oyu verdiler. ABD'nin oylama öncesinde 'finansal yardımı keseriz' tehdidinin oylamanın akışına etkisinin olmadığı da görülmüş oldu. ABD’nin yanında yer alan ülkelerin aslında neye oy verdiklerini dahi bilmediklerini düşünüyorum. Çünkü bu ülkeler hemen her açıdan ABD’ye bağlı olan ülkelerdir. Biraz daha ileri gidersek bu ülkelerin gerçek anlamda devlet olduklarını bile söylemek benze yanlış olur. Bunlar devletçik özelliği taşıyan kara para aklama, insan ve silah ticaretinin kaynağı olan yerler olarak tanınmaktadırlar. Burada özellikle işbirlikçi Araplar sözü içinde birkaç söz söylemem gerekmektedir. Çünkü ABD’nin bu kararı özellikle bazı Müslüman görünümlü Arap ülkelerinin desteği olmadan almasını bekleyemeyiz. Alınan karara başta Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar’ın kesinlikle destek oldukları görülüyor. Alınan kara sonrasında birer bildiri yayınlayarak ülke içinde olayın abartılmaması ve basın yoluyla yazılmaması istendi. Adeta konu ile ilgili olarak ülke içinde karartma uygulanması istendi. Bunun anlamı açıktır. Bu ülkeler ABD’ye kayıtsız ve şartsız bağlıdırlar ve destek vermektedirler. Bu ülke yöneticileri için söylenecek çok şeyler var. Ancak bir şey söylemeyeceğim. Allah bildiği gibi yapsın demekle yetineceğim. Gelelim Çekimse kalan ülkelerin kimler olduğuna… Avustralya, Antigua-Barbuda, Arjantin, Benin, Butan, Bosna Hersek, Kanada, Hırvatistan, Çekya, Dominikler, Ekvator Ginesi, Fiji, Litvanya, Lesoto, Meksika, Panama, Paraguay, Filipinler, Polonya, Romanya, Tuanda, Soloman adaları, Güney Sudan, Trinida Tobago, Tuvalu, Uganda ve Vanuatu ise oylamada çekimser kaldı. Bu ülkelerin çekimse kalmalarının en büyük sebebinin özellikle ABD’nin oylama öncesinde yardımların kesileceği tehdidini kullanmasının etkili olduğudur. Ülkeler alınan kararın doğru olmadığına inanırlarken, aynı zamanda korku ile ne yapacaklarına karar vermiş oldukları anlaşılıyor. Ancak burada dikkat çeken bir konuyu daha ifade etmek gerekir. O da özellikle Avrupa basınının olaya olan ilgisidir. İngiliz yayın kuruluşu BBC, "BM kararı, Trump’ın beyanını reddediyor" başlığı ile çıkarken, alınan kararın kesinlikle bağlayıcı olmadığını vurgulamıştır. Sky News ise, "İngiltere, Donald Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımasını reddetmek için BM oylamasına katıldı" başlığını kullandı. Guardian da oylamayla "Kudüs meselesinde ABD'nin uluslararası camiada bir kez daha izole edildiği" değerlendirmesinde bulundu. Blick gazetesi, "ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma kararını geri çekmesi" gerektiğini vurguladı. Macaristan'da yayımlanan Magyar Nemzet gazetesi de ''Dünya, Trump'ın şantaj yapmasına izin vermedi'' başlığını kullandı. Fransız haber ajansı AFP, BM'nin Trump'ı ve ABD yönetimini tehditlere rağmen kınadığı belirtildi. Le Monde, "Kudüs'ün durumu: BM, Donald Trump'ın kararını kınadı", Le Figaro ise, "Kudüs: BM büyük bir farkla Amerika'nın kararını kınadı", Le Parisien gazetesi, "Kudüs: ABD, tehditlere rağmen BM'de büyük bir oy farkıyla kınandı", Liberation, "BM, Trump'ı kınadı" şeklinde verdi. La Repubblica, "BM Genel Kurulundan Trump’a tokat", Corriere della Sera "BM, Kudüs’ün başkent olmasına hayır oyu kullandı", ANSA, "BM, Trump’a karşı oy kullandı", Alman Frankfurter Allgemeine Zeitung, ABD Başkanı Donald Trump'ın şantaj denemesinin açıkça başarısızlığa uğradığını, Süddeutsche Zeitung da BM'de alınan kararla ABD'nin Kudüs kararının geri çekilmesinin istendiği, Welt gazetesi ise "Almanya da ABD’nin Kudüs kararını kınıyor" şeklinde verdi. Diğer Avrupa ülkelerinin basın yayın organlarında da benzer başlıklar ile gazeteler yayınlandı ve benzer ifadeler kullanıldı. Buraya kadar gayet güzel şeyler diyebileceğimiz olaylar yaşanıyor. Ancak bundan sonra ne olacak şeklindeki soruyu kimse cevaplamak istemiyor. Alınan bu kararın hiçbir geçerliliği yoktur. Bu nedenle sadece bizleri tabiri caizse avutmanın dışında bir faydası olmayacaktır. ABD ve yandaşlarının almış oldukları karar halen yürürlüktedir ve yürürlükte olmaya devam edecektir. Ancak özellikle Hıristiyan Avrupa’nın etkinliği burada yol gösterici olacaktır. Çünkü Kudüs her üç dininde önemli saydığı bir şehirdir. Eğer Hıristiyan toplumu buranın İsrail’in başkenti olmasını istemez ise ABD ne kadar istese de olmaz. İslam ülkeler olarak tanımlanan 57 ülkeden bir şey çıkmaz. Zaten onları adam yerine koyanda yok. Bunların önemli kısmı Müslüman görünümlü İslam ülkesidir. Bu konuda yapılması gerekenler şunlardır; 1) Meydanlara konuşarak milletin gazını almanın bir faydası olmayacaktır. Bunu yapmak sadece günü kurtarmaktır. Gerçekleri örtmez. 2) İsrail ile olan ticaret gözden geçirilmelidir. İslam ülkelerinin çoğunun bu ülke ile ticareti vardır. Türkiye olarak son bir yılda İsrail ile olan ticaret hacmimizi %15 artırmışız. 3) Elçiliklerin kapatılması ya da seviyelerinin düşürülmesi konusunda bir çalışma yapılmamaktadır. Elçilikler kapatılmalı ya da seviyeleri düşürülmelidir. Çünkü İsrail’in bir terör devleti olduğu söylenmektedir. Böyle olunca vatandaşın haklı olarak kafası karışmaktadır. Terör devlet ile neden siyasi ilişkilerimiz var ve neden ticaret yapıyoruz sorularına cevap aranmaktadır. 4) Kararı alan ABD’dir. Ancak ABD nedense bir türlü eleştirilmemektedir. 5) ABD ile işbirliği yapan Arap ülkeleri ile görüşmeler yapılarak destekledikleri ABD’nin yolcu, ancak o ülkelerin hancı olduğunu hatırlatmak gerekir.
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Cumhurbaşkanlığı Sistemi ve Tarım Sektörü - 10/07/2020 |
Cumhurbaşkanlığı Sistemi ve Tarım Sektörü |
Salgının çalışma yaşamına etkileri: Covid-19 İşçileri Nasıl Etkiledi? - 10/07/2020 |
Salgının çalışma yaşamına etkileri: Covid-19 İşçileri Nasıl Etkiledi? |
İngiltere'nin Koronavirüs Raporu - 16/03/2020 |
İngiltere'nin Koronavirüs Raporu |
Suriye Çalıştayı - 20/12/2019 |
Suriye Çalıştayı |
At, Katır ve Eşek Eti İthali - 18/12/2019 |
At, Katır ve Eşek Eti İthali |
Bu kadar harcama ile nereye? - 17/12/2019 |
Bu kadar harcama ile nereye? |
Dipsiz Gölün Dibini Bulmak - 25/11/2019 |
Dipsiz Gölün Dibini Bulmak |
Esat ve Barzani Anlaşması Ne Getirir Ne Götürür? - 16/10/2019 |
Esat ve Barzani Anlaşması Ne Getirir Ne Götürür? |
CHP’nin Önerisi Ne kadar Gerçekçi - 10/10/2019 |
CHP’nin Önerisi Ne kadar Gerçekçi |
Devamı |